“Bu ders adında da görüldüğü gibi İslam kelimesi geçmemektedir. Bu dersin neticesini şöyle formüle edebiliriz: Din+kültür+ahlak=hiç”
Milli Gazete yazarı Mustafa Kasadar, bugünkü yazısında önemli bir noktaya işaret ediyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi adı altında ilköğretim müfredatı içerisinde yer alan dersin ne kadar zayıf işlendiğini ve ancak kültür seviyesinde bir öğretim yaptığına dikkat çekiyor. Kasadar, “Sanki Moskova’da bir okulda din anlatılacak ve bunun bir kamuflaj içerisinde verilmesi icap ettiği için bazı şeylerin saklanma ihtiyacı hissedilmiş” diyor.
“Okullarda (din diye) din mi kültür mü öğretiliyor?” başlıklı yazısında şu değerlendirmede bulunuyor Mustafa Kasadar:
Türkiye tek parti döneminde çok sert bir şekilde uygulanan dini tedrisat yasağı çok partili sisteme geçiş ile birlikte kısmen kaldırılmışsa da din daima tarassut altında tutulmuştur. Bireysel olarak dinin öğrenilip öğretilmesinin önündeki engeller zamanla kaldırılmış olsa da, her kesimi kapsayan ve herkese ulaşan bir kapsayıcılıkta dini eğitim ve öğretimin önü hiçbir zaman açılmamıştır.
Türkiye’de dini tedrisat hürriyeti halen daha Avrupa ve ABD standartlarına dahi ulaşmamıştır. Halen daha İslam resmi kurumlarda laik cumhuriyet ilkelerinin müsaade ettiği oranda, yine müsaade ettiği alanlarla sınırlı olarak verilmektedir. Öğrenciler üniversiteye gidinceye kadar okudukları din ile ilgili derslerin hiç birisini (İmam Hatip Liseleri hariç) doğrudan İslam dinini çağrıştırır bir adla dahi okumamaktadırlar. Üniversitelerimizde ise ilahiyat fakülteleri hariç hiçbir dini eğitim verilmemektedir. Üniversitelerde neden din öğretilmediği anlaşılır bir şey değildir. Zira hangi bölüm veya fakülte olursa olsun tüm üniversite öğrencilerine bazı dersler zorunlu olarak okutulmaktadır. Mesela yabancı dil -her ne kadar kimse öğrenemese de- tüm fakültelerde zorunludur. Ama din seçmeli dersler arasında dahi değildir. Bunun manası bin yıl İslam’ın bayraktarlığını yapmış bu aziz milletin evlatları kendi öz yurtlarında dinden habersiz bir şekilde yetiştirilmesidir. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi “öz vatanında garipsin öz vatanında parya”.
Burada anlatılanları abartılı bulanlar gidip ilk, orta ve liselerde din adına okutulan kitapları alıp incelesinler. Her şeyden önce bu okullarda “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” adı altında zorunlu bir ders olarak okutulan dersin adı yanlıştır. Esasen bu dersin kendisi de adı da iyi niyetle konulmuş değildir. Zira 1980 askeri darbesini yapan paşalar bu dersin orta öğretim kurumlarında okutulmasını zorunlu kılarak anayasaya koyarlarken gençlere dini öğretmeyi değil, onları bazı kötü alışkanlıklardan ve aşırı sol örgütlere katılmaktan uzak tutmayı amaçlayan bazı ahlaki değerleri ve bunun yanında da gençlerin tümden dinden bihaber olarak yetişip de esen her rüzgârdan etkilenmelerinin önüne geçecek azıcık da din vermeyi hedeflemişlerdir. Ne yazık ki bu mantık bu gün halen devam etmektedir.
Öncelikle bu dersin adı yanlıştır ve derhal değiştirilmelidir. Zira din kültür değildir. Ayrıca da ahlak dersi verilecekse ayrı bir ders olarak verilmelidir. Bu ders adında da görüldüğü gibi İslam kelimesi geçmemektedir. Bu dersin neticesini şöyle formüle edebiliriz: Din+kültür+ahlak=hiç
Bu dersler işin sonunda gençlere hiçbir şey kazandırmamaktadır. Zira İslam ne kültürdür ve ne de ahlaktır. Zira kültür olarak öğretilen şeylerin uyulması zorunlu hiçbir bağlayıcılığı olmadığı gibi ahlaki kuralların da bağlayıcılığı ve müeyyidesi yoktur. Dolayısıyla yüce İslam dinini kültür ve ahlakla karıştırıp vermekle dinin de hiçbir bağlayıcılığının, kurallarına uyma zorunluluğunun olmadığı kanaati uyandırılmaktadır.
Hâlbuki İslam hem akide ve hem de yaşam tarzıdır ve kurallarına uyuşması zorunludur. Uymayanlar için müeyyideler vardır. Zira o, sadece inanılması gereken felsefi bir düşünce tarzı olmadığı gibi yalnızca ahlaki değerlere dikkat çeken bir ahlak nazariyesi de değildir. Aksine kendisine inananlara beşikten mezara kadar yol gösteren ve hayatın her alanına hitap eden kapsayıcı bir dindir.
Esasen okullarda öğrencinin nazarında da bu dersin bir ağırlığı da yoktur. Zira her şeyden önce dersin ismi kendi kendisini önemsizleştirmektedir. Diğer taraftan da içerik tamamen boştur.
Burada tüm ortaokullarda okutulan ve 2018 yılında MEB tarafından basılan 4 yıllık Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin sınıf sınıf konu başlıklarını aktaracağım. Ta ki din adına ne, ne kadar öğretiliyor aynel yakin görülsün.
Ortaokul 1 (5. Sınıf) 1. Ünite: Allah İnancı. 2. Ünite: Ramazan ve Oruç. 3. Ünite: Adap ve Nezaket. 4. Ünite: Hz. Muhammed ve Aile Hayatı. 5. Ünite: Çevremizde Dinin İzleri.
Ortaokul 2 (6. Sınıf) 1.Ünite: Peygamber ve İlahi Kitap İnancı. 2. Ünite: Namaz. 3. Ünite: Zararlı Alışkanlıklar. 4. Ünite: Hz. Muhammed’in Hayatı. 5. Ünite: Temel Değerlerimiz.
Ortaokul 3 (7. Sınıf) 1. Ünite: Melek ve Ahiret İnancı. 2. Ünite: Hac ve Kurban. 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar. 4. Ünite: Allah’ın Kulu Ve Elçisi Hz. Muhammed. 5. Ünite: İslam Düşüncesinde Yorumlar.
Ortaokul 4 (8. Sınıf) 1. Ünite: Kader İnancı. 2. Ünite: Zekât Ve Sadaka. 3. Ünite: Din Ve Hayat. 4. Ünite: Hz. Muhammed’in Örnekliği. 5. Ünite: Kur’an-ı Kerim ve Özellikleri.
Bir ortaokul öğrencisi 4 yılın sonunda mezun olduğunda işte din adına bu başlıkları görmüş olacak. Görüldüğü gibi ürkek ve korkak bir tasnif vardır. Sanki Moskova’da bir okulda din anlatılacak ve bunun bir kamuflaj içerisinde verilmesi icap ettiği için bazı şeylerin saklanma ihtiyacı hissedilmiş. Esasen başlıklardan da görüleceği gibi dinin direkt konusu olan sadece imanın 6 esası ve İslam’ın 5 şartı anlatılmış. Ama bunlar bu başlıklar altında değil. Bunların iman ve İslam esasları olduğu başlığa taşınmadan. Yani kaçak göçek bir şekilde ve karma karışık bir vaziyette. Esasen bu başlıklar ilkokulda da görülmüştü.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *