Bugün yaşananları üst üste koyduğunuzda şimdi daha iyi çözüyorsunuz olanları.. 88 sayalık özel raporlarında ki detaylarsa hala düşündürücü… Neler mi var CIA’ nın o hassas raporunda…?
Bursa.com sitesi yazarlarından Aysun Karlı bugün kaleme aldığı yazısında, bir CIA raporunun gösterdiği gerçekleri okuyucunun bilgisine sunuyor. CIA’nın İslam dünyasını 4 ana bölümde incelediğini belirten Karlı, bunlardan üçünün köktendincilere karşı kullanıma uygun bulunduğunu şöyle ve bugün gerçeklerin daha rahat görülebilir hale geldiğini bakın nasıl anlatıyor:
CIA raporunda Ilımlı İslam ve FETÖ ayrıntısı…
Bu Amerika, Fetö’yü vermez.
Yarattı bir kahraman saldı ortalığa ağlaya ağlaya ‘ılımlı İslam’ diye…
Sonrası malum…
Şu eski kurban derileri muhabbetini hatırlayın..
Kimse Yok mu? Derneği, Deniz Feneri derneği, İnsani Yardım Derneği falan filan..
THK saf dışı kalmış, diğerleri, siyasetin açtığı yolla derileriyle cirit atıyordu.
Çok iyi hatırlarım.. Defalarca ararlardı medyayı…
‘İlanlarımızı yayınlayın’ derlerdi ısrarla..
Parasıyla bile girmezdik.. Ne de doğru yapmışız..
Çünkü daha o tarihlerde görmüştük.. 2000’li yılların ortalarıydı.
Tarikat ve cemaatler bu hem “sadaka” götürdükleri yoksulların ilgisini ve bağlılığını kazanıyor, hem de önemli bütçelere sahip oluyorlardı.
‘Niye alet olalım’ diyorduk..
Biz olmadık, ta CIA Uluslararası stratejilerle öyle bir pompalıyordu ki..
Bugün yaşananları üst üste koyduğunuzda şimdi daha iyi çözüyorsunuz olanları..
88 sayfalık özel raporlarındaki detaylarsa hala düşündürücü…
Neler mi var CIA’nın o hassas raporunda…?
Başı şöyle..
“İslam Dünyası kendi değerlerini ve doğasını tanımlamanın kavgasını yaşıyor. Peki ABD’nin bu kavgadaki öncelikleri neler? Önce İslamiyet’ten kaynaklanan şiddetin önlenmesi, sonra ABD’nin İslamiyet’e karşı olduğu imajından kaçınılması ve daha sonra da İslam dünyasının demokratikleştirilmesine yönelik atılacak radikal adımların planlanması. İslam dünyası şu an gelişememe ve globalleşme ile uyumsuzluk sorunlarıyla boğuşuyor ve bugüne kadar İslam dünyasında çare için bulunan milliyetçilik, Pan-Arabizm, İslam devrimi vb. kavramların da bu çözümde yetersiz kaldıkları görülüyor.”
Ve sonrasında İslam dünyası şöyle özetlenmiş.
Köktendinciler
Ilımlılar
Tutucular
Laikler
Peki ABD yönetiminin bu nokta da ne yapması gerektiği nasıl aktarılmış?
Önce Ilımlı İslamcılar desteklenecek.
Köktendincilere karşı tutucular desteklenecek
Laikler duruma göre desteklenecek
Köktendincilerle etkili mücadele yapılacak.
Raporun özünde en iyi ittifaksa ‘ılımlı islamcılar’ görünüyor.
Raporun 38.sayfasında ki örnek isimse bölücü örgüt ele başı Fethullah Gülen…
Ve ılımlıların en büyük eksiği olarak ta ‘ekonomik yetersizlikleri’ öngörülüyor.
Fakir edebiyatı gazı yani!
Raporun son bölümü ise ‘Derin Strateji’ başlığı altında toplanmış…
Yapılacaklar oluşturulmuş, vs, vs, vs…
Özü de ‘ılımlı İslami bir lider’ oluşturulması…
Son mesajsa daha anlamlı.
“İslamın bir üst kimlik olduğundan çok, insanların kimliklerinin bir parçası olduğu işlenmeli, sivil toplum örgütleri oluşturarak Ilımlı İslamcı liderlere yardım edilmesine çalışılmalı”..
İşte yıllarca bayram seyranlarda ‘yoksula yetime can kurban’ stratejileri güdüldü.
Artık Allahaşkına görün bu gerçekleri de derimizi de gerimizi de kurtaralım bu Amerikan pompasından.
1 Comment
M. Mücahid Oku
30 Aralık 2019, 15:18Bu yazıda gerçekten çok uzaklaşmış veya gizlemişsiniz. Siz eğer benim de okuyup tercüme ettiğim Cheryl Benard’ın hazırladığı CIA raporundan bahsediyorsanız verdiğiniz bilgileriniz bütünüyle yanlış. Aynı rapordan bahsediyorsak, bu rapor Kur’an Ve Sünnet İnkarcıları’nın bir el kitabından başka bir şey değil. Fakat verdiğiniz bazı bilgiler aynı rapordan söz ettiğimizin izlerini veriyor.
REPLY38. sayfayı tekrar okuyunca şimdi karar verdim ki, aynı rapordan bahsediyoruz.
Burada:
1. CIA’in verdiği emirleri kesmişsiniz.
2. "Hadis savaşları’ndan hiç söz etmemişsiniz.
3. İslam’ı yıkmak, pardon yeniden yapılandırma çabalarından hiç söz etmemişsiniz. Halbuki bynlar çok önemli.
Deniz Feneri Derneği’nin CIA, MOSSAD, BND ve CHP oyunu ile sahneden kaldırıldığına yaşadığım Avrupa’da bizzat tanık olduğumu sanıyordum.
Yanlış mı?