Youtube’da çocuk istismarına karşı kampanya

Youtube’da çocuk istismarına karşı kampanya

Yaşları 5’le 10 arasında değişen çocuk youtuberlar, günlük hayatlarını milyonların önünde yaşıyor, oyuncak paketi açıyor, otel tanıtımı yapıyor. Psikolog Akgün bu kanalların kapatılması istemiyle kampanya başlattı.

Elif, Mira, Işıl ve daha onlarcası…

Yaşları 5’le 10 arasında değişen çocuk youteberlar. Milyonların önünde anneleriyle birlikte makyaj yapıyor, kimi zaman bir mobilya firmasından gelen oda takımını tanıtıyor kimi zaman da babalarıyla birlikte oyuncak paketi açıyorlar.

Aydınlık’tan Özlem Konur Usta’nın haberi

Onlar, kameraların karşısında bir oyuncak yığının içinde büyümeye çalışırken ekranın diğer tarafındaki yaşıtlarına da bilmeden tüketimi pompalıyorlar. Abone sayısı yüksek youteberların bu yolla ciddi gelir elde ettikleri de biliniyor. Tanıtımı yapılan ürünlerden gelen hediye çeklerini de unutmamalı. Türkiye’nin en çok izlenen çocuk kanalı 2 milyon 300 bini aşkın abone sayısıyla Prenses Elif. Videoların görüntülenme sayısı 3 buçuk milyara ulaşmış durumda. Prenses Elif kanalı iki yıl önce ailesi tarafından kurulmuş, söylendiğine göre o zaman Elif 4 yaşındaymış. Ebeveynlerinin bu çocuklara dayattığı yaşam biçimi etik mi değil mi diye tartışılırken klinik psikolog Olcay Tüzün Akgün, çok sayıda aileye örnek olduğu gerekçesiyle Prenses Elif kanalının kapatılmasını talep eden bir imza kampanyası başlattı. Akgün’le bu kanalların çocuklara ve topluma etkisini konuştuk.

ÇOCUK İSTİSMARI

Hangi amaçla böyle bir imza kampanyası başlattınız?

Çünkü bu kanal, Türkiye genelinde en çok üyeye sahip çocuk youtuber kanalı, bir anlamda da öncü. Kampanyanın, buna özenen tüm ebeveynler için öğretici bir yanı olmasını diliyorum çünkü aslen yapılan şey bir düzeyde çocuk istismarı. Youtube ciddi bir gelir kaynağı, aile bu kanal sayesinde pek çok kişinin çalışarak elde edebileceğinin üstünde bir gelir elde ediyor. Bu gelir, yaşça buna rıza gösteremeyecek bir çocuğun günlük hayatının yayınlanması üzerinden sağlanıyor. Bahsi geçen çocuğun, her gün beş altı videosu çekiliyor. Ortalama 15-20 dakika çekilen videolarla çocuğun sildik başa aldıkları saymazsak 100-120 dakika kamera karşısında olduğunu söyleyebiliriz. Çocuk, özel bir yeteneği, bir becerisi nedeniyle kamera karşısında değil. Bunlar, “Elif doktorda”, “Elif parkta” gibi oyuncak açma, yarışma yapma temalı videolar. Elif’in para kazanmak için günlük bir mesaisi olduğunu, bu süre zarfında, havuzda, parkta, otelde, evde videolarının çekilip erişim kısıtlaması olmaksızın, herkese açık bir biçimde yayınladığını görüyoruz. Belirli otellerden de, muhtemelen teklifler alarak, buraların tanıtımlarını yapmak amacıyla çekilen videolar da var. Tüm burada beni ilgilendiren şey, konunun bir çocuğun merkezinde dönüyor olması ve çocuğun para kazanma, aileyi geçindirme aracı haline gelmesi, herhangi bir sebebi olmaksızın tanınması, ün sahibi olması ve belki de ileride rahatsız olacağı biçimde 2 milyonun üzerinde abonenin seyrettiği videolarının yayınlanması. Bütün çocuk hakları bildirgeleri “çocuk yararı önceliklidir” der. Siz çocuğunuzu, mayolu, bikinili vs gösterileri ile ekranlara taşıdığınızda bu görüntülerin kimlere ulaştığını bilemezsiniz. “Şu otelde tatildeyiz”, “bu lunaparkta eğleniyoruz” gibi adres üzerinden yayınlar da çocuğun kötü niyetli kişilerin hedefi haline gelmesini kolaylaştırır.

SEBEPSİZ ÜN

Bu çocuklar nasıl bir dünyada yaşıyorlar?

Çocuk, sürekli bir izleyici beklentisi içine giriyor. Hamur oynamak gibi gündelik, sıradan yaptığı bir şeyin bile, izleyicisi olmalı, bu izleyici bu sebeple kendisini beğenmeli, ona hayran olmalı. Kolay yoldan, emeksiz para kazanmanın yolu gösterilirken, bir izleyici arzusu da oluşturuluyor. Oysa ki, çocuklar özgüven, özsaygı gibi kavramları geliştirirlerken, bu kavramların dışarıdan gelen onaya bağımlı olmasından çok, kendi kapasiteleri, yetenekleri, kendileriyle barışık olması üzerine kurulmasını isteriz. Ne yazık ki, çocuklar ve ergenler, özellikle ötekinin bakış açısı konusunda kırılgan ve hassastırlar. Bunları yeterince değerlendirebilecek, süzebilecek ne mental ne de duygusal kapasitelere sahip değiller. Çocuğu, bu anlamda “seni izleyenler var” algısına sokmak, bu ışıkların, beğenilerin onlar için fazlası ile önemli olmasına neden oluyor. Bu çocuğun sabah okuluna gidip herkes gibi sırasında oturup dersini çalışması, arkadaşları ile oynarken sırasını beklemesi, maddi ve sosyal statü ayırt etmeksizin eşitlik içinde bulunmayı öğrenmesi gerekecek. Öte yandan 2 milyon izleyicisi olan, evde aynı tip oyuncakların farklı versiyonları arasında boğulan bir çocuğun okulu sevmesi zor. Nitekim, anaokulu ve ilk okulu öğretmenleri okulu sıkıcı bulan, okulda bulunan her şeyin çok daha fazlasına evde sahip olduğunu söyleyen, evi okula tercih eden öğrencilere aşınadırlar. Evdeki aşırı maddi bolluk, çocuğun oyuncakları ile bağ kurmasını engeller, bir oyuncaktan ötekine atlayan çocuk dikkat ve konsantrasyon anlamında elindeki kaynakları kullanamaz. Sürekli ebeveynin komutları ile oyun oynayan çocuklar, yalnız kalmayı öğrenemezken, yaratıcılıkları ve hayal güçleri de gelişmez. Sebepsiz ünlülük ve reklam amaçlı oluşturulan bu oyuncak bolluğu, çocuklara hem duygusal hem de zihinsel gelişimi açısından zarar verir.

HEDEF HALİNE GELİYOR

İşin bir de izleyenler yönü var. İnsanlar neden bir başkasının günlük yaşamını izlemek ister?

Eğer izleyenlerin yetişkin olduğunu varsayıyorsak en iyi ihtimalle meraktan diyebilirim. Bir başkasının hayatını takip etmek, kendi monoton hayatımızdan uzaklaşmamızı sağlayabilir, kendimizi başkaları ile kıyaslama arzumuza hizmet edebilir. Ancak bir yetişkinin, çocuk bir youtuberın günlük hayatını seyretmesi için açıkçası çok bir gerekçe bulamıyorum. Ancak, pedofiliklerin, çocukların ilgilerini, meraklarını, neleri sevip neleri sevmediğini iyi bilen kişiler olduğunu biliyorum. Çünkü, filmlerde gördüğümüzün aksine, bir pedofilik ansızın çocuğumuzun karşısına çıkmıyor aslında. Çocuk partilerinde, kurslarında, yuvalarında, parklarında sık sık karşımıza çıkıyorlar ve biz onların düzenin bir parçası gibi algılıyoruz. Bu kişiler çocuklarla belirli bir güven duygusu geliştirdikten sonra, onlara rahatça yaklaşma imkanı buluyorlar ve çocuklar hakkında sevdiği bir tat, oyun, oyuncak, güvenli bir söz gibi bildiklerini çocuğa karşı koz olarak kullanıyorlar. Dolayısıyla, bir yanıyla, bu videoların pedofilik bir şey için öğretici ve hedef oluşturucu bir yanı da var.!

DİL GELİŞİMİNİ KISITLIYOR, İFADEYİ ZORLAŞTIRIYOR

“Çok fazla ekran başında vakit geçiren çocuklar, zihinsel beceriler anlamında kapasitelerinin gerisinde kalıyorlar, kelime hazineleri sürekli alıcı kalmaktan dolayı kısıtlanıyor, kendilerini ifade etmekte zorlanıyorlar, duygusal olarak içlerine kapanıyorlar. Öncelikle, ebeveyn kendisi örnek olmalı, hiç kitap okumayan, hobileri olmayan ebeveynler, kendileri telefonlarına yapışık yaşarlarken çocuklarına ‘kapat o interneti’ diyemezler. Bu nedenle, ebeveynin olumlu bir örnek oluşturması gerekiyor. 3 yaş altına zaten ekran önermiyoruz, 3 yaş üstüne çok kısıtlı bir biçimde, öğretici yayınlardan gitmekte fayda var. Zararlı kanalları süzmek nispeten mümkün. İlle de, denk geliyorsak, yasaklamaktansa ki yasak merak uyandırır, beraber seyredip üzerine konuşmak, çocuğunuzla bir fikir alışverişinde bulunmak bir seçenek olabilir. Sokak oyunları, açık hava faaliyetleri, kitap okumak, yazı yazmak teşvik edilebilir. Hiçbir şey öneremezseniz de, kendinizi kötü hissetmeyin. Bazen sıkılmak da gereklidir. Hayatın böyle anları da vardır, kendi kendimize kaldığımız anlardan keyif almayı, iç sesimizle başbaşa kalabilmeyi ve yaratıcılığımızı teşvik etmeyi de böyle öğrenebiliriz.”

OLUMSUZ ÖRNEK

“İZLEYEN çocuklar, kendileri de bu tip videolar çekip yayınlamak istiyorlar. Yeni çıkan kanaların bir kısmı bunların eseri. Evde gündelik konuşmalar da bile, ‘arkadaşlar merhaba, bugün sizlerle … yapacağız’ gibi ifadeler olabiliyor. Sürekli ebeveynleriyle oyun oynayıp, normal şartlarda yapmayı tercih etmeyeceğiniz etkinlikleri seyreden ya da oyuncak bolluğunu gören çocuklar buna özenebiliyor, ailelerine benzer taleplerle gelebiliyor. Ne çocuğun konuşmaları ne de ebeveyn tutumları herhangi bir süzgeçten geçmediği için de ister istemez olumsuz örnek oluşturdukları anlar da olabiliyor. Çocuklar, gördükleri örnekleri modellemeye yani bir anlamda onlar gibi davranıp konuşmaya yatkın olduklarından, çocuğunuz sizin istemeyeceğiniz bir konuşma şeklini ya da davranış biçimini bu videolar üzerinden kopyalayabiliyor. Öte yandan, çocuklarda ekran bağımlılığının tetiklenmesi gibi bir sorun da var. Zaten internet vs küçük büyük pek çok çocuk için çok cazip. ‘Yeni video eklenmiş mi’, ‘Acaba bugün ne yapmışlar’ gibi arkası yarın temalı videolar, çocukların kontrolsüz bir biçimde ekran başında saatler geçirmelerine neden olabiliyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *