“Üç alanda sık sık konuşup ahkâm kesenler ülkemizde yanılmakla malûldürler… Birincisi, spor alanında, ikincisi finans dünyası ile ilgili, üçüncüsü de uluslararası ilişkiler meselelerinde…”
Yeni Şafak yazarı ve iletişim uzmanı Ali Saydam, Türkiye’de büyük bir soruna dönüşen ‘ahkam kesme’ meselesine değindi. Ahkam kesenlerin özellikle üç alanda çok dikkat çektiğini belirten Saydam’a göre bu alanlar finans, spor ve dış politika. Özellikle tv’lerde hükümete karşı yapılan eleştirilerin sürekli bir ‘eleman’ tavrı içinde, sürekli melanet yağdıran bir agresif, bir dışlayan eleştirel tavır olduğundan söz etti.
“Ahkâm kesme konusu, bitmeyen bir iletişim sorunu ülkemizde…” diyen Saydam, yazısının bir bölümünde o şikayetini şöyle dile getiriyor:
Çarşamba günü TVNet’te ifade ettiğim durumun hesabını soran olmadıkça bu umarsızlık sürüp gidecek sanki… Ne demiştik; üç alanda sık sık konuşup ahkâm kesenler ülkemizde yanılmakla malûldürler… Birincisi, spor alanında, ikincisi finans dünyası ile ilgili, üçüncüsü de uluslararası ilişkiler meselelerinde…
Keşke isim isim, gün gün not alabilsek de ortaya koyup sergilesek… “Şu futbolcu yıkacak ortalığı, bu futbolcu takımı sırtlayacak, bundan bir cacık olmaz, şu işe yaramaz…” diye ahkâm kesip duranlar mesela…
Çok iyi hatırlıyorum. Bir zamanlar Galatasaray’ın tarihi başarılarına katma değer getirmiş olan iki savunma oyuncusu Stumpf ve Falco için demediklerini bırakmamışlardı bazıları. Hatta Stumpf’un boy fotoğrafı üzerinden neresi sakat, nereleri ameliyatlı diye
İnfografikler yayınlamışlar, adamcağız için enkaz demişlerdi, enkaz…
Sonra o Stumpf’u aynı kişiler yerlere göklere koyamadılar, bir de “Ben daha buraya gelmeden söylemiştim; bu adam süper!” diye de yazdılar utanmadan… Her yıl her transfer döneminde buna benzer yorum salatalarıyla karşılaşır dururuz… Tüm spor medyası değil, ancak aralarından bir hayli çok bilmiş yazar…
Finans yorumcuları da benzer bir frekanstan yayın yaparlar… “2017 felaket yılı olacak!” lafını kaç kere duydunuz geçen yılın başında? Ya da, “Türkiye ekonomisi bu sonbaharı çıkaramaz!”, “Dolar 3 ay sonra 4’ü geçer, 6 ay sonra da 5’i” diye konuşmuş olanları hatırlamıyor musunuz?…
Hele de uluslararası ilişkiler ‘uzmanları’… Haritalar karşısında ahkâm kesen bazı temkinsiz, sınırsız, sorumsuz vatandaşlar… “Fırat Kalkanı neydi ki… Dümdüz tepsi gibi bir alan. Basıp gittiler bizimkiler… Afrin dağlık bölge. İlerlemek çok zor… Ayrıca ABD bırakmaz… Rusya bilmem ne yapmaz… vs”
Size yeminle söyleyeyim, aynı kişileri, Afrin operasyonu başladıktan bir iki hafta sonra “Bizimkiler Fırat Kalkanı’nda çok iyi tecrübe edindiler. Onun için gayet iyi ilerliyorlar” dediklerine tanık oldum…
Araştırmacılar ise bu üçlüye oranla çok daha temkinliler. Örneğin, Andy-ar’dan Faruk Acar, birlikte katıldığımız bir NTV programında çok açık bir şekilde dedi ki: “Yeni seçim sisteminde eskiye bakarak tahminde bulunmak kıyaslamalar yapmak son derece yanlıştır. Tamamıyla farklı bir paradigmayla bakılmalıdır, analiz-tahmin konusuna” …
Oysa bakın arkadaşlara… Önüne gelen, geçmişe bakıp kıyaslama – tahmin yapmaya devam ediyor…
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *