Gençlik üzerine ‘projeler’ üretmekten vazgeçelim!

Gençlik üzerine ‘projeler’ üretmekten vazgeçelim!

“Hz. Peygamber (sa)’in sünnet ve sîretinde ‘çocuklara yönelik çalışmalar’, ‘gençlik projeleri’, ‘yetişkinlere ilişkin proje ve çalışmalar’ gibi ayrıştırıcı bir söyleme rastlamıyoruz” diyor bir eğitimcinin mektubu…

Gazeteci yazar Faruk Beşer, Yeni Şafak’taki yazısında bir eğitimcinin mektubuna yer veriyor. Gençlik ile ilgili yapılan değerlendirme ve çalışma şekillerinin yanlışlığına değinilen mektupta artık gençlikten şikayet etmek yerine, gençlik üzerine ayrıştırıcı projeler üretmek yerine onlarla omuz omuza, gönül gönüle birlikte çalışmalar yapılması öneriliyor. Resulullah’ın gençlere nasıl güvendiğinin de hatırlatıldığı ve örneklendirildiği o mektubun bir bölümünde şöyle deniliyor:

Gençlikle alakalı çözüm arayışlarımızın temelinde yatan asıl yanlışın “Gençlik projeleri” veya “Gençlerimizi Kurtarmaya Yönelik Projeler” gibi ayrıştırıcı ve can sıkıcı bakış açımızda yattığını düşünüyorum. Zira Hz. Peygamber (sa)’in sünnet ve sîretinde “çocuklara yönelik çalışmalar”, “gençlik projeleri”, “yetişkinlere ilişkin proje ve çalışmalar” gibi ayrıştırıcı bir söyleme rastlamıyoruz. Onun nazarında, 12 yaşındaki Ali, 16 yaşındaki Habbâb, 17 yaşındaki Erkâm, 21 yaşındaki Tayyâr, 28 yaşındaki Ömer, 38 yaşındaki Ebûbekir ve 70’li yaşlardaki Selman farklı değildi. O büyük peygamber eğitim ve tebliğ işlerini kategorilere göre yapmıyordu. Görevlendirmelerinde yaşa, başa, jenerasyona vs. bakmıyordu. 17 yaşındaki Mus’ab’ı Medine’ye tebliğci olarak, 19 yaşındaki Mu’az’ı Yemen’e vali olarak göndermekte bir beis görmüyor, 20 yaşındaki Üsâme’yi birçok yaşlı ve tecrübeli sahabenin bulunduğu orduya komutan olarak atamayı sakıncalı bulmuyordu.

Önerim şu: Dilimizden ve söylemlerimizden “gençlik” ifadesini atalım, gençleri kurtarmaya (!) yönelik ütopik, ve gerçek yaşamla ilgisi olmayan projeler üretme derdinden vazgeçelim. Partimizin organizasyon şemasından “Gençlik Kolları”, devletimizin yönetim kabinesinden “Gençlik Bakanlığı” ayrımını kaldıralım. 12 yaşından 72 yaşına kadar aklı eren, eli tutan, gözü gören, kafası çalışan herkes el ele, gönül gönüle ve omuz omuza çalışalım. Ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için üretilmiş olan gerçek projelerde birlikte çalışalım. Gençlerimizi kurtarma projeleri yerine ülkemizi kurtarma projelerinde yaşına başına bakmadan gençlerimizle birlikte mücadele verelim. Bir yazılım geliştirme, bir silah üretme, bir araç yapma gibi teknik projelerde, bir mahalleyi geliştirme, yaşlılara okuma yazma öğretme, fakirlere yardım etme, yetimlere sahip çıkma gibi sosyal projelerde gençlerimizle hatta çocuklarımızla birlikte çalışalım. Hangi alanda olursa olsun bir projenin başında, bir üretim alanında, bir çalışma sahasında her yaştan insanımız birlikte gayret etsin. Projelerimizin her birine yaşlılarımızın temkin, tedbir ve tecrübesi, yetişkinlerimizin bilgi ve birikimi, gençlerimizin gözü karalığı ve ataklığı, çocuklarımızın uçuk kaçıklığı katkı versin.

Çünkü insanın en güçlü, en üretken, en atak olduğu dönem gençlik dönemidir. Bunu hepimiz çok iyi biliriz. Ama ne yazık ki bu büyük ve etkili gücü doğru yerde ve doğru şekilde kullanmayı düşünmeyiz. Doğru yerde, doğru şekilde kullanılmayan bu büyük güç maalesef gençler tarafından doğal olarak problemler doğuracak ve şikâyetlerimize sebep olacak şekilde kullanılıyor. Şikâyet ve yakınmalarımıza sebep olan problemlerin arkasında gençlerin çok etkili olduğunu vurguladığımız psikolojik ve bedensel gücü olduğundan da o problemlerle yaşlılar olarak bizler de baş edemiyoruz. Yani kendi mantalitemizin doğurduğu problemlere karşı kendimizden kaynaklanan zafiyetlere yuvarlanıyoruz.

Gençlerimizi ciddi memleket işlerinde kullanmaya başladığımızda şikâyet ettiğimiz birçok problemin doğal bir seyir içinde düzeleceğini birlikte görürüz. Böylece biz gençlerimizden yakınma derdinden kurtuluruz, bizim bitmez tükenmez eleştirilerimizden de onlar halâs olur.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *