“De ki: Pisin çokluğu tuhafına gitse de pis ile temiz denk olmaz. Ey akıl sahipleri, Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz” (Maide süresi ayet 5/100)
Mahmut Toptaş, Amerika’yı put edinenlere seslendi. Milli Gazete yazarı Toptaş, “Biz Hakk’ın Tarafındayız” başlığını taşıyan bugünkü yazısında “Biz, hakkı, hakikati, iyiyi, güzeli, doğruyu, eğriyi bizi yaratanın kitabından ve o kitabı bize getiren ve nasıl uygulanacağını anlatıp uygulayan ve bize örnek olan resulü Muhammed sallallahü aleyhi ve sellemden öğreniriz.” vurgusunda bulundu. Dinlere eşit mesafede olmak ifadesini ise yerden yere vuran Toptaş, “Baş putluk iddiasında olanın, ‘Ben hepinizin tanrısına eşit mesafedeyim’ sözü alıkların oltasına takılan yemdir.” dedi.
Şöyle yazıyor Toptaş:
Biz, Hakk’ın, hakikatin, doğrunun, iyinin, güzelin yanındayız.
Aslında bu cümleye sekiz milyar insan katılır.
Ayrılık nerede olur?
Ayrılık, neyin doğru, neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğunu belirlemede ayrılığa düşeriz.
Amerika putunun koyduğu kuralları kabul eden kullara göre, dünya jandarmasının ayakta durabilmesi için istediğini yer, istediğini öldürür, istediğini işgal eder ve bu put, bunları yaparken hiçbir şeyi yanlış yapmaz. Sonra da bu put, kullarına, “İstediğiniz tanrıya tapınabilirsiniz. İstediğiniz kadar put hanede kalabilirsiniz ve ben isteyene istediği put haneyi yapıveririm.
Yeter ki bana itaat etsin ve bana baş kaldırmasın. Ben hepinizin tanrısına eşit mesafedeyim” diyor ve bizim aymazlarımız da, “Ne kadar eşitlikçi, ne kadar müsamahalı…” diye baş tanrısına hayranlığını ifade ediyor.
Biz, hakkı, hakikati, iyiyi, güzeli, doğruyu, eğriyi bizi yaratanın kitabından ve o kitabı bize getiren ve nasıl uygulanacağını anlatıp uygulayan ve bize örnek olan resulü Muhammed sallallahü aleyhi ve sellemden öğreniriz.
O Allah celle celalühün tabiat kanunları Hazreti Adem’den bu güne kadar insanların hayatına nasıl uygun ise Kur’an’la bildirdiği kanunları da aynen O Allah’ın kelamı olması nedeniyle uygundur.
Baş putluk iddiasında olanın, “Ben hepinizin tanrısına eşit mesafedeyim” sözü alıkların oltasına takılan yemdir.
Kendi kâfirliğinden, kâfirliğin çıkmaz sokağında bunaldığından, rahatlamak için bizim de kâfir olup onunla gâvurlukta eşitlenmemizi ister.
Rabbimiz bu gerçeği şöyle haber verir:
“Onlar, kendileri inkâr ettikleri gibi sizin de inkâr etmenizi, onlarla denk olmanızı isterler…” (Nisa süresi ayet 4/89).
“Bütün dinlere eşit mesafedeyiz” sözü,
“Ben, Allah’la şeytana aynı mesafedeyim,
Hak ile batıla,
Öldürülenle öldürene aynı yakınlıktayım,
Karanlıkla aydınlığa,
İlimle cahilliğe,
Hırsızla ev sahibine,
Pislik ile temizliğe eşit bakarım” der gibi bir şey.
Rabbimiz, pis ile temizin denk olmayacağını:
“De ki: Pisin çokluğu tuhafına gitse de pis ile temiz denk olmaz. Ey akıl sahipleri, Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz” (Maide süresi ayet 5/100) diyerek haber verir.
Hıristiyan dünyasında oylamada, “Allah üçtür” diyenler çoğunluğu elde etseler de biz yalnız ve yalnız Rabbimizin, “Kul HüvAllahü Ehad/Allah birdir” deriz. Dünyada tek kalsak da, “Allah birdir, onun oğlu da kızı da yoktur” demeye devam ederiz.
Pisliğin çokluğu bizi ilgilendirmez.
Hindistan’da, “Ölüleri yakalım” diyenler çok olsa da biz yakmayız. Yamyamlar diyarında ölülerini yiyenlerin oyu yüzde yüz olsa da çoğunluk orada diyerek onların ölü yeme sofrasına oturmayız.
1 Comment
Sabir
5 Eylül 2018, 10:59Zavallılarsız, sefillersiz, acizlersiz. Ibreti alem, yani yaradılışındaki maqsada göre deyerlendirmek, bir örnek. Qurt beslemek yada avlamak için deyil tedbir alman içindir, hurma aĝacı, sus yada gölgelik deyil besin qaynaĝıdır. VS.
REPLY