Sana isim verdim bugün, belki daha önce fısıldamıştım bir yerlerde kulağına; Sol Yanım… Evet sol yanım dedim sana.
Hüzün sarınca beni gözlerime bakıp anlayacaklar ve soracaklar bana, sol yanımda bir özlem var diyeceğim mesela. Ya da sevinçten ışıl ışıl parlayacak gözlerim ve yine soracaklar; bahar gelmiş sol yanıma diyeceğim soranlara. Göz alabildiğine yeşil olmuş her yer ve çiçekler rengarenk üzerinde. Bakan görmez mi bu renkleri, bu sıcaklığı şu kapkara oldurmaya çalıştıkları kısacık yaşamın içinde.. Koruyan, kollayan, güçlü, güven duyduğun, orada olduğunda mutlu olduğun huzur dolu.. Bir gökkuşağı kadar rengarenk ama bir o kadar da kısacık ömrü olan..
Biz rengi gördük birbirimize bakarken, anlatmaya gerek duymadık, hep anladık bakınca gözlerimizden. Çimende yazdık elif’i, hercainin morunda, suyun duruluğunda, kışı düren çiğdemde..
Bir bedeli varsa her yaşananın, hep ödemişsindir. Fakat tekrar ödemeyeceksin diye bir şey yok! Yeter ki tutup kaldıran olsun kollarından. Kendine dair ümitlerin yittiği yerde bir güç tutuversin ellerinden. Ne varsa sonlandırmak istediğin, yeniden yeşeriversin o büyük güçle!
“Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul et. Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve mü’minleri bağışla.” (İbrahim 14/40-41)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *