Yani bizler ekonomik sıkıntılarımızda kardeşlerimizin bizlerin sıkıntıları ile ilgili olacaklarına gerçekten inanmış olsak parasal konularda daha müsamahalı davranışlar sergileyebilirdik.
Bir tarihte küçük bir kasabada, herkes fakirleşmiş. Herkesin birbirine 100 dolar civarında borcu varmış. Ama para olmadığından kimse kimseye borcunu ödeyemiyormuş.
Günün birinde kasabanın tek oteline bir Rus turist gelmiş, önce kalacağı odayı görmek istemiş. Bunun için 100 dolar depozito yatırması gerektiği söylenince istenen parayı vermiş, üst katlara oda bakmaya çıkmış. 100 doları kapan otelci hemen karşısındaki markete koşmuş, ona yüz dolar borcunu ödemiş. Market sahibi parayı alır almaz yan taraftaki genç kasaba dalmış, o da borcundan kurtulmuş. Genç kasap, elinde para, hemen köşe başındaki terziye koşmuş, ona 100 dolar borcunu ödemiş. Terzide de koşa koşa otele gelmiş, otelciye borcunu ödemiş. Otelci tam parayı kasaya koyacak… Bakmış Rus turist “Odayı beğenmedim” diyerek merdivenlerden iniyor. Otelci Rus’un 100 dolarını geri vermiş. Kimsenin kimseye borcu kalmamış…
Anlaşılan o ki bu olaydaki otelci, marketçi, kasap ve terzi hepside dürüst kimselermiş. Bu para dolaşımının düzenli olması kişilerin dürüst olması ile direk doğru orantılı. Eğer bu kişilerden herhangi birisi borcunu ödemekte terettüt etse bu diğer tüm kişilerin sıkıntısı çözülemeyecekti.
Bir anlamda bu anlatım kapitalist bir sistem içerisinde paranın piyasadaki etkisini anlatıyor. Fakat burada bizlerinde ders alması gereken noktalar var.
Kardeşlerimiz bir kardeşimize borç verirken ya da alırken elbette ki kendisinin de başkalarına bir takım sözleri oluyor. Eğer bizlerden herhangi birisi bu sözlerini yerine getiremediğinde diğer kardeşimizde kendi suçu olmamasına rağmen borç aldığı kardeşi karşısında mahcup duruma düşebiliyor.
Aslında bu hikaye de önemli bir sonuç da var. Tüm kardeşlerimiz eğer bir aile olabilseler idi aslında birbirlerine verdikleri para kendi aralarında dolaşıp duracaktı. Fakat elde ettiği kazancını saklayan kardeşlerimiz mevcut olduğu için bu saklanan paralar maalesef diğer kardeşlerinin ihtiyaçlarını gidermiyor. Ya da birbirlerimiz ile olan maddi ilişkilerde öylesine olumsuz şeyler oluşmuş ki birbirlerimize güvenimiz azalmış. Tabi bu olayın gerçek yönleri de var. Yani bizler ekonomik sıkıntılarımızda kardeşlerimizin bizlerin sıkıntıları ile ilgili olacaklarına gerçekten inanmış olsak parasal konularda daha müsamahalı davranışlar sergileyebilirdik. Öncelikle her işimizde olduğu gibi parasal konularda da nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. Sistemli bir bakışımız yok. İlişki bazında başaramadığımız sorunlar yaşadığımız her konuyu rafa kaldırıyor onlarsız bir İslami anlayış geliştirmeye çalışıyoruz. Tabi sonrasında bu konuların gerekliliği noktaları oluyor ve yapmak istediğimiz hiçbir şeyin sonunu getiremiyoruz.
Öyle ise eksik olduğumuz konuları rafa kaldırmadan, o sorunu hallettikten sonra diğer konular üzerinde yoğunlaşmalıyız. Ve halledemediğimiz bunca mesele var iken de daha sonra konuşulacak konular üzerinde gündem oluşturup kardeşlerimizi meşgul etmemeliyiz. Yani tohumumuz toprağın üzerine çıkıncaya kadar görünmeyen yerinde, toprağın altında gerekli sürecini tamamlasın. Çünkü artık engeller ve tehlikelerle, sorunlarla karşı karşıya gelecek. Maalesef bizlerin böylesi bir dönemi hiç oluşmuyor. Kimsenin görmediği dönemimiz ile ilgili çabamız yok. Yani bir altyapı oluşturma bir temel atma uğraşısı yerine hep sonraki meseleleri konuşuyoruz.
İnşallah Müslümanlar eğitim gibi bir meselede ne yapacaklarını, ekonomik projelerinin ne olacağını, nasıl bir aile olacakları konusundaki meselelerini bir an önce düşünürler. Yoksa farklı eğitim sisteminden geçen çocuklarımız kültürel bir yabancılaşma ile karşı karşıya kalacaktır. Bu başkalaşım İslami ailelerimizin kurulamamasını beraberinde getirecektir. İnşallah İslami düşüncelerimizi birbirlerimize aktarırken İslam’a bütüncül bakabiliriz. Belki de Allah adına verdiğimiz karşılıksız paralarımız Müslümanlar arasında hikâyede de anlatıldığı gibi dönüşüm sağlar.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *