Cinayet gibi; denizin dibine 40 katlı binalar

Cinayet gibi; denizin dibine 40 katlı binalar

Sorum şu.. Türkiye’nin en güzel koyunda ev yapma imkânı verilse yapar mısınız? Yapmam diyeceksiniz.. Ben de yapmam derim.. Çünkü böyle bir imkân yok; hayal.. Peki, ya o hayal gerçek olursa, cennet gibi koyda ev imkânı çıkarsa!.

Mehmet Tezkan’ın Milliyet’teki yazısından bir bölüm şöyle:

Konumuz en küçük alana rant için bina dikilmesi.. İnsanlığın yarınını yok etmemiz..

Somut örnek; Ataköy sahili.. Cinayet gibi; denizin dibine 40 katlı binalar diktiler..

Yapan müteahhit kazandı, izin veren belediye kazandı, bakanlık kazandı..

Ama insanlık kaybetti..

Yeşillik yok oldu, Marmara’dan kente gelen rüzgârın önü kesildi, insanların denizle ilişkisi kesildi..

O binaları dikenler 50 yıl sonra hayırla mı anılacak, yoksa!.

***

İki gündür Bodrum’dayım.. Bodrum da beton yığını.. Gümüşlük-Yalıkavak arası da bitmek üzere.. Dağların tepelerinde bile kepçeler harıl harıl toprağı kazıyor..

Bu ne hırs ya.. Doymak bilmiyoruz..

***

İstanbul’dan Ataköy’ü örnek verdim ya.. Bodrum’dan da Güvercinlik’in karşısındaki Pina Yarımadası’nı örnek vereyim..

Dünyada nadir görülen Halep çamlarıyla kaplıydı.. Şimdi gidin bakın; beton yığını.. Kale gibi otellerle dolu..

Nasıl oldu?

2007 yılıydı.. Önce yangın çıkarıldı, 238 hektar kül oldu.. Yeniden ağaçlandırılacak falan derken, imara açıldı..

Halep çamlarını yok ederek kale gibi otelleri dikenler 50 yıl sonra hayırla mı anılacak, yoksa!..

***

Sadece siyasetçiler suçlu değil..

Sadece belediye başkanları suçlu değil.. Sadece müteahhitler suçlu değil..

Hepimiz suçluyuz..

***

Doğa katliamına tepki gösteriyor muyuz?

Yooo..

Tam tersi, koşa koşa gidip ev alıyoruz.. Eskiden burası ormanlıktı, eskiden burası yeşil alandı falan demiyoruz..

Doğayı katledenlerin otellerine tonlarca para ödeyerek tatil yapıyoruz..

Demem şu..

Suçu birbirimize atmayalım..

***

Sorum şu.. Türkiye’nin en güzel koyunda ev yapma imkânı verilse yapar mısınız?

Yapmam diyeceksiniz..

Ben de yapmam derim.. Çünkü böyle bir imkân yok; hayal..

Peki, ya o hayal gerçek olursa, cennet gibi koyda ev imkânı çıkarsa!.

Dünyayı ben mi kurtaracağım, geldik gidiyoruz, biraz da keyfini sürelim demez misiniz?

Dersiniz, dersiniz..

O zaman hepimiz suçluyuz..

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *