Kurban eti satılıp başka amaçlarla kullanılabilir mi?

Kurban eti satılıp başka amaçlarla kullanılabilir mi?

Soru ilginç. Çünkü kurban kesimi hac dışında farz olmamakla birlikte, infak özelliği yönüyle, toplumun bağlarını sıkılaştırma yönüyle büyük önem taşıyor. Bir takım dernekler vasıtası ile de bu ibadet yerine getirilebiliyor. LÖSEV, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından da…

Ali Karahasanoğlu, Yeni Akit’teki yazısını bu mevzuya ayırmış ve özellikle LÖSEV’in Kesilen kurban etlerinin paraya çevrilmesi ve hastaların tedavisinde o paranın kullanılmasına ilişkin açıklamasını merkeze alarak, bunun caiz olup olmadığı yönünde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne cevap verdiğini soruyor. Aynı zamanda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği gibi kuruluşların da kurban etine olan taleplerini sorguluyor. Çünkü bu derneklerin, toplumu batılı değerler etrafında şekillendirmeyi gaye edindikleri ve dindar bir nesil de istemedikleri herkesin malumu. Karahasanoğlu da “Dindar nesil” istemiyorsanız.. “Dindarlardan bağış” da istemeyiniz diyor.

Karahasanoğlu, LÖSEV’in “kurban”ına Diyanet onay verdi mi? başlığını taşıyan yazısına, “Öncelikle belirteyim, kimsenin inancına, uygulamasına karşıma hakkımız yok.” diyerek başlıyor ve şöyle devam ediyor:

Ama..

Birileri, “İslam’a göre bu mümkün” diyorsa..

Ona karşı da, “Hayır doğrusu o değil.. Sizin ‘Doğru’ dediğiniz uygulama, aslında menfaatinize uygun olan..” deme hakkımız var..

Bu çerçevede LÖSEV’in kurban uygulamasına bir itiraz getireyim..  

Tartışma, geçtiğimiz hafta Akit TV Haber Koordinatörü Muharrem Coşkun’un konuğu olarak katıldığım Manşetlerin Dili programında, LÖSEV’in kurban bağışı ile ilgili solcu gazetelere verdiği reklamı eleştirmemle başladı..

LÖSEV Başkanı Dr. Üstün Ezer Bey, konuyu aydınlatmak istediğini aktardı..

Diyanet İşleri Başkanlığı ile sürekli irtibat halinde olduklarını, İslam dinine aykırı bir uygulamanın içinde olmadıklarını belirtti..

Zaten programdaki o günkü itirazımız, kurban ibadetine karşı eleştirel yaklaşan gazetelerde, kurban ibadeti ile ilgili reklamın yayınlanmasına yönelik idi..

İyi dileklerle görüşmemizi sonlandırdık..

Ancak sonrasındaki günlerde, yine o gazetelere verilen farklı bir reklam metnidikkatimi çekti..

Kesilen kurban etlerinin paraya çevrilmesi ve hastaların tedavisinde o paranın kullanılmasına ilişkin bilgi vardı..

Yine aynı reklam metninde, kurban etlerinin bazı kurumlara verildiği, yıl içersinde değişik dönemlerde, aynı miktarda etin onlardan alınarak muhtaç durumdaki hastaların ailelerine verildiği belirtiliyordu..

Bunun üzerine, Üstün Bey’e bir mail attım.

Mailim şöyle:

“Üstün Bey

Bugünkü Sözcü gazetesinde yayınlanan reklamınızda, kurban kesildikten sonra etlerin emanete verildiğini (yani atıyorum 100 kilo etin depoya verildiği, o etin bir şekilde tüketildiği, sonra ihtiyacınız olduğunda, aynı evsafta 100 kilo eti aynı depodan aldığınızı) belirtiyorsunuz.

İlaveten; gerekirse, etin ekonomik değeri itibari ile tedavi masrafları için kullanıldığı belirtiliyor.

Bu ifadelerden kasıt şu ise:

1) Kurbanı kestiniz. 100 kilo eti depoya verdiniz, onlar o eti sattılar. Üç ay sonra siz 100 kilo et istediniz. Onlar size başka eti verdiler.. 

2) İhtiyaç sahiplerine kurban etini dağıttınız, 50 kilo et elinizde kaldı. Bunu sattınız, bedeli ile, hastalara ilaç aldınız..

Bu iki uygulama için, Diyanet İşleri Başkanlığı’na soru yönelttiniz mi? 

‘İbadetin özüne uygundur’ denildi mi?

Merak ettim.

İyi çalışmalar

Ali Karahasanoğlu”

Üstün bey, “Biz kurban ile ilgili tüm uygulamalarımız için, Diyanet’le işbirliği içindeyiz, onlara soruyoruz” dediği için, ben de kendisine bunu sordum.. 

Üstün Bey cevap verdi:

“Ali İhsan Bey ,

Evet daha önceki 3 Diyanet İşleri Başkanı’nın sözlü (bizzat benim de olduğum bu amaçlı ziyaretlerimizde), Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yazılı cevaz ve icazetleri alınmıştır. 

İyi çalışmalar.

Dr. Üstün Ezer

Lösante Çocuk ve Yetişkin Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı”

Benim mailime, tatminkar cevap gelmiş mi?

Şahsen ben, tatmin olmadım..

Hele hele üç Diyanet İşleri Başkanı’na yayacak kadar, konu dağıtıldığına göre..

Yani yaklaşık 10 yıllık bir sürece konu yayıldığına göre..

Cevapta bir yanlışlık olabilir diye düşündüm..

Aynı gün, şu mailimi yolladım:

“Üstün Bey

Cevabınız için teşekkürler. Rica etsem, ‘Emanet et’ ve ‘Kurban etinin fazlasını satıp, ilaç yardımı yapma’ konularındaki Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yazılı bilgilendirmesini bana yollayabilir misiniz?

Şimdiden teşekkürler.

Ali İhsan Karahasanoğlu”

Ne cevap geldi, tahmin eder misiniz?

Öncelikle şu:

“Mailinizi tarafımdan yanıtlanana kadar ‘okunamadı’ olarak kabul etmenizi ve sonuç almak için takiplerinizi rica eder sağlıklar dilerim

Dr. Üstün Ezer”

Sonra?

Sonrasında üç gündür bekliyorum..

Bir cevap gelmedi..

Bu vesile ile..

Biz, Diyanet İşleri Başkanlığı’na da..

Din İşleri Yüksek Kurulu’na da..

Bir çağrıda bulunalım..

Adlarının karıştığı sohbetlerde, böyle fetvalar verildiği iddia ediliyor..

Acaba bu yönde fetvaları var mı?

Yoksa muhatapları, yanlış mı yorumlamışlar?

Çünkü biz bunun daha ötesinde..

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi bazı derneklerin, “Kurban bağışınız karşılığında, kurban kesilmesini istiyor musunuz? Yoksa, bağışınızın direkt para olarak harcanmasını ister misiniz?” sorularının bağışçılara sorulduğuna şahit olduk..

O zaman bu tartışma, “Kurban edilecek evsafta bir hayvanın kesilmesi dışında, kurban ibadeti yerine gelmiş olmaz” açıklaması ile sonlanmıştı..

Şimdi soru şu:

 “Kurban kesildiğinde, et satılarak, elde edilen gelirle hastalara tedavi uygulamasında, kurban ibadetinin özü ihlal edilmiş olur mu?”

Yine bir başka soru, “Kurban kesildiğinde, kurban amaçlı kesilen et kasaplara verilip, o yıl içinde, daha sonraki tarihte, ticaret amaçlı kesilen hayvanların eti ile takas gerçekleştiğinde, kurban ibadetinin özü sakatlanmış olur mu?”

Ben iki durumda da, kurban ibadetinin özünün ihlal edildiği kanaatindeyim..

Ricam, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun da, bu konuda İslam’ın görüşünü net olarak açıklamasıdır..

Bir eleştirim de, Atatürkçü Düşünce Derneği’ne..

Genel Başkanları Prof. Süheyl Batum’un, derneğin başına geçtikten sonra, 16 Ağustos 2018’de sosyal medyada yaptığı paylaşım şöyle:

“ADD şu esaslara dayanacak: Biz, rejimin temelleriyle oynama, diyoruz. Eğitimi dindar nesil yetiştirme aracı olarak kullanma..”

AK Parti’ye, “Dindar nesil yetiştirme” diye çıkışan Atatürkçü Düşünce Derneği..

Gazetelere verdiği reklamlarda ise, dindar halkın Kurban Bayramı’nı tebrikediyor..

Niye tebrik ettiğini de, tebrik içine koyduğu banka hesapları ile ilan ediyor..

“Bağışlarınızı bize yapabilirsiniz” diyor..

Anlarsınız ya..

Bir yandan “Dindar nesil istemiyoruz” diyor..

Ama iş paraya gelince..

Dindar neslin ibadetine göz koyup, “Bağışınızı bize yapın” diyor..

Lütfen Süheyl Bey..

Dürüst olun..

“Dindar nesil” istemiyorsanız..

“Dindarlardan bağış” da istemeyiniz.. Hele hele, kurban bağışı hiç istemeyiniz..

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *