Mutabakatın sağlanamamasının 3 nedeni

Mutabakatın sağlanamamasının 3 nedeni

Gül formülünde mutabakat sağlanamamasını 3 ana nedene bağlayan Kadri Gürsel, en önemli sebep olarak Gül’ün tutumunu gösterdi.

“Partiler üstü aday arayışlarının sonucunda Abdullah Gül’ün adı gündeme geldi, getirildi. Başka bir adın da öne çıkarılamadığını görüyoruz. Bu da normal, başka biri yoktu çünkü.” diyor Kadri Gürsel ve mutabakatın başarılamamasının nedenlerini şöyle yorumluyor Cumhuriyet’teki yazısının son bölümünde:

Nihayetinde, Gül formülünde mutabakat sağlanamadı.
Üç nedenden ötürü.
Önem derecesine göre birinci sırada Abdullah Gül’ün tutumu vardır. Gül, özellikle de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’nin normalleşmesi amacıyla kapsayıcı bir rol üstlenebileceği yönünde, kendisine şüpheyle bakan kesimlere güven vermek için neredeyse hiçbir şey yapmadı. Türkiye’nin en acil ve en önemli sorunu AKP’den oy almadan nasıl çözülemeyecekse, Gül’ün de bu sorunu çözmek için CHP tabanının desteği olmadan bir yere varamayacağı gün gibi aşikârdı. Gül’ün siyasetler üstü kalma tercihi, “siyasetsizlik” şeklinde tezahür etti.
Bakınız, Gül’ün geçen cumartesi aday olmadığını açıklarken yaptığı konuşmada dile getirdiği şu ilkeler aslında bahse konu asgari müşterekleri tarif ediyor:
“Kuvvetler ayrılığına dayalı güçlü bir demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin evrensel kriterlerde uygulanması…
Liyakat, şeffaflık ve hesap verebilirlik kural ve ilkelerinin geçerli olduğu bir düzen.”
Bu süreçte Gül, yukarıdaki ilke ve değerlerin altını çizmek için yolun sonunu bekledi.
Zamanında bu ilkelere yaslanarak inşa edilmiş, zaaf içermeyen güçlü bir duruş, kendisini adaylıktan vazgeçirmek için vazifelendirilmiş bir Genelkurmay Başkanı açısından da “caydırıcı” olurdu.
Muhalefetin başarısızlığındaki ikinci neden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in siyasi bencilliğidir. Akşener, Gül’ü “sıfır riskçi” diye nitelendirip çatı adaylığına layık olmadığını ima etmiştir ama en iyimser ihtimalle ikinci tura kalacak olursa, Erdoğan’ın karşısında kilit önem kazanacak Kürt oylarını nasıl alacağını kendisinin de bildiğini sanmıyorum. Gül’ün pasif tavrı, Akşener’in bu tutum alışını kolaylaştırmıştır.
Üçüncü neden ise CHP’nin örgüt ve tabanındaki Abdullah Gül alerjisidir. “Alerjen faktör”, Gül’ün siyasal İslamcı geçmişi ve Çankaya’da iken otoriterleşme süreci karşısında edilgen kalmasıdır. Bu nedenle geniş kesimlerin gözünde inandırıcı olamıyor. Kendisinden sosyal demokrat ya da Kemalist olması tabii ki beklenmiyordu ama bu derin güvensizlik engelini muhafazakâr tabana da yabancılaşmadan aşmak için bir yol bulabilirdi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *