Rusya Suriye’den çekilir mi?

Rusya Federasyonu Suriye’den çekilmez ve çekilmeyecektir. Sadece takviye maksatlı gönderdiği bir kısım askeri varlığını medyanın gözü önünde geri çekecek ve bu propagandasını tüm dünyaya bu şekilde duyuracaktır.

(E) Kur. Albay Alptekin Tartıcı, Merkez Stratej Enstitüsü için kaleme aldığı yazısında Rusya ve Suriye ilişkilerine değinerek, Rusya’nın bu bölgeden çekilip çekilmeyeceğini tartıştı. Yazısında Rusya’nın Batı ile ilişkilerinin tarihçesine değinen Tartıcı, yazısının son bölümünde, Rusya’nın bölgeden çıkmasını engelleyen temel dinamikleri sıraladı. Alptekin Tartıcı konuyu şöyle değerlendiriyor:

Rusya Federasyonu, Suriye’de 2011 yılında başlayan Arap Baharı eylemleri ile mevcut yönetimi yıkarak kendi emellerine hizmet edecek bir yönetimin gelmesini arzu eden ABD ve Batılı devletlere karşı korumak adına en başından beridir Suriye’ye destek vermektedir. Bu kapsamda, Ekim 2015’ten itibaren ise Suriye’nin kuzeybatısındaki Lazkiye’de bulunan Bassel El-Esed hava üssü (Himeymim), 2 bin Rus personelin yanı sıra 32 uçak, 16 helikopter, 9 tank, 2 karadan havaya fırlatılan füze savunma sistemi Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığının en önemli unsurunu oluşturmaya başlamıştır.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Aralık 2017’de Lazkiye bölgesinde bulunan Hmeymim, Rus askeri üssüne sürpriz bir ziyaret gerekleştirmiş ve görevlerini büyük oranda gerçekleştirdikleri için Rus ordusuna bağlı birliklerin Suriye’den çekilmesi talimatını verdiğini söylemiştir. Putin, Rus güçlerinin Suriye’de, biri Hmeymim biri de Tartus’ta olmak üzere 2 daimi konuşlanma noktası olacağını, yani buralardan tamamen geri çekilmeyeceklerini söylemiştir. Putin, her iki üssün “hem karadan hem de denizden korunması gerektiğini” ifade etmiştir. Bu husus bir miktar kara birliğinin mevcudiyetinin devam edeceği anlamına gelmektedir.

Bir ülke askerinin bu ülkeden çekilmesi, askeri anlamda, o ülkede bir asker dahi olsa askeri varlığının kalmaması, o ülkenin bayrağının ülke sınırlarında göndere çekilmemesi anlamına gelmektedir. Rusya Temmuz 2011’den sonra Suriye’de konuşlandırdığı birliklerini kara, deniz ve hava unsurları ile takviye etmiştir. Çekilme talimatı verdikleri birlikler aslında bu birliklerden başkası değildir.

Sonuç olarak; Rusya Federasyonu Suriye’den çekilmez ve çekilmeyecektir.

Sadece takviye maksatlı gönderdiği bir kısım askeri varlığını medyanın gözü önünde geri çekecek ve bu propagandasını tüm dünyaya bu şekilde duyuracaktır. Çünkü soğuk savaş döneminden itibaren ABD ve NATO’nun SSCB’ni çevreleme politikalarını bu coğrafyada kıran Ruslar için Suriye stratejik öneme haiz bölgesel ortaktır. Obama yönetiminin başlangıçtaki pasif Suriye politikalarını iyi değerlendiren Putin, Suriye Krizi ile birlikte Suriye’deki varlığını meşru bir zemine oturtarak artırmış ve bölgedeki istikrara katkısı tüm dünyaya kabul ettirmiş ve bu sürette “Sıcak Denizlere İnme Politikası” kapsamında çok önemli bir kazanım elde etmiştir.

Ortadoğu’nun mevcut enerji potansiyeli ile jeopolitik ve stratejik önemi, büyük devletlerin bu enerji kaynaklarını kontrol etme isteği ile birleşince bu bölgeye hakim olma mücadelesi adına yapılan dış müdahalelerin son yıllarda artması, bölgedeki istikrarı olumsuz olarak etkilemiştir. Suriye’yi Ortadoğu’ya çıkış kapısı olarak gören Rusya 47 yıldır ülke yönetiminde olan Esad Ailesinin yerine gelebilecek Batı yanlısı bir yönetimden çekinmekte ve bu nedenle başından beridir Esad Yönetimine destek vermektedir.

Öte yandan; Kıbrıs, Suriye, Lübnan ve İsrail arasında kalan Leviathan bölgesinde yaklaşık 3,45 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil petrol bulunduğu tespit edilmiştir. Bölge, ileride enerji hatlarının düğümlendiği bir yer haline geleceği değerlendirilmektedir. Dünyanın en büyük enerji hammaddeleri ihracatçılarından birisi olan Rusya ileride kendisine rakip olabilecek bu bölgeden çıkacak enerji kaynakları üzerinde şimdiden söz sahibi olmak ve alandaki diğer aktörlerin kendi çıkarlarına ters olabilecek planlarını engellemek istemesi, diğer bir ifade ile Rusya’nın Suriye politikasının arka planında Doğu Akdeniz’de aktif olarak bulunma faktörü de vardır.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *