Mim Kemal Öke: Biz Allah’ın sevdiği bir milletiz!

Mim Kemal Öke: Biz Allah’ın sevdiği bir milletiz!

Prof.Dr. Mim Kemal Öke, Türkiye-Batı ilişkileri ve Batı’nın İslam’a bakışı konusunda Takvim gazetesine verdiği röportajda ilginç sözler sarfetti.

Öke’ye göre Batı İslam’a düşman değil Türklerin Müslümanlığına düşman. Batı’nın neden rahatsız olduğuna ilişkin soruya verdiği cevapta bu fikrini şöyle savunuyor Öke:

Türkler’in Orta Asya’dan çıkıp Batı’nın ta içlerine kadar gelmelerini hazmedemiyorlar. Türkler’in Müslüman olmalarını hazmedememişlerdir.

İslam düşmanlığı diyoruz ya, aslında batı İslam düşmanı değildir. Altını çizerek söylüyorum, bağıra bağıra söylüyorum Türkler’in Müslümanlığından ciddi rahatsızlar. Müslümanlığı Türklerin temsil edebilmesinden ciddi rahatsızlar. Batı Vehhabi, Selefi, DEAŞ tipi, terörcü tipi Müslümanlıktan rahatsız değil, aksine hoşnutlar. Onların hepsi ile dostlar. Batı, Türk Müslümanlığından hiç memnun değil. İslam’ı yok etme planları içerisinde Türklerin Müslümanlığını kazımak lazımdır ki, İslam’ı yok edebilelim diye düşünüyorlar. Temsili bağlamda nereye bakarsanız bakın Türkiye ve Türkler’in Müslümanlığı çok önemlidir. Batı’nın Müslüman düşmanlığı Türkler’in Müslümanlığı ile denkleşiyor. Tabi ki, Doğu dünyasında da Türklerin Müslümanlığını çekemeyenler de var. İran, Vehhabiler ve Selefiler Türk Müslümanlığından çok mu hoşnutlar? Batı ve Doğu dünyasında küresel bir komplo şeklinde Türk düşmanlığı var. Türkiye ayakta duruyor bu bir mucizedir. Biz Allah’ın sevdiği bir milletiz.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • hüseyin alan
    30 Nisan 2018, 10:17

    Türk kim?
    Osmanlı Beyliği döneminde "Müslüman Türkler" devletin kurucu unsurlarıydılar, Anadolu’da Bizans’a karşı İslamı savunan ve yayan, giderek büyüyen ve genişleyen, beylikten devlete, devletten imparatorluğa geçen Selçuklu boylarının ortaklığıydı. Fatih devrinden sonra bazı özellikleri değişmeye başlasa da Müslüman Türkler kurucu unsur olarak varlığını muhafaza etti.

    Bu durumu en bilenler aynı zamanda osmanlının en büyük düşmanı olan Avrupalılardı. Çünkü Osmanlı sadece Anadoluyu değil Avrupa’nın içlerine kadar hükümranlık kurmuşlardı. Bu sebeple Batı Osmanlıyı "ottoman" yahut "Türk" diye tanımlarken bu tanım etnik bağa yapılan bir gönderme yapmıyor, tam tersine "İslam inanç" bağına gönderme yapıyordu.

    Tanzimat fermanı ilanından sonra bu iş değişmiştir çünkü Osmanlı devleti artık kendini İslam ile bağı ile tanımlamaktan vazgeçti. Buna rağmen Avrupalıların hafızasında o eski anlayış bir süre daha devam etti. Cumhuriyetten sonraysa o tanım nostaljiden ibaret kaldı.

    Avrupa ile Osmanlıyı birbirinden ayıran en temel sebeplerden biri, Kapitalist ekonomik sisteme geçen Avrupa karşısında Osmanlının (şu kadar yahut bu kadar önemli değil) İslam’a dayalı başka bir ekonomik sistemi yürürlükte tutmasıdır. Ki en büyük rekabet bu alanda yaşanmıştır. Fakat Tanzimat aynı zamanda osmanlı devletinin İngiliz, Fransız, Hollanda, Belçika gibi zamanın kapitalist uygarlıklarıyla ticaret anlaşmaları yaparak kendi ekonomik sisteminden de vazgeçtiğini de tescillemektedir…

    Bunca sözü şu iki çift lafı izah etmek için ettik:
    Bu "Türk" kimdir? Kendini nasıl tanımlıyor ve neyi temsil ediyor? Tarih bilenler bilir ki fatihler, fethettikleri ülkelerde yerleşik ahalinin sadece yüzde beşini yahut en fazla onunu temsil eder. Şayet fatihler bir dini hukuka, siyaset yapma tarzına ve kültüre sahiplerse o ülkelerin yerleşik ahalisini kendi dinlerine döndürürler. Osmanlı bunun misalidir. Yok fatihlerin bir hukuk sistemi, siyaset tarzı ve kültürleri yoksa gittikleri ülkelerin yerleşik hukuki, siyasi ve kültürel sistemi içinde kaybolur giderler. Moğollar da bunun misalidir.

    Anadoluda yerleşik kavimleri İslamlaştıran osmanlı, İslama dayalı kaldığı sürece burada yaşayanları Müslümanlaştırdı. Avrupanın endişesi buydu. Fakat tanzimat sonrasında bu kombinazon bozuldu ve Türkler, İslamdan ayrışarak Türkleşti, Batılı hukuki, iktisadi-siyasi kültürüne adapte oldular.

    Soruyu tekrar soralım: Kim bu Türk? Kendini nasıl tanımlıyor? Hangi hukuki-iktisadi-siyasi ve kültürü temsil ediyor? Ve Müslümanlar bu anlatıya ne diyor?

    REPLY