6. Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri Kongresi

6. Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri Kongresi

Kazakistan’ın başşehri Astana’da düzenlenen ‘6. Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri Kongresi’ne Türkiye adına Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı ve bir sunum yaptı. Kongre’de dinler yerine “iyi ahlak” vurgusu ön plana çıktı.

Diyanet İşleri Başkanı dini lider olarak katıldı

Başkan Erbaş konuşmasında, kongrenin içeriğinin “insanlığın barışı ve dünyanın huzuru” ekseninde oluşturulmasını önemli bulduğunu ifade ederek, “Hepimiz müşahede ediyoruz ki bugün dünyamız, savaşlar, terör eylemleri, yoksulluk, ümitsizlik gibi devasa sorunların kuşatması altında tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor” dedi.

Erbaş, yaşanan sorunların çoğu, azgelişmiş ve gelişmekte olan coğrafyalarda otaya çıktığına dikkat çekerken, sanayileşmiş ülkelerde de milyonlarca insan yoksul ve mutsuz bir hayatın girdabında olduğunu belirtti.

Başkan Erbaş, insanlığın maruz kaldığı sosyal, kültürel ve manevi sorunları çözme noktasında dini liderlere ve din mensuplarına önemli sorumluluklar düştüğünü belirtti.

Pozitivist anlayışın yetersizliği

Sorunlara çözüm üretmek için öncelikle sorunun sebep ve etkenlerinin doğru anlaşılması ve iyi tahlil edilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Erbaş, şöyle konuştu: “Bu bağlamda, özellikle son iki asırlık süreçte dünyada yaşananlar iyi analiz edilmelidir. 18. asırdan itibaren batı merkezli bir yaklaşımla bilgi felsefesinde radikal tercihler yapılmış, varlığın aşkın boyutu adeta reddedilerek metafizik ötelenmiştir. Ancak yaşanan süreçte öne çıkan pozitivist anlayış insanın varoluşsal meselelerini izah edemediği gibi, güzel ahlakı da temellendirememiş ve yeryüzünü bireysel ve küresel buhranlara mahkûm etmiştir.

Diğer yandan her fırsatta, hak ve adalet söylemi dillendirilmesine karşılık, güçlü olmayı hak sebebi sayan bir tavır öne çıkmış, zayıf coğrafyaların güç merkezleri tarafından işgal edildiği ve iktidar mücadelesi alanına çevrildiği bir politika egemen olmuştur.”

“Eşitlik, özgürlük, adil paylaşım”

Dünyadaki imkanlara rağmen insanlığın sürüklendiği sefalete işaret eden Başkan Erbaş şöyle devam etti: “Eşitlik, özgürlük, adil paylaşım gibi kavramlar, yeni dünyanın karizmatik ve umut veren sloganları olarak öne çıkmasına rağmen, dünyanın zenginlik kaynaklarının büyük oranda kullanıldığı bir çağda, insanlık, korkunç bir yoksulluğa ve sefalete, acımasız bir adaletsizliğe terkedilmiştir.

Daha da vahim olanı, ilk insan Hz. Âdem’den beri tevhidin bilinmesi, adaletin egemen olması, güzel ahlakın yaşanması için gönderilen vahiy ve bu değerleri temin için var olan dinler, zaman zaman, tefrikanın, kavganın, anarşini ve terörün payandası olarak istismar edilmiştir.

Bizler biliyoruz ki, Allah’ın gönderdiği vahiy, kavgayı, ötekileştirmeyi, işgali, haksızlığı asla meşrulaştırmaz ve desteklemez. Zira Hz. İbrahim’den Hz. Musa’ya, Hz. İsa’dan Hz. Muhammed’e, bütün Peygamberler bütün insanların can, mal, inanç, akıl ve nesil dokunulmazlığı için mücadele etmiştir.”

“Temel haklar savunulmalı”

Erbaş, Kudüs’ün işgaline dikkat çekerek, “Bugün, doğudan batıya, kuzeyden güneye, yeryüzünün kadim medeniyetleri yok edilmekte, insanlık, maddeyi putlaştıran ve gücü kutsayan zorba bir anlayışa teslim edilmektedir. Somut bir misal olarak; bölgedeki bütün dinlerin ve inançların kutsal saydığı ve adeta insanlığın ortak değerlerinin ve bir arada yaşama kültürünün sembolü olan Kudüs, tahrip edilmekte ve işgale maruz kalmaktadır” diye konuştu.

Başkan Erbaş, “Bugün, bütün din ve düşünce mensuplarına, toplum önderlerine düşen en büyük sorumluluk, ırk, inanç, renk, coğrafya, statü farkı gözetmeksizin yeryüzündeki her insanın temel haklarını savunmak, hak ve adaletin yanında olmak, kimden gelirse gelsin zulmün, haksızlığın ve ötekileştirmenin karşısında durmaktır” dedi.

“Dinler arası diyalog olmaz”

Yeryüzünün 7 milyarı aşkın insanın ortak evi olduğunun altını çizen Erbaş, şunları söyledi: “Dünyamızın meselelerini hep beraber sahiplenmek ve daha iyi bir hayat ve gelecek için birlikte çalışmak zorundayız. Bunu yaparken dinlerin itikadi ilkeler üzerinden değil, hepimizi etkileyen sosyal, ekonomik, çevresel vb. sorunlar üzerinden hareket etmemizin daha makul ve sonuç açısından daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Dolayısıyla bu alanda yapılan çalışmaların, buluşmaların, tekliflerin ve projelerin “dinler arası diyalog” olmaz, “zulmün ve adaletsizliğin önüne geçmek için, din mensupları arası yardımlaşma” şeklinde olması daha gerçekçi ve makul olacaktır.

Zira insanların inancını tartışmadan, sorgulamadan, ihtiyaçlarını, acılarını, haklarını konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Nitekim fakirlik, ayrımcılık, gelir dağılımında adaletsizlik, çevre sorunları gibi meseleler dünyadaki herkesin etkilendiği ortak sorunlardır.”

“Bizler din liderleri olarak bütün insanları kucaklayacak bir adalet ve merhamet duygusunu kökleştirmek, inançların istismar edilmesini engellemek ve özellikle din üzerinden terör ve anarşi oluşturulmasına engel olmak için ciddi çalışmalar yapmak zorundayız” ifadelerini kullanan Başkan Erbaş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bunun için öncelikle, insani değerler zemininde, önyargısız ve samimiyetle, çağın meseleleri ele alınarak sorunların gerçek sebepleri ve çözümleri müzakere edilmeli, makul ve uygulanabilir çözümler üretilmelidir.”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu’dan Türklük vurgusu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’nun kaleme aldığı “Dünya Barışında Dinlerin Yeri ve İnsanlık Ahlakı” başlıklı yazısı da Kazakistan Devleti resmi yayın gazetesinde yayımlandı.

Topçu yazısında, “Dünya barışına katkı sunacak çok faydalı bir adım atılmıştır. Bu yıl altıncısı yapılan bu etkinliğin öncüsü, Türk dünyasının bilge lideri, Müslümanların Aksakalı Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarbayev’e büyük insanlık ailesi adına, bir Türk ve Müslüman olarak, dahası; insanlık aleminin mensubu bir insan olarak, Müslüman coğrafyalarda süren savaş ve terör vahşetinde canlarını yitiren masumlar adına minnet ve şükran duyguları içinde saygılarımı arz ediyorum” dedi.

İslam dininin ve diğer öğretilerin ortak değerinin, ahlak üzerine söylenilenler olduğunu belirten Topçu, “Hepsi ahlakı önemsemekte, iyi ahlaka sahip insanlarla dünyanın daha güzelleşeceğini, barış ve huzurun egemen olacağını dile getirmektedirler. Aralarındaki teorik farklar ayrıca değerlendirilebilir ama pratik söylemleri itibarıyla ahlak noktasında hedefleri aynı gibidir. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ sözü esasında İslam dininin özünü anlatmaktadır. Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinde iyi ahlaka sahip insan vaazı en fazla öne çıkan değerdir. İyi ahlakın çerçevesiyle ilgili emir ve yasaklar dile getirilmiş, evrensel kuşatıcılığa sahip ilkeler sayılmıştır. İnsanların özünde eşitliğine vurgu yapılmış, bireysel ahlaki değerler yanında sevgi, saygı, barış, hür irade, dayanışma, hoşgörü, yardımlaşma gibi sosyal ahlaki özellikler de üstün tutulmuştur” ifadelerine yer verdi.

Türklerin medeniyet tasavvurlarında ahlak, adalet, hoşgörü, saygı ve sevginin çok büyük yeri olduğunu vurgulayan Topçu, “Türklerde zulüm yerine adalet, düşmanlık yerine barış, kin yerine hoşgörü gibi ahlaki ilkeler baş tacı görülmüş; egemenliği altında bulunan farklı unsurların da huzur içinde yaşamaları sağlanmıştır. İslam ahlakıyla mezcedilmiş devlet ve toplum düzeni biz Türklere insanlık tarihine mühür vurma imkanını vermiştir. Türk-İslam medeniyeti yüzyıllar boyu dünyaya ve insanlığa adaleti, barışı, güvenliği, refahı hakim kılmış; insanlığı, çevreyi, bütün canlıları ‘nizam ve merhamet medeniyeti’ ile buluşturmuştur. Sultan Alparslan’ın sözüyle; ‘Türkler samimi Müslümanlardır.’ Dine atfedilen kutsiyet her şeyden üstündür ve dünya işlerinde dinin alet edilmesi en büyük ahlaksızlık ve kötülük olarak kabul edilir. Türkler devlet düzeninde de toplumsal yaşamda da buna sıkı sıkıya bağlı çok özel bir millettir. Bugün İslam aleminin ve diğer semavi dinlerle öğretilerin mensuplarının kendi medeniyet değerleriyle bir kısım çelişkiler yaşadığını belirtmemiz gerekiyor. Semavi dinlerin mensuplarının, insanlığın bugün gelmiş olduğu noktada savaşlara ve dökülen kanlara, kirletilen çevreye, katledilen hayvanlara, yok sayılan kadınlar ve çocuklara, açlıktan ölenlerin yanında obezite ile mücadele eden milyonlara baktığımızda öz eleştiri yapmaları şarttır. Sorun sadece dünyamızı insanlık için yaşanmaz hale getiren, faydasından çok zararı olan ticaret maddesi ilim ve teknoloji değildir, aynı zamanda ahlaki anlamda da vahim bir durum söz konusudur” ifadelerini kullandı.

Dinlerin siyasallaştırılması

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, yazısının devamında şöyle dedi: “Dinlerin çok fazlaca siyasallaştırılması ve kinci bir dil kullanılması bugün İnsanlık aleminin bence en önemli sorunlarından birisidir. Elbette bir kısım düşmanca bakış açısının etkisi vardır ama, bugün kafa kesen, insan yakan, gazla yok eden, sularda boğan, bombalarla parçalayan, insan onurunu yok sayan, bu durumlara engel olamayan, ilkel, işlevsiz ve dogmatik din algısı oluşmasında biz Müslümanların, İsevilerin, Musevilerin, Budistlerin, Hinduların da hem hatası hem de eksiği söz konusudur. Bugün dünyada barışın hakim olması için dinlerin söylediklerinin hayatın her alanında belirleyici olması gerekir. Bu noktada dini önderlerin misyonu çok önemlidir. Din önderlerinin kamuoyu üzerindeki hakimiyetleri yadsınamaz bir gerçektir. Din önderlerinin söyledikleri ve yaptıkları hem kişisel yaşamda hem de toplumsal yaşamda çok büyük güce sahiptir. Dolayısıyla dünya barışında din önderleri sırlı bir güce sahiptir. Dünyanın ve insanlığın barışa, adalete, hoşgörüye ve güvenliğe ihtiyacı var. Din adamlarının kolaycılık ve korkaklık yapmaması, sorumluluktan kaçmaması gerekir. Arakan, Doğu Türkistan, Yemen, Suriye ve Filistin’de kan ve göz yaşı dinmiyorsa din adına ahkam kesenlerin söyleyecek neyi olabilir.”

Kongrenin ikinci ve son gününde Barış ve Uyum Sarayı’nda düzenlenen kapanış törene, Kazakistan Senato Başkanı Kasım Jomart Tokayev, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yanı sıra İslamiyet, Hristiyanlık, Budizm, Yahudilik, Hinduizm, Taoizm ve diğer dinlerden temsilciler katıldı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *