Sol’da özeleştiri: Bu münasebetsizliğin sorumlusu birazcık da bizleriz

Sol’da özeleştiri: Bu münasebetsizliğin sorumlusu birazcık da bizleriz

Kemal Okuyan: “Ne olursa olsun, ‘halkçı’ olma iddiasındaki bir ülkenin yöneticilerinin ‘protokol’ yemekleri dışında yediklerine içtiklerine dikkat etmesi görüntüyü kurtarmaktan çok, ahlaki ve kültürel bir yükümlülük olarak da önemli.”

Venezuela devlet başkanının İstanbul’daki bir et lokantasında verdiği görüntü kendi ülkesinde rahatsızlığa neden olurken, Türkiye’de sol kesimden de meseleden duyulan rahatsızlığı belirten bir yorum geldi. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sol Haber’de yayınlanan makalesinde, bir Devlet Başkanı olarak Maduro’nun şimdiye kadar Nusr-Et’tekinden çok daha “zengin” sofralara oturmuş olduğunun açık olduğunu ancak devlet yöneticilerinin ahlaki ve kültürel yükümlülükleri olduğunu vurgulayan bir makale kaleme aldı. Okuyan, “Burada büyük bir özensizlik var. Ne ki, özensizlik yeni başlamadı ki! Maduro’nun AKP iktidarına defalarca övgüler düzmesi, Nusr-Et’te verdiği yakışıksız görüntüden çok daha vahimdir.” diye yazdı.

Diğer taraftan, sol kesim olarak kendilerinde de suç bulan Okuyan’a şöyle devam etti: “Lakin, bu münasebetsizliğin sorumlusu birazcık da bizleriz. Venezuela’nın sosyalist bir ülke olmadığını daha yüksek sesle söylemeliydik.”

Kemal Okuyan’ın “Maduro, Nusr-Et, Sosyalizm…” başlıklı yazısı şöyle:

Geçenlerde Venezuela Başkanı Nicolas Maduro’nun İstanbul’da Nusr-Et et lokantasında yemek yemesiyle birlikte ortalık karışmış hem Maduro’ya hem lokantanın sahibi Nusret Gökçe’ye yönelik sert eleştiriler yapılmış, hatta protesto gösterileri gerçekleşmişti.

Tepkilerin önemli bir bölümünün Venezuela’daki iktidarın devrilmesi için uğraşan çevrelerin marifeti olduğu açık. Zaten bu nedenle tutarsızlıkla maluldüler. Bir taraftan Maduro’ya “halkın açlık çekiyor, sen gidip lüks restoranlarda yemek yiyorsun” diye çıkışıyor bir yandan da Nusr-Et’i “bir diktatörü nasıl ağırlarsın” diye hedef alıyorlardı.

Demek ki, bir başka ülkenin lideri Nusr-Et’e gitse “ağzının tadını biliyor” diyecekler. Ama “onların halkı açlık çekmiyor” diyemeyecekler çünkü bugün dünyanın neresine giderseniz gidin açlık ve yoksulluk ağır bir gerçek haline gelmiş durumda. Sömürü düzeni, kapitalizm denen toplumsal sistem karın doyurmuyor. Maduro’ya uygun görmedikleri Nusr-Et’in kapısından söz gelimi Kolombiya’nın yeni Devlet Başkanı Ivan Duque girse dünyadaki açlık unutuluverecek ve etçinin elde ettiği uluslararası başarıdan dem vurulacaktı.

Tam da bu noktada Venezuela’nın kapitalist değil sosyalist olduğu iddiası devreye giriyor. Çünkü Maduro’ya tepki gösterenler arasında yalnızca CIA beslemeleri yok. Venezuela’yla dayanışanlar, ABD ve bölgenin başka gerici ülkeleri tarafından türlü yıkıcı müdahalelerle karşılaşan bu ülkeye karşı sempati besleyenler de Maduro’nun Nusr-Et macerasından rahatsız olmuş durumdalar.

Bir Devlet Başkanı olarak Maduro’nun şimdiye kadar Nusr-Et’tekinden çok daha “zengin” sofralara oturmuş olduğu açık. Nusr-Et örneğinin özellikle sırıtmasında bu lokantaya haklı olarak yapışan “görgüsüz” yaftasının payı olduğu söylenebilir. Ama ne olursa olsun, “halkçı” olma iddiasındaki bir ülkenin yöneticilerinin “protokol” yemekleri dışında yediklerine içtiklerine dikkat etmesi görüntüyü kurtarmaktan çok, ahlaki ve kültürel bir yükümlülük olarak da önemli.

Burada büyük bir özensizlik var.

Ne ki, özensizlik yeni başlamadı ki!

Maduro’nun AKP iktidarına defalarca övgüler düzmesi, Nusr-Et’te verdiği yakışıksız görüntüden çok daha vahimdir. Venezuela’nın Türkiye ile ekonomik ilişkilerini geliştirmesi, karşılıklı heyetlerin gidip-gelmesi, iki devlet arasındaki ilişkilerin “dostluk” sınırları içinde kalması…; bunlara kim itiraz edebilir. Ancak vıcık vıcık güzellemelerin, AKP’yi emperyalizme karşı mücadelenin baş aktörlerinden biri olarak kutsamanın en hafifinden münasebetsizlik olduğunu söylemek zorundayız.

Lakin, bu münasebetsizliğin sorumlusu birazcık da bizleriz. Venezuela’nın sosyalist bir ülke olmadığını daha yüksek sesle söylemeliydik. ABD’nin saldırıları, Venezuela’nın devrimci bir yola girmesi için milyonlarca yoksulun göstermiş olduğu çaba, bu ülkenin sosyalist Küba için taşıdığı önem, özellikle Chavez döneminde emekçi halkın lehine atılan sayısız adım kısık sesimizin kaynağıdır.

Ancak biz sesimizi kıstıkça “21. yüzyıl sosyalizmini kuruyoruz” sesi daha gür çıkmaya başladı. Biz sesimizi kıstıkça Karakas’ta Erdoğan tezahüratı daha fazla duyulmaya başlandı.

ABD emperyalizminin müdahaleleri karşısında Venezuela halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Bundan kuşku yok. Ama altını çize çize şunları söyleyeceğiz:

Venezuela sosyalist bir ülke değil. Sosyalist bir ülkede her şeyden önce kamu mülkiyeti esastır. Oysa Venezuela’da oldukça güçlü bir özel sektör vardır ve ülkenin egemen sınıfı hâlâ patron sınıfıdır. Venezuela’daki devrimci süreç bu sınıfın egemenliğini ortadan kaldıramadığı, sürecin önde gelen aktörü Chavez ve ardılı bunu tercih etmediği için ülke bugün hiper enflasyonla karşı karşıya.

Yani Venezuela’nın sorunları kimilerinin iddia ettiği gibi ülke fazla ileri gittiğinden değil yeterince ileri gitmediğinden ortaya çıktı.

Devam edelim. Herkes bilmelidir ki, 21. yüzyıl sosyalizmi diye bir şey yok. Sosyalizmin evrensel bir tarifi, her ülke için olmazsa olmazları vardır. Bunlar, özgün koşullar, retoriği ile bir kenara itilemez. Zaman ve mekan değişimi sosyalizmin temellerinin sorgulanması için gerekçe olamaz. Örnek olsun merkezi planlama olmadan, piyasa ekonomisinin temellerini yok etme hedefiyle hareket etmeden, sınıfsız-sömürüsüz bir toplum hedefini temel strateji haline getirmeden sosyalizmi kuramazsınız.

Ve de…

Emperyalizmin bir dış politika saldırganlığı ya da ABD yayılmacılığından ibaret olmadığını, uluslararası tekellerin egemenliği anlamına geldiğini kavramadan, AKP’nin emperyalist dünya sisteminin bir oyuncusu, o sistemin bir parçası olduğunu anlamadan sosyalizmi bırakın, ilerici bir iktidarı da savunamazsınız.

Acı gerçekler bunlardır ve Nusr-Et’teki fotoğrafın derinliklerinde bunlar gözlenmektedir.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *