5 bin Türk yurtdışına 20 milyar dolar yatırdı iddiası

“Yurt dışında banka faizleri düşük olduğu için paralarını konuta yatırdılar. Londra, Lizbon gibi şehirlerde yaklaşık 20 milyar dolarlık gayrimenkul alımı yaptılar.”

Dünya gazetesinden Leyla İlhan’ın Seba İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Engin Keçeli’den aldığı bilgiye göre, darbe girişimi sonrasında Türk vatandaşlarının yurt dışında gayrimenkule yöneldi. Keçeli, “Londra, Lizbon gibi şehirlerde yaklaşık 20 milyar dolarlık gayrimenkul aldılar.” iddiasında bulundu.

Seba İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Engin Keçeli, darbe girişimi sonrasından Türk vatandaşlarının yurtdışında gayrimenkul alımının arttığını söyledi. Keçeli, geçen yıl yaşanan darbe girişimi sonrası oluşan algı ve güvenlik probleminden dolayı 5 bine yakın Türk vatandaşının parasını yurt dışına götürdüğünü iddia etti. Keçeli, “Yurt dışında banka faizleri düşük olduğu için paralarını konuta yatırdılar. Londra, Lizbon gibi şehirlerde yaklaşık 20 milyar dolarlık gayrimenkul alımı yaptılar” diye konuştu. Engin Keçeli, bu ülkelerden alım yapanların bir süre sonra aidatlarını ödeyemeyecek duruma geleceklerini savunarak, “Benzer bir durumu geçmişteki yıllarda yaşamıştık” dedi.

 

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • Hüseyin Alan
    28 Aralık 2017, 14:09

    Bu haberi okuyunca ortalam dindarın da hiç düşünmeden "milliyetçi" bir refleksle kızgın bir tepki vermesi pek mümkündür. İttihatçılardan bu yana hafızalara kodlanmış olan "yerli malı yurdun malı, her vatandaş onu kullanmalı" ezberi, gerçekte "yerli kapitalist burjuva" üretmeyi, yerli kapitalistin üreteceği mamülleri kullanmayı teşvik eden bir slogandı.

    Milliyetçilik denen Avrupa’nın dünyaya yaydığı öldürücü virüs bu vasatta yayıldı. Milliyetçilik, milli kimlik ve kültür denen şey, milli vatan, milli pazar, milli üretim ve tüketim alanında iktidar imkanı buldu. O fikrin o şartlarda dayanacağı başka alan yoktu çünkü. İttihatçıların ürettiği o slogan cumhuriyetçiler ve sonrasıkiler için bu sebeple tuttu. Dinin millileşmesi de bu sayede mümkün oldu.

    Bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığı o yılların mirasıdır. Oysa sanayileşmiş ve kalkımış emperyal ülkeler bütün pazarları ele geçirmek için imparatorlukları (Rus çarlığı-Avusturya Macaristan-Osmanlı gibi) yıkıyor, yerlerine ulus devletler icat ederek tüm pazarlarda tekel kurmaya başlıyordu. Kimse işin bu yanını konuşmadı. Çünkü herkese hedef olarak kendince düşman bilinecek eski yönetimleri gösterilmiş, bir an önce kendi uluslarını kurmaları cazip gösterilmişti. Doğrusu iyi numaraydı!..

    Ticaret, dünya kurulalı beri serbestti. Hiç aksi olmadı. Fakat modern çağda inşa edilen "kapitalist serbest pazar ticareti" bambaşka bir şeydi. Ve dünyayı bu değiştirdi. Ne yazık ki dindarlar ne bunu ne de bunun yan ürünü olan milliyetçiliği anlamadılar. Anlamadıkları için de dindar kapitalizmi, dindar milliyetçiliği kabullenip savunmakta hiç beis görmediler. Dolayısıyla emperyalizm diye karşı çıktıkları şeye hizmet ettiklerini fark etmediler.

    Yukardaki haberi farklı okumak gerek. Devlet bırakın ticareti her şeyi sınırlamaya, her işe karışmaya başlarsa daha beterleri olur. İbn Haldun 500 sene önce söyledi bunu… Verilen rakam devede kulaktır. O da uluslararası emlak acentelerinden elde edilmiş rakamdır. Konuyu Fetöcülüğe bağlamaksa meseleyi hiç anlamamaktır.

    Bu habere tepki verebilecek kapitalist devletçi İslamcıya soralım o zaman: Baba sen kapitalist serbest ticarete itiraz etmemiş aksine nimetlerinden istifade etmişsin. Medya, ticaret, gayr-i menkul, sosyal dayanışma, politik vs alanlarında iktidar imkanları yakalamışsın. Ülke yasal mevzuatını ve ekonomisini buna göre düzenlemiş, destek vermişsin… Eee, şimdi de kalkıp insanların neden yurt dışına yatırım yaptığını mı sorgulayacaksın! Bak, demedi deme, çok sürmez, sırtını dayadığın iktidar değiştiğinde senin de yapacağın ilk iş bu olacaktır. Sen kendine itiraf edemesen de ben sana söyleyeyim.

    REPLY