Bir ‘Afrika Atasözü’ üzerinden Sosyal Medya analizi

Bir ‘Afrika Atasözü’ üzerinden Sosyal Medya analizi

Aslında komik bir hikâye… Ama gerçekte içinde mizah barındıran bütün hikayeler gibi son derece düşündürücü…

Son birkaç günlük bir hikayenin özetini Milliyet’ten Belma Akçura yaptı, bugün gazetedeki köşesinde. Atasözü olarak paylaşılan bir söz üzerinden sosyal medyanın kullanıcılarının hali pür melalini yazısının bir bölümünde böyle özetledi Akçura:

“Afrika Atasözü” ortalığı karıştırdı.

Artık hangi sözün, hangi kitabın, hangi yazara ya da kime ait olduğunu sosyal medyadan anlamak mümkün değil. Bir yarışma düzenlense bir nesil genel kültürden sıfır çekecek!

Aslında komik bir hikâye… Ama gerçekte içinde mizah barındıran bütün hikayeler gibi son derece düşündürücü…

Erken seçim kararından sonra birbiriyle birçok konuda ayrışan muhalefetin bir araya gelmesi medya ve sosyal medyada en çok tartışılan konulardan biri olunca Mimar Emin Akkuyu Twitter’dan “Afrika Atasözü: Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa, orman yanıyor demektir!” diye yazdı.

Parti liderlerinden eski bakanlara, milletvekillerinden gazetecilere kadar çok sayıda sosyal medya kullanıcısı bu ifadeleri “Afrika Atasözü” olarak paylaştı, yorum yaptı. Hatta cümleyi tersinden yazanlar “Doğrusunu yaz, o bir Afrika Atasözü” diye uyarıldı. Söz Twitter’dan sonra Facebook’ta da geniş yer buldu. Ancak Afrikalıların böyle bir atasözü yok.

Söz Emin Akkuyu’nun bizzat kendisine ait. Kendisine “Twitter’da size ait bir sözün altına neden ‘Afrika Atasözü’ yazma ihtiyacı duydunuz?” sorusunu yönelttiğimde verdiği yanıt hayli çarpıcıydı: “İki nedenle. Birincisi sosyal medya kullanıcılarının bir bilginin kaynağını araştırma ve bilgiyi sorgulama konusunda nasıl tepki vereceğini görmek. İkincisi bir söze anlam ve değer katan şey yazarı mıdır, yoksa sözün bizzat kendisi midir? sorusuna yanıt bulmak.”

Akkuyu kendi imzasıyla bu sözleri yazmış olsaydı bunun yine yüzlerce insan tarafından paylaşılması mümkün olabilecek miydi? Bilmiyoruz. Ama paylaşımlardan ve yapılan yorumlardan anlıyoruz ki; hiç kimse ne kaynağı ne de Afrikalıların böyle bir atasözünün olup olmadığını sorgulama ihtiyacı duymamış. Ama ‘sözün’ yarattığı etki büyük olmalı ki; birçok meslektaşım da sözü sorgulamadan gazetedeki köşesine taşıdı.

Bilgisizliğin devri

Akkuyu daha sonra bir paylaşım daha yaptı. Böyle bir “Afrika Atasözü”nün olmadığını, J.R. Tolkien’in “İnsanlar, goblinler, troller, cüceler, elfler, entler hobbitler birlikte koşuyorsa ‘orta dünya’ yanıyor demektir” sözlerinden esinlenerek kendisinin yazdığını açıkladı. Peki, J.R. Tolkien’in böyle bir sözü var mı? Yok. O da yalan… Ancak bunu da sorgulayan olmadı. Üstelik Akkuyu “Yanlışın doğrulanması da yine kuşkuyu gerektirir” dediği halde.

“Sosyal medyada Can Yücel’e ait olmayan en az 30 şiiri sayabilirim” diyen Emin Akkuyu aslında daha önceki paylaşımlarından birinde sosyal medyanın geldiği noktayı Dostoyevski’nin “Budala” kitabındaki bir pasajdan alıntı yaparak özetlemişti: “Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor.” Peki, bu sözlerin Dostoyevski’ye ait olup olmadığından nasıl emin olacağız? Kuşku duyuyorsak kitabı alıp bizzat okumamız gerekir.

Habercilikte kuraldır; şüpheyle yaklaş, araştır ve doğrula. Bu kurallar sosyal medya için de geçerli olmalı. Bir fikrin, bir düşüncenin, bir sözün doğruluğu kadar kime ait olup olmadığı da önemlidir. Okumadığınız, sorgulamadığınız, araştırmadığınız kaynağına güvenmediğiniz hiçbir şeyi paylaşmayın.

Açın bakın. Sosyal medyada hangi sözün, hangi kitabın, hangi yazara kime ait olduğunu artık anlamanın mümkün olmadığını göreceksiniz. Yani durumumuz hayli vahim.

Bir yarışma düzenlense, bir nesil genel kültürden “sıfır” çekecek gibi görünüyor. The New Yorker’ın eleştirmeni Adam Gopnik ne demişti. “Önce okuyun. Çünkü dünyada en verimli teknoloji kitaptır.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *