ABD, Fırat’ın doğusunda ne hedefliyor?

ABD, Fırat’ın doğusunda ne hedefliyor?

Trump yönetiminin Fırat’ın doğusunda İran’ın nüfuzunu kırmak ve Moskova ile müzakereye oturarak Şam’daki siyasi geçişi sağlayacak stratejiye sahip yeni bir ABD Devlet Başkanı Elçisi ve ekibi atamayı planladığı ileri sürüldü.

Şarku’l Avsat’a aktarılan bilgilere göre ABD’nin Ortadoğu ve Suriye’deki yetkililerinin pozisyonlarında değişiklik yapıldı. Washington Yakın Doğu Araştırmalar Enstitüsünden David Schenker, Dışişleri Bakanı Yardımcısı David Satterfield ve ABD’li eski diplomat Michael Ratney’in, Trump’ın Suriye stratejilerini yürütmek için hazırladığı listede yer aldığı ifade edildi.

ABD Başkanı adına yürütülen müzakerelerin yer aldığı Suriye’nin doğusuna ilişkin dosyaların ortaya çıkmasının ardından söz konusu pozisyona kimin getirileceği en fazla merak edilen konuların başında yer alıyor. Kamuoyu, ABD Başkanı’nın Suriye başlığında bölgedeki müttefikleri ve Rusya ile müzakere masasına oturacak olan Devlet Başkanı Elçisi’nin kim olacağına odaklanmış durumda.

Rusya ve ABD, geçen yıl mayıs ayında vardıkları anlaşmaya göre Fırat Nehri bölgesinde taraflar arasında “çatışmasızlık bölgesi” ilan etmişti. Alınan karar gereğince Fırat Nehri’nin doğusu, Suriye-Irak-Ürdün sınırındaki Tanf Kampı ve nehrin batı yakasındaki Münbiç, ABD ve müttefiklerinin denetiminde yer alırken, nehrin batısında kalan diğer bölgeler Moskova ve müttefiklerinin kontrolü altında bulunuyor.

Washington’da uzun süren tartışmaların ardından DEAŞ’ın denetimi altında bulunan bölgeleri geri almak için kurulan Uluslararası Koalisyon’a ABD de katılma kararı almıştı. Batılı uzmanlar ABD’nin bu adımının arkasında üç hedefi olduğunu belirtiyor:

1- Tahran yönetiminin nüfuzunu kırmak için Suriye, Irak ve İran’dan karayolu ile çıkış yolu açmasını engellemek.

2- 2254 sayılı BM kararını uygulayarak Şam’daki siyasi çözümün tıkanıklığını gidermek ve bu bağlamda Moskova’ya baskı yapmak.

3- DEAŞ’ın tekrar ortaya  çıkmasını engellemek.

Amerikalı diplomatlara göre ABD’nin yeni stratejisi kapsamındaki eylem planı ise şunlar:

– Kürt güçlerini (SDG) desteklemek ve yeni görevler için bölgedeki polislerin de içinde yer alacağı sınır koruma muhafızlarına benzer bir askeri birlik oluşturmak. Söz konusu birliğin 25 ila 30 bin kişiden meydana gelmesi öngörülüyor.

– Bölgedeki sayısı 5 olan havaalanlarının ve askeri birliklerin mevcudiyetini artırmak. Özellikle Kobani’deki birliklerin artırılması hedefleniyor.

– DEAŞ’tan kurtarılan Rakka ve diğer bölgelerde mayın temizleme faaliyetlerine hız kazandırarak yerinden edilen ailelerin tekrar evine dönmesinin sağlanması.

– SDG güçlerinin elindeki bölgeleri ve Rusya ile üzerinde anlaşılan irtibat hattını askeri yönden savunmak.

– Kurtarılan alanlardaki Yerel Meclisleri mali ve idari yönden desteklemek.

– Bölgede daha fazla ABD’li diplomat ve sivil bulundurmak. ABD’li ve Fransız diplomatlar şu an için Rakka’da bulunuyor.

– Tarım, su, gaz ve petrol kaynaklarından yararlanma yollarının araştırılması ve ekonominin güçlendirilmesi. Zira ABD ve müttefikleri, fiili olarak petrol ve gaz kuyuları ile fabrikaların çoğunu elinde tutuyor. 2011 yılından önce bu kaynaklardan günlük 280 bin varil petrol ve gaz üretiliyordu. Hâlihazırdaki ise bu rakam 50 bin varile düşmüş durumda.

– Irak’la sınır hattını açmak. Mevcut duruma göre Washington İbadi hükümetini Arabiya sınır hattını açmaya ikna etmiş durumda. ABD, bu hamleyle Fırat’ın doğusuna yardım götürme imkânı yakalamayı ve böylelikle Fırat’ın doğusunda yer alan Kamışlı Havaalanı’na yardım gönderen Rusya-Suriye hükümetlerine baskı yapmayı hedefliyor.

– Bölgedeki siyasi arenada değişiklik meydana getirme. Şu sıralar kurulma aşaması devam eden Suriye’nin Geleceği Partisi bölgedeki Arap güçlerini ve aşiretleri içine alacak. Zira Kürt güçlerinden oluşan SDG, YPG ve PYD birlikleri bu yeni oluşumun ana omurgası konumunda bulunacak.

– Bir zamanlar DEAŞ’ın simgesi olan Rakka’nın ve Fırat’ın doğusunda yıkıma uğramış diğer bölgelerin yeniden inşası için yardım kampanyası başlatılacak.

– Suriye’nin bölünmüş veya parçalanmış bir görünüm vermemesi için ülke muhalefetinin önde gelen isimleri bölgeye getirilerek Suriye kimliği ön plana çıkarılacak.

Tüm bu maddelerin ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ortadoğu’ya ziyareti sırasında yapacağı görüşmelerde gündemde olması bekleniyor. Tillerson’ın DEAŞ başlığında önümüzdeki pazartesi ve salı günü Kuveyt’te düzenlenecek bakanlar düzeyindeki Uluslararası Koalisyon toplantısında ve yapacağı ziyaretlerde ön plana çıkaracağı bir diğer önemli konu ise örgütün elinden kurtarılan toprakların yeniden inşası olacak. Tillerson, önümüzdeki çarşamba ve perşembe günü Lübnan’a gerçekleştireceği ziyaretin ardından Ankara’ya geçecek. Tillerson, Ankara’daki görüşmelerinde Fırat’ın doğusunu ve ABD’nin Münbiç’teki varlığını masaya yatıracak.

Uluslararası Koalisyon’un komuta kademesini oluşturan Üçüncü Zırhlı Bölük Komutanı General Paul Funk, Koalisyon Sözcüsü Ryan Dillon ve General Jimmy Garward’ın yer aldığı bir heyet, Ankara’nın Zeytin Dalı Operasyonu’nu Münbiç’e kadar uzatacağını dile getirdiği şu sıralar Washington’ın Münbiç’teki varlığını vurgulamak adına bölgeyi ziyarette bulundu.

Ancak ABD’den gelen haberler Suriye’nin kuzeyinde Kürt güçlerinden oluşan bir güvenlik koridorunun kurulmasından rahatsız olan Ankara’nın endişelerini gidermek için kararda esneklik yapılabileceği yönünde.

Trump’ın atayacağı temsilci, 2254 sayılı BM kararı gereğince Suriye’deki siyasi hayatın normal seyrine dönmesi için Moskova ile müzakerelerden ve diğer Suriye dosyalarından sorumlu olacak. Ayrıca bölgedeki müttefiklerini Fırat’ın doğusunu imar etmeye ve Suriye-Rusya hükümetlerine baskıda bulunmaya teşvik edecek.

Washington, Suriye-Rusya-İran üçlüsünün elinde tuttuğu bölgelerde “Siyasi geçiş olmadığı sürece imar için destek verilmeyecek” şartını dayatarak baskı yapmaya çalışacak.

(Şarkul Avsat)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *