‘Dağıtık’ kapitalizmin ikinci dalgasının ilk safhalarını yaşıyoruz!

‘Dağıtık’ kapitalizmin ikinci dalgasının ilk safhalarını yaşıyoruz!

Kapitalizmin dijital çağının artık ikinci safhasının başladığı, sistemin “Süper bulmacasını” ise Amazon, Apple, eBay, YouTube ve benzerlerinin çözdüğü dile getiriliyor. İki kavram öne çıkıyor, mutasyon ve blockchain.

Dünya gazetesi yazarlarından Güventürk Görgülü, yeni başlayan dijital çağın özelliklerine ve altyapısına değiniyor bugünkü yazısında. Güventürk’e göre ‘dağıtık’ kapitalizmin ikinci dalgasının başlangıç noktasındayız ve bu dalga sanal dünya ile gerçek dünyanın entegrasyonunu kapsayacak. 2012’de yazdığı yazılara da atıf yapan Güventürk, yazısında özellikle ‘mutasyon’ ve ‘blockchain’ kavramlarının altını çiziyor.

İşte o değerlendirme:

Dağıtılmış kapitalizmin yeni aşaması Blockchain
Bundan yaklaşık altı yıl kadar önce, Nisan 2012’de bu köşede “Dağıtılmış kapitalizm çağında değer yaratmak” başlıklı bir yazı yazmıştım. İki bölümden oluşan bu yazıda Harvard Business School İşletme Bölümü emekli profesörlerinden Shoshana Zuboff’un, Ekim 2010’da uluslararası danışmanlık şirketi McKinsey’in yayını McKinsey Quarterly’de yayınlanan “Creating value in the age of distributed capitalism” başlıklı makalesini özetlemiştim. Yazıyı; “Dağıtılmış” veya daha teknik deyimle söylersek “Dağıtık” kapitalizmin birinci dalgasının sayısallaştırmaya dayandığını, önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak ikinci dalgaya ise dijital veya sanal dediğimiz dünya ile gerçek dünyanın entegrasyonunun damga vuracağını belirterek bitirmiştim. Bugünlerde tam da o ikinci dalganın başlangıç aşamasını yaşıyoruz.

2012’de yayınlanan iki bölümlük yazının tamamına Google’a başlığı yazarak kolayca erişebilirsiniz.

Shoshana Zuboff, makalesinde kapitalizmin bir “Mutasyon” geçirdiğini belirterek “Dağıtılmış/Dağıtık kapitalizm” adını verdiği bu yeni dönemde üretim ve tüketimin giderek adem-i merkezi, dağıtılmış değerlere, dağıtılmış bilgiye, dağıtılmış sosyal ve yönetsel sistemlere bağımlı hale geldiğini söylüyordu.

Burada “Mutasyon” kavramını biraz açmakta fayda var. Zira bu kavramı, inovasyonlardan kaynaklanan endüstriyel üretimdeki basit bir değişim olarak görmemek gerekiyor. Yine Zuboff’un sözleriyle açıklayalım: “İnovasyonlar, şirketlerin ürün ve hizmet üretimi ve dağıtımlarındaki çerçevenin gelişmesini sağlar. Oysa mutasyon, bu çerçevenin tamamen değişmesi anlamına gelir. İnsanların hayata bakışlarının ve isteklerinin radikal olarak değişmesi, işletmelerin, amaçlarında, yöntemlerinde ve çıktılarında, inovasyonların yerini artık mutasyonun almasına neden olur.”

Zuboff, bireyin sahip olduğu bu güç sayesinde, tüketimin itici gücünün ürün ve hizmetlerden, interaktif teknolojilerin etkinleştirdiği araçlar ve ilişkiler ağına kaydığını belirterek sistemin bugünkü “Süper bulmacasını” artık Amazon, Apple, eBay, YouTube ve benzerlerinin çözdüğünü dile getiriyordu. Bir zamanlar küçük dükkanların yerini nasıl devasa alışveriş merkezleri ve fabrikalar aldıysa, şimdiki mutasyon sonucunda da iş modelleri ölçek ekonomilerinden, yoğunlaşmadan ve merkezi kontrolden uzaklaşma yoluna girmişti. Bu yüzden de farklı taleplerle pazara gelen tüketicilerin ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere değişik sektörlerden şirketlerin aynı amaç ve değerler çevresinde işbirliği içine çalışmasını sağlayacak, deyim yerindeyse “federatif” yapılar gerekiyordu.

2008’de ortaya çıkan, ancak gündemimizi son bir kaç yıldır epey meşgul eden Bitcoin, daha doğrusu Bitcoin’i yaratan “Blockchain” veya “Blok zinciri” teknolojisi, işte bu mutasyonun en önemli kilometre taşlarından biri. Daha açık söylemek gerekirse sanal dünya ile gerçek dünyayı entegre edecek yeni aşamanın en önemli teknolojisi diyebiliriz.

Blok zinciri ve bu teknolojiyle yapılabilecekler konusunda belki pek çok yazı okumuşsunuzdur. Muhtemelen bundan sonra çok daha fazlasını da okuyacaksınız. Ancak Blockchain sisteminin tam olarak ne anlama geldiğini anlamak için yine aynı yazıya dönüp iki noktanın altını çizmek istiyorum. O tarihte, kapitalizmin yeni çağının genetik kodlarının beş önemli özelliğinden söz etmiştik. Blok zincirinin ne olduğunu bu özelliklerden iki tanesi çok iyi anlatıyor. Bunlardan biri “Kurtarma” diğeri ise “ByPass etme” başlığını taşıyor:

“Birey için gerçekten değer ifade eden bir şeyi belirlediğinizde onu eski ve maliyetli üretim yapısından kurtarmanız gerekiyor. Günümüzde bilgi, müzik, kitap, tıbbı teşhis, eğitim ve benzerlerinin kurtarıldığı gibi… Değer yaratan şeyi kurtarmak, mümkün mertebe o değeri sayısallaştırmaktan, (dijitalleştirmekten) en makul fiyatlarla kullanıcıya ulaştırabilmenin yolunu bulmaktan geçiyor.”

“Dijital teknolojiden ve yeni sosyal organizasyonlardan güç alan pek çok mutasyon, eski kurumsal yapıları devre dışı bırakarak ortaya çıkıyor. Fiziksel, organizasyonel, teknolojik veya finansal engelleri bypass ederek, bireylerin aradıkları, ihtiyaç duydukları değerleri doğrudan onlara ulaştırabilmek, tıpkı tıkalı bir damarı devre dışı bırakarak kanın damarlarda tekrar akmasını sağlamaya benziyor.”

Blokchain veya blok zinciri olarak adlandırılan teknolojiler neleri bypass ederek kimi neden kurtarıyor? Blokchain yalnızca finans sektörü için yeni bir spekülatif alan yaratmakla sınırlı bir teknoloji mi, yoksa daha önce de çeşitli alıntılar yaptığımız pazarlama uzmanı Don Tapscott’ın dediği gibi internetin yeni çağı mı?

Yerimiz bu kadar, bunların cevaplarını bir sonraki yazıda tartışacağız.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *