Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince (TÜRKÇEDER) bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ”Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nın Mersin etabı basından izlediğimiz kadarı ile farklı görüntülere sahne olmuş. Tevfik Sırrı Gür Stadında her zamanki gibi saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlanmış geceye ve ilk olarak konuk öğrenciler, çeşitli halk oyunlarını sergileyerek, klasikleşen dünya eserlerini seslendirmişler. Mersin finaline, Belarus, Gürcistan, Azerbaycan,
Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince (TÜRKÇEDER) bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ”Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nın Mersin etabı basından izlediğimiz kadarı ile farklı görüntülere sahne olmuş.
Tevfik Sırrı Gür Stadında her zamanki gibi saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlanmış geceye ve ilk olarak konuk öğrenciler, çeşitli halk oyunlarını sergileyerek, klasikleşen dünya eserlerini seslendirmişler.
Mersin finaline, Belarus, Gürcistan, Azerbaycan, Tacikistan, Polonya, Avustralya, Kuzey İrlanda, Tayland, Makedonya, Yemen, Finlandiya, Sri Lanka ve Moritanya gibi 13 finalis ülke katılmış. 15–30 Haziran tarihleri arasında bu etkinlikler sürecek.
Olimpiyatların ilk isminin anıldığı çağ antik çağdır ve bu dönemde putperest Yunanlılar bu ismi Zeus onuruna yapılan spor müsabakalarına vermişler.
Kuşkusuz bu Türkçe olimpiyatların organizasyoncuları Fethullah Gülen ve ona bağlı kişi ve kuruluşlardır. Bildiğimiz kadarı ile bu grup kendilerini İslam olarak gören bir gruptur. Bu yüzden de bizler yapıla gelen bu gibi organizasyonların İslam ile ilgisinin olup olmadığını ya da bu organizasyonlardan ne amaçlandığını da anlamak zorundayız.
Bu bağlamda İslam’ın bir kavmin dilini geliştirmek ya da onu tüm dünyanın dili haline getirmek gibi bir amacının olduğunu Kur’an’da göremiyoruz. Kur’an bu gibi asabiyet içeren şeyleri savunmak bir yana dursun şiddetle karşı çıkar.
Kur’an şöyle der;
“Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en üstün olanınız Allah’tan en çok korkanınızdır. Allah bilendir, haber alandır.” (Hucurat-13)
Tüm insanlar bir erkek ve bir dişiden yaratılmıştır. Kökümüz tek bir erkek ve bir dişi yani Adem ve Havva’ya dayanıyor. O yüzden ulusçuklar oluşturup birbirimizle cedelleşip üstünlük yarışına girmemiz çok anlamsızdır. Bizlerin kavimler halinde yaratılmamızın tek sebebi birbirlerinizi tanımamız içindir. Tabi bu tanışma biçiminin Türkçe olimpiyatları düzenleyenlerin sloganı olan “gelin tanış olalım” sloganı ile hiçbir ilişkisi yoktur. Bu grubun işlediği tüm tanışma temaları bütünü ile İslam’ın ret etmemizi istediği kimseler ile uzlaşı üzerine kuruludur. Ve sürekli birilerine bizi kendi misyonunuz için kullanabilirsiniz mesajları içermektedir. İslam’da dünya barışı gibi çok absürt bir mana bulunmamaktadır. Bizler tüm dünyada yaşayan insanlar ile tanışırken onlara Allah’ın tek olduğunu, O’ndan başka ilah olmadığını da bildirmek durumundayız. Çünkü yüce Allah böylesine sapkın şeylerin, fitnenin yok olması için onlarla mücadele etmemizi istiyor. İşte Hucurat suresinde kastedilen, Allah katında tek üstünlük şekli takva iledir. Yani Allah’ın Kur’an’da belirtmiş olduğu hudutlarını en çok gözeten taviz vermeyen Allah katında en üstün olanımızdır. Bu konuda hangi kavme mensup olduğunuzun ya da hangi dili konuşuyor olmanızın hiçbir değeri bulunmamaktadır. Hele ki kavminizin isminin geçtiği şiirlere, sözlere aşırı anlamlar yükleyip duygusal hezeyanlar yaşıyorsak burada yanlış giden bir şeyler var demektir. Bu duyguları yaşayacağınız tek şey İslam ümmetinin yerlere sürünen perişan hali manzarası olmalıdır. Bu pencereden bakıldığında Fethullah Gülen bağlılarının düzenlediği bu tarz organizasyonların hiçbir İslami yönü bulunmamaktadır. Bu grubun böyle bir endişesi var mıdır onu bilemeyiz fakat bu organizasyonlarda yapılan etkinliklerde İslam adabına İslam’ın ana konularına da uyulmamaktadır.
Sonuçta olimpiyatlar denilen şey Yunanistan’da Zeus onuruna yapılan yarışmalardır. Günümüzde ise bu organizasyonların nerelere hizmet ettiği bellidir. Türkçenin en güzel dil olduğu ve bunun herkes tarafından öğrenilmesi gerektiğini söyleyen bu kimseler daha düne kadar Arapçanın en güzel dil olduğunu söyleyen ve çocuklarına Kur’an’ı anlamadıkları Arapça ile öğretmeye çalışan ve bu konuda da bir çok hadisi delil olarak gösteren kişilerdi. Şimdi ne oldu da en güzel dil birden Türkçe oldu, diye sormak lazım. Eğer bu çevrelerin herhangi bir gizli gündemleri yok ise bu organizasyonları savuna geldikleri Arapça dili olarak düzenleyebilirler. Çünkü bizler yıllardır bu kimselere Kur’an’ı kendi dillerinde okumaları gerektiği gerçeğini kabul ettiremedik.
İnsanlar samimi duygularını en güzel kendi dilleri ile ifade ederler. O yüzden bir başka kişiye ödünç dille bir şeyler yaptırmak bunu yaptırıyoruz diye de üstünlük hislerine kapılıp duygulanmak çok kötü bir şeydir. Bu konularda kendimizi hiçbir şeyden haberi olmayan bu kimselerin yerine koymalıyız.
Üstelik bu organizasyonlarda tanıtılan sunumu yapılan şey İslam da değildir. Bir nevi misyonerlik faaliyetleridir. Hıristiyanların dinlerini yayma adına yaptıklarına karşı çıkanların aynısını bu kimselere reva görmeleri büyük ise bir çelişkidir.
Öyle bir slogan seçiyorsunuz ki ünlü tasavvufçu Yunus Emre’nin “gelin tanış olalım” sözünü seçiyorsunuz ama bunu ön şar olarak Türkçe ile yapalım diyorsunuz.
Yapılan bu Türkçe olimpiyatları ile ilgili bir kaç tanım yaparsak birçok kimsenin bu olaya bakışını da anlamış oluruz.
Türkçe olimpiyat adı verilen bu organizasyonu tanımlamak gerekirse emperyalist, sevimsiz bir etkinliğin adıdır ve bu etkinliğin en önemli işlevi ülkemizdeki kendini devletin sahibi olarak görenleri ve Kur’an’dan bihaber geleneksel dindarların bağışlarını tavlamaya yönelik samimiyetsiz bir organizasyonun adıdır.
Bu olimpiyatlar bu olimpiyatları düzenlemekle cennete gideceğini zanneden şakirtlerin canla başla çalıştığı, ağlama rekorlarının kırılacağı olimpiyatlardır.
Bir de bu olimpiyatların en öne çıkan simalarından Bülent Arınç’lı bir tanım yapalım.
Bir çocuğun şiirinin okuması ardından Bülent Arınç’ın ona şiirin kime ait olduğunu sorup kız çocuğunun da Fethullah Gülen cevabını aldıktan sonra bir şey demeden sırıttığı bir olimpiyattır.
Umarım bu tanımlar yeterli olmuştur. Son bir not; Fethullah Gülen’in yurt dışındaki okullarda okutulan resmi dil genellikle İngilizcedir.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *