Milliyet yazarı Tezkan, ‘Dinin ahlaki boyutunun unutulduğu’ görüşünde

Milliyet yazarı Tezkan, ‘Dinin ahlaki boyutunun unutulduğu’ görüşünde

Maalesef din camiye hapsedilmiş durumda.. İslam, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, paran varsa hacca gitmekten ibaretmiş gibi gösteriliyor.. Oysa ibadetin ahlaklı insana, adaletli insana ulaşmanın kilometre taşları olduğu anlatılmıyor..

Güncellenme tartışmasına ilişkin her kesimden insan fikrini belirtiyor. Milliyet yazarı Mehmet Tezkan da bugün yazısının bir bölümünde dine ait bilgilerin kulaktan dolma öğrenilmemesi, kaynağından öğrenilmemesi ve dinin belli alanlara hapsedilmesinin sorunun temeli olduğunu belirtiyor. Tezkan’a göre ibadetin amacı “ahlaklı insana, adaletli insana” ulaşmak!

“Dün konuya girmiş, asıl meselenin insanların dinini bilmemesi, Kuran okumaması olduğunun altını çizmiştim.. İslam dinine dair bilgiler kulaktan dolma olunca kendi görüşlerini Allah’ın kelamı gibi yutturan sahtekârlar, din bezirgânları yıllardır at koşturuyor..” diyen Tezkan’ın yazısının o bölümü şöyle:

İnsanlar onlara inandı.. Onların peşinden gitti..

Cemaatler böyle güçlendi..

Bunun iki temel nedeni var..

BİR: Büyük kitle okumayı sevmiyor..

İKİ: Kuran sadece Arapça okunurmuş gibi bir inanç var.. Bu yüzden okuyan da okuduğunu anlamıyor..

ÜÇ: Din sadece ibadetten ibaretmiş gibi gösterildi.. Ahlaki boyutu yok sayıldı..

O alanı hoca elbiseli meczuplar doldurdu..

Cumhurbaşkanı da bu durumdan şikâyetçi.. Dün de dile getirdi.. Diyanet’ten harekete geçmesini istedi..

***

Maalesef din camiye hapsedilmiş durumda.. İslam, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, paran varsa hacca gitmekten ibaretmiş gibi gösteriliyor.. Oysa ibadetin ahlaklı insana, adaletli insana ulaşmanın kilometre taşları olduğu anlatılmıyor..

Dinin toplumsal hayata dair kısmıyla ilgilenilmedi..

Camide imamlar sadece ‘İçki içmek, kumar oynamak, domuz eti yemek haramdır, günahtır’ der o kadar..

Gerisi!..

***

İş adamının yanındaki işçiyi üç kuruşa çalıştırması.. Müteahhidin bina yaparken malzemeden tasarruf etmesi.. Bu durumu gören, bilen mühendisin ses çıkarmaması.. Yetkililerin kamu kuruluşuna eleman alırken sözlü sınavda tarafgir davranması.. Hâkimin karar verirken birilerine danışması.. Birilerinin gözünün içine bakması.. Belediye başkanlarının imar planlarında oynayarak birilerine rant sağlaması.. Bunun karşılığında cüzdanının kalınlaşması.. Bu durumu bilen belediye meclis üyelerinin ses çıkarmaması.. Trafik polisinin haksız yere ceza kesmesi.. Öğretmenin sevmediği öğrenciye düşük not vermesi.. Gazetecinin gördüğünü, bildiğini yazmaması.. Futbol hakeminin bilerek isteyerek bir takımın kaderiyle oynaması.. Akademisyenin bana dokunmayan bin yaşasın mantığıyla üç maymunu oynaması.. Siyasetçinin milletvekili olma uğruna liderine kayıtsız şartsız biat etmesi..

***

Daha sayayım mı?

Bunların dinde yeri var mı, yok mu?

İslam’ın bu alana dair öğütleri var mı, yok mu?

Olmaz mı?

Bakın, çalıp çırpmaktan, hırsızlıktan, adam öldürmekten, tecavüzden, iftiradan bahsetmiyorum.. Onların büyük suç, büyük günah olduğunu biliyoruz..

Ben gri alandan bahsediyorum.. Konuşulmayan, konuşmadığımız alandan..

İslam’ın ahlaki boyutunu konuşalım artık..

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *