Moskova Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Dr.Kerim Has, 16 Temmuz’da gerçekleşmesi beklenen ABD-Rusya zirvesinde gündeme gelmesi muhtemelen konuları ve akabinde Rusya’nın Astana sürecine ihtiyacı kalmayabileceğine işaret ediyor. Konuyla ilgili Kerim Has’ın sosyal medyada paylaştığı mesajları şöyle:

Not: 16 Temmuz’da (Helsinki) Trump-Putin zirvesi var. Rus tarafı zirveye iyi hazırlanıyor. Suriye’nin İsrail sınırına yakın bölgelerinde cihatçıların elimine edilmesi, ABD’nin al-Tanf’tan çekilmesi ve İran’ın buradaki nüfuzunun sınırlandırılması konularında bir anlaşma pek olası.

Not: Son dönemde Menbiç’e ilgisi artan Ankara, yakında Fırat’ın doğusunda Rusya’nın siyasi/askeri varlığını daha yakından hissedebilir.
Şu sıralar Fırat’ın doğusundan Moskova’ya yapılan ziyaretlerin sayısında artış yaşandığı gibi ziyaretlerin gündemi de farklılık arz ediyor.

Şu sıralar Fırat’ın doğusundan Moskova’ya artan sıklıkla heyetlerin gelmesinin amacı da büyük ölçüde bu. Suriye’nin güneyinde ABD’yle uyum sağladıktan sonra Ankara’yı elinde tuttuğu bölgelerden çıkarabilmek için Moskova’nın, Fırat’ın doğusundaki PYD/YPG kartına ihtiyacı olabilir.

Moskova’nın bu planı çerçevesinde Suriye’nin güneyi “istikrar” parantezine alındığı takdirde, Rusların Astana sürecine ihtiyacı da kalmayacak. O zaman geldiğinde ise İdlib’in kaderi ve yine Türkiye’nin bölgede tuttuğu bölgeleri artık Şam’a teslim etmesi konuları gündeme gelecek.

Bunun için de Moskova, Trump üzerindeki Amerikan establishment’ının baskısını hafifletmeyi de amaçlar şekilde, Suriye’nin güneyinde hem Esad’ın kontrolünü hakim kılabilecek hem de İsrail’in güvenlik kaygılarını giderebilecek bir yakınlaşma hedefliyor zirvede.

Rus tarafı pek tabii Trump-Putin zirvesinden Suriye’nin geneline dair bütüncül ve nihai bir çözüm beklemiyor, zaten bu mümkün de değil. Ama öncelik, ilk etapta ülkenin güneyinde istikrar sağlayarak Suriye’nin toprak bütünlüğü sorununu farklı düzleme (kuzey/doğu) taşımak.