Babaoğlu: Tıpkı 90’ların sonlarındaki keyifle ellerini ovuşturuyorlar

Babaoğlu: Tıpkı 90’ların sonlarındaki keyifle ellerini ovuşturuyorlar

Geçen gün “Bir Müslüm Gündüz eksik!” diye içimden geçiriyordum ki, haberlere baktım; o da gündeme dahil oluvermiş. Bir işaret fişeği sanki! Tabii Hürriyet ve Sözcü yazarları falan durumdan çok memnunlar.

Haşmet Babaoğlu 28 Şubat gündeminin yeniden bazılarının gündeme taşınmasında fırsat olarak kullanıldığını belirtiyor Sabah’taki yazısında:

“Tam da yargının ‘bitmeyen 28 Şubat’ına isyan ederken… Ve o günlerin arka planını kökten tartışmaya hazırlanırken… Birileri 28 Şubat’ın sembollerini klonlayıp gündeme boca etmeye başladı. Hangi birini saysam, bilemiyorum ki!”

Durumun bir tartışmadan ziyade ‘toplumun ruh sağlığını’ tehdit eden bir kampanyaya dönüştüğünü de savunuyor Babaoğlu:

Akla hayale gelmeyecek ilahiyat ve ilmihal tartışmaları… Hepimizin sinir uçlarına dokunan ve milli birlik duygusunu hırpalayan provokatif çıkışlar… Toplumun ruh sağlığından şüpheye düşürecek haberlerin bir kampanyaya dönüştürülmesi…

Bir Müslüm Gündüz eksikti!

Haşmet Babaoğlu Hürriyet ve Sözcü yazarlarının memnuniyetinden soz ederek şöyle devam ediyor:

Semboller üzerinden kamuoyu oluşturmak önemli bir mekanizmadır. Hafızayı kurcalama tekniği hafife alınmamalı. Geçen gün “Bir Müslüm Gündüz eksik!” diye içimden geçiriyordum ki, haberlere baktım; o da gündeme dahil oluvermiş. Bir işaret fişeği sanki! Tabii Hürriyet ve Sözcü yazarları falan durumdan çok memnunlar. Tıpkı 90’ların sonlarındaki keyifle ellerini ovuşturuyorlar.

‘Eski Türkiye’ uluslararası sistemin uysallaştırılmış parçası

Babaoğlu’nun, yazının son bölümünde yaptığı “Eski Türkiye” tanımı dikkat çekiyor:

Bazı dostlar bu manzaradan şüpheyle söz açtığımda “millet eski millet, devlet eski devlet değil” diyor ve bu gelişmelerin üzerinde fazla durmamak gerektiğini vurguluyorlar.
Türkiye, eski Türkiye değil.
Yerden göğe haklılar.
Fakat “eski Türkiye”nin tamamen ölüp gömüldüğü de doğru değil.
“Eski Türkiye” dediğimiz şeyin aslında uluslararası sistemin uysallaştırılmış bir parçası olduğunu ve halen o dünya sistemiyle fena halde kavgalı olduğumuzu unutmamalıyız.
Yani “saldırı” sürüyor!
Hem dışarıdan, hem de içerden…

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • mbozac
    3 Mart 2018, 18:02

    pekiyi bu algı ve anlayışlar bu iktidarda niye her tarafa kök budak salmaya devam ediyorlar… aynı havuzdan beslenmek, benzer dünya görüşüne sahip olmak olabilir mi?! sacayağı olarak kullanılmalarına ne demeli… fetöden boşalan yerlere bunlar nasıl hızla sirayet ediyor, farklı imkanlarla yol almaya, topluma seslenmeye devam ediyorlar!?

    REPLY