Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu’nun bu ağır ifadelerle yüklendiği kişiler David Harvey, Noam Chomsky ve Michael Hardt. ‘Oturmuş ABD’ye yalvarıyorlar’ diyen Babaoğlu, “Acıklı mı? Acıklı tabii. Ayıltıcı mı? Anlamak, toparlanmak isteyen için hem de nasıl ayıltıcı!” diyor bugünkü yazısında ve şöyle devam ediyor:

Solculuk denen şeyin bizzat finans oligarşisi tarafından köleleştirildiğini; emperyalizmin çirkinliklerini örtmek için entelektüel süs olarak kullanıldığını görmek için bundan daha açık bir örnek olabilir mi?
Neymiş?
“Tanınmış solcu düşünürler David Harvey ve Noam Chomsky dahil 13 önemli isimden dünyaya Afrin çağrısı” yapılmışmış…
Ama o “dünya” lafı var ya, habercilerin palavrası!
Öyle bir dünya yok!
David Harvey ve Noam Chomsky bunu bilmez mi?

Açın internetten bakın…
İmza attıkları bildirinin sonunda yazmışlar; dünyayı değil, açık açık “ABD’li yetkilileri” göreve çağırıyorlar.
Anlayacağınız…
Ömürleri boyunca gittikleri her üniversite konferansında Pentagon’un çevirdiği işlere öfke kusan; emperyalizme karşı cilt cilt kitaplar yazan bu adamlar şimdi kalkmışlar, ABD’nin yardımını bekliyorlar.
Daha ilginci şu ki, “Rusya, İran ve Suriye’nin onayı olmaksızın Türkiye’nin böyle bir işe kalkışamayacağı” gibi bir lafı da bildirilerine sıkıştırmışlar.
Yani bu saçı sakalı ağarmış koskoca adamlar abileri ABD’ye diz çöküp yalvaran sümüklü velet olmayı içlerine sindirebilmişler.

Aralarında Michael Hardt da var ki, çok feci!
Hardt kim mi?
“Bu çağın komünist manifestosu” denilen “İmparatorluk” kitabının iki yazarından biri.
Hardt’ın düştüğü duruma bakın!
Dostu ABD, düşmanı Türkiye.
Oturmuş, ABD’ye yalvarıyor.
Öyle bir “düşüş” ki bu, yapıştığı yerden kalkışı olmaz!
Şimdi durup esas gerçeği bir daha vurgulayayım…
İyi oluyor; bu adamların muhalif falan değil, demokrasi tiyatrosunun aktörleri; hatta Batı sirkinin palyaçoları olduğu gerçeği yavaş yavaş bütün halkların kafasına dank ediyor.
Hiç şüpheniz olmasın, üç buçuk milyon Suriyeli’nin Türkiye’de misafir edildiğini görmeyen, PKK terörüne bir kez bile laf etmeyen bu solculuk türü pek yakında tarihe gömülecek.
Gerçek adalet arayışı ve dünya egemenlerine karşı mücadele bundan sonra başlayacak.