Eğitimci Abbas Güçlü, LGS sonuçlarını “facia” sözcüğüyle nitelerken, yüz binlerce öğrenci ve ailenin şokta olduğunu, 342 bin kontenjanın boş kaldığını, yüzde 5’e girmiş öğrencilerin bile hiçbir yere yerleştirilemediğini bildirdi.
Liselere girişte yaşanan karmaşa, son sınav sonuçlarının dün açıklanması ile birlikte tescillenmiş oldu. İmam Hatiplere yönelik beklenen talebin de oluşmadığı sonuçlar herkeste hayal kırıklığı yaratırken, gelecek hesapları yapan gençleri derinden etkiledi. Konunun uzmanlarından Abbas Güçlü, Milliyet’teki köşesinde bu durumun müsebbibi Milli Eğitim Bakanlığından hala doyurucu bir açıklama gelmediğini belirtirken, yeni bakan Ziya Selçuk’un da eski bakanlar gibi bir açıklama yapması halinde bunun velileri çıldırtacağını kaydetti.
Abbas Güçlü dün ortaya çıkan sonuçları işte böyle yorumladı:
Liselere giriş faciası
LGS yerleştirme sonuçları dün açıklandı. Ortalık toz duman.
Yüz binlerce öğrenci açıkta, veliler şokta!
MEB ise bildiğiniz gibi!
Ortada ne bir plan var ne de bir program.
Nasıl ki yüz binlerce öğretmen atama beklerken, on binlerce öğretmen açığı varsa, yüz binlerce öğrencinin açıkta kaldığı liselere girişte de tam 342 bin kontenjan boş kaldı!
Çoğu da meslek lisesi ve imam hatip!
İşte bu yüzden hiç zaman geçirilmeden, diğer liselere dönüştürülen klasik liseler tekrar açılmalı ve herkes evine en yakın okula lafta değil, gerçek anlamda gidebilmeli.
Liselere yerleştirme tam bir hayal kırıklığı yarattı.
Yüzde 5’lik dilime giren öğrenciler, 100 üzerinden 98.5 not ortalaması olanlar, evine en yakın okula giremeyenler, hiçbir yere yerleşemeyenler ve daha kimler var kimler…
Veli ve öğrenciler şaşkınlık içerisindeler.
Memnuniyet oranı yerlerde sürünüyor ve MEB’den hâlâ doyurucu bir açıklama yok.
Öğrenciler, veliler, öğretmenler, büyük bir moral çöküntüsü içerisinde.
En azından bundan sonra ne olacağına ilişkin, inandırıcı bir açıklama yapılmalı ki rahatlasınlar.
Ya da okulların açılışı bir ay ertelenerek, her şey sil baştan yeniden ele alınmalı.
Bu süreçte kesinlikle uzak durulması gereken tek şey var, o da, “Bu sene böyle oldu, seneye, bu sistemi çöpe atıp, çok daha adil olanı getireceğiz” yönünde bir açıklama yapılması!
İşte bu, velileri çıldırtır.
Daha da vahimi, Bakan Selçuk’un da kendinden önceki bakanlardan hiçbir farkı kalmaz.
Ayrıca, artık tüm kabahati sırtına yükleyecekleri bir müsteşar da yok.
Bu yüzden, doğru düzgün bir sistem hemen bu yaz getirilsin ki yeni kayıp kuşaklar yaratılmasın…
Küskün kuşaklar
Okula, öğretmene, ailesine, devlete, kendisine yani her şeye küsüp odasına kapanan o kadar çok öğrenci var ki onları daha fazla üzmeye hiç ama hiç kimsenin hakkı olmamalı ve bu yanlıştan derhal dönülmeli.
Bu, o kadar zor mu?
Hiç sanmıyoruz.
Eğer istenirse, hâlâ yapılabilecek çok iş var.
Örneğin farklı liselere dönüştürülen ve hemen her mahallede, her öğrenci için cankurtaran simidi olan klasik liseler hemen açılmalıdır.
Açılmalı yani tekrar eski konumlarına kavuşmalılar ki okullar açılırken, zorunlu eğitim çağındaki yüz binlerce öğrenci okulsuz kalmasın.
Bakan Ziya Selçuk’un bu krizden yüz akıyla çıkmasını temenni ediyor ve bekliyoruz. Çünkü ulus olarak buna ihtiyacımız var.
Bu konuda, devlet kademesindeki herkes kendisine yardımcı olmalı, veliler de paniğe kapılmadan sabırla yapılacakları beklemelidir.
Evet, krizin boyutları çok büyük, bugün açıklanacak üniversite sınav sonuçlarıyla birlikte daha da derinleşecek.
İşte bu yüzden, krizi fırsata dönüştürüp, ucubeye dönüştürülen sistem, yeniden işler hale getirilmelidir.
Bu zorunlu revizyon, eğer hemen şimdi yapılmaz ve sonraya ötelenirse, Bakan Selçuk, kendisine sağlanan kredinin çok önemli bir bölümünü boşa harcamış olur ki bunun da başta kendisi olmak üzere hiç kimseye bir yararı olmaz!
Neler yapılabilir?
Bu yıl için şu saatten sonra herhangi bir düzenleme yapmak mümkün değil demek, topu taca atmak olur.
Bir önceki bakan ve kurmayları belli ki derslerini iyi çalışmadılar ve sınıfta kaldılar.
Veli ve öğrencinin nabzını tutamadıkları gibi siyasetin nabzını da tutamadıkları için gözden kayboldular.
Sınavsız öğrenci alan okullar için yapılan yerel yerleştirme sonucunda, yüz binlerce öğrenci açıkta kalırken, 107 bini Anadolu İmam Hatip, 214 bin Anadolu Meslek lisesi, 21 bini de Anadolu lisesi olmak üzere 342 bin kontenjan boş kaldı.
Aynı durum geçen yıl üniversitelere girişte de yaşanmıştı, bir yanda milyonlarca öğrenci, öte yanda açıkta kalan 350 bin kontenjan vardı.
Bunun anlamı şu:
YÖK, MEB ve ÖSYM, yatırım ve kontenjanlarını, öğrencilerin istekleri yönünde değil, kafalarına göre yapıyor ve sadece öğrencilerin hayallerini çalmakla kalmıyor, devletin kaynaklarını da hovardaca tüketiyorlar!
Özetin özeti: Dün lise adayları, bugün de üniversite adayları hayatın gerçekleriyle yüz yüze geliyorlar. Ve onlara hayal kırıklığından başka bir şey maalesef sunamıyoruz.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *