Devlet Bahçeli’den ‘Erken seçim’ çağrısı

Devlet Bahçeli’den ‘Erken seçim’ çağrısı

Bugün TBMM Grup Toplantısında yapmış olduğu konuşmada MHP genel başkanı Devlet Bahçeli ‘erken seçim’ çağrısında bulundu.

Bahçeli, “İttifakın selameti ve seçimlerden başarıyla çıkması için de toplumsal ve siyasi dinamikleri tayin eden unsurların dikkatle takip ve analiz edilmesi, bunların muhtemel sonuçlarının iyi hesaplanması, atılacak adımların elde edilecek verilere göre belirlenmesi gizlenemeyecek bir ihtiyaç” olduğunu savunarak, “Bilinmelidir ki, gerekli uyum yasalarının süratle çıkarılmasının akabinde, Milliyetçi Hareket Partisi takdir ve tercih hakkını seçimlerin erkene alınmasından yana kullanacaktır. Bu işi daha fazla uzatmaya gerek yoktur. Kaosa oynayanların oyunlarını bozmak şarttır.” dedi.

Konuşmasının ilgili bölümünde şunları söyledi Devlet Bahçeli:

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi resmen hayata geçmeden, malum ve melun odaklar tarafından; devamlı yargılanmakta, karalanmakta, hasar alması için eşzamanlı, eşanlı faaliyetler yürütülmektedir.

Türkiye’nin bu ağırlığın altında daha fazla kalması, 3 Kasım 2019’a kadar sabırla dayanması, geldiğimiz bu aşamada mümkün, makul ve münasip değildir.

Türkiye’nin sistem tartışmalarıyla boğulmak istendiği bugünkü şartlar altında, 3 Kasım 2019’a kadar istikrar ve denge halinde ulaşması her geçen gün zorlaşmaktadır.

İktidar partisi ile varılan uzlaşma neticesinde partimiz, Mahalli İdareler Seçimi hariç olmak üzere, Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde geçerli olacak Cumhur İttifakı’nın iki paydaşından biridir.

Seçim sürecine giden yolda toplumsal, ekonomik ve siyasi dinamikleri etkileyen çok sayıda menfi faktör yeşermekte, nüksetmektedir.

Türkiye’nin bekası açısından Cumhur İttifakı’yla hâsıl olan millî mutabakatın titizlikle korunması, hedeflerine varması elzemdir.

Ancak ittifakın selameti ve seçimlerden başarıyla çıkması için de toplumsal ve siyasi dinamikleri tayin eden unsurların dikkatle takip ve analiz edilmesi, bunların muhtemel sonuçlarının iyi hesaplanması, atılacak adımların elde edilecek verilere göre belirlenmesi gizlenemeyecek bir ihtiyaçtır.

Önümüzde kontrol edilemeyen, beklenmedik birtakım olumsuz gelişmelerin ortaya çıkma ihtimali ise asla göz ardı edilmemelidir.

Kaldı ki, bunun pek çok emaresi de şimdiden belirginleşmiştir.

Seçim sürecine tesir eden faktörlerin başında; Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası ilişkileriyle bunların sosyal, siyasal ve askerî yansımaları gelmektedir.

Bir diğer tayin edici ögeyse ekonomik göstergeler ve hükümetin bu kapsamda alacağı tedbirlerdir.

Siyasi dengeler ve bunlarla doğrudan ilişkili toplumsal dinamikler de bahse konu unsurlar arasında yerini almaktadır.

Bir başka önemli ve müessir unsur ise uluslararası aktörler tarafından yönlendirilen denetimsiz göç trafiği, sosyal bünyeyi zora sokacak riskli nüfus hareketleridir.

Türkiye’nin komşuları ve batı dünyasıyla ilişkilerinde son yıllarda belirgin bir dönüşüm gerçekleşmiş; bilhassa ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerle kurulan ilişkilerin kapsam ve niteliği köklü değişimlere uğramıştır.

Batılı ülkelerle artık eşitler arası münasebet kurulmasından yana olan Türkiye, bunu sağlamak üzere tesir düzeyi yüksek adımlar atmıştır.

Artık ülkemizin 16 Nisan Halkoylamasıyla onaylanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne herhangi bir tavsama, gecikme olmaksızın geçmesi milli beka ve tarihi emanetler açısından acil hal almıştır.

31 Mart 2019’da Mahalli İdareler Seçimi yapılacaktır.

Bu seçime 11 ay 14 gün kalmıştır.

Mahalli İdareler Seçimi’ne her partinin adayı olarak, 20 bin 538 belediye meclis üyesi, bin 258 il genel meclis üyesi, bin 398 de belediye başkan adayı katılacaktır.

10 partinin seçimlere girdiği dikkate alındığında toplamda 231 bin 940 kişi sandıkta oylanacaktır.

Toplamda da 50 bin 317 muhtar adayı vatandaşlarımızın huzuruna çıkacaklardır.

Mahalli İdareler Seçimi 31 Mart 2019’da yapıldıktan 7 ay 3 gün sonra Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi gerçekleştirilecektir.

Siyasi takvim bu şekildedir.

Ancak, 31 Mart 2019’daki Mahalli İdareler Seçimi’nden sonra Türkiye’nin hangi badirelere maruz kalacağını, neyle muhatap kalacağını tahmin etmek zor değildir.

Çünkü 3 Kasım üzerinde oynama ve kaos üretme çabaları şimdiden ortaya çıkmıştır.

Mahalli İdareler Seçimi’nde yaşanması muhtemel kutuplaşma ve anlaşmazlıkların 3 Kasım’a nasıl yansıyacağı, ne gibi olumsuzluklara kapı aralayacağı, Türkiye’yi nerelere sürükleyeceği az çok malumumuzdur.

Bu riski kaynağında kesmek, demokrasinin erdem ve ilkeleriyle ülkemizin ufkunu aydınlatmak başlıca amacımızdır.

Önümüzde iki seçenek vardır:

Ya Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçiminin normal tarihi olan 3 Kasım 2019 beklenecek;

Ya da milli mecburiyet ve ortaya çıkan meşru gerekçelerden dolayı seçimler erkene çekilecektir.

Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi’nin zamanında yapılmasıyla ilgili talepler doğal bir haktır.

Partimizin bugüne kadar kanaati hep bu yönde olmuştur.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın da düşünce, ifade ve temennisi de farklı değildir.

Ancak önümüzde ülkemiz ve milletimiz aleyhine olabilecek bir siyasi gündem ve seçim süreçleri vardır.

Bunu telafi etmek, lazım gelen önlemleri sorumluluk ve şuurla almak siyaset kurumunun ana görevi olmalıdır.

Bilinmelidir ki, gerekli uyum yasalarının süratle çıkarılmasının akabinde, Milliyetçi Hareket Partisi takdir ve tercih hakkını seçimlerin erkene alınmasından yana kullanacaktır.

Bu işi daha fazla uzatmaya gerek yoktur.

Kaosa oynayanların oyunlarını bozmak şarttır.

Seçim var mı yok mu, erken mi olacak, zamanında mı yapılacak anlaşmazlık ve çekişmelerine son verilmesinin vakti gelmiştir.

Siyasi muhataplarımıza ve aziz milletimize samimi ve tartışılmasını ümit ettiğimiz teklifimiz şudur:

26 Ağustos 2018 Pazar günü, yani Malazgirt Zaferi’yle Büyük Taarruzun yıldönümlerinde, Türk milleti yeni bir zafer ruhuyla sandığa gidip hem Cumhurbaşkanı, hem de Milletvekili Genel Seçiminde Türk ve Türkiye düşmanlarına hak ettikleri dersi vermesi en makul, en mantıklı, en akılcı, en demokratik yoldur.

İrade milletindir, istikbal milletindir, istiklal milletindir, ihanet ise millet karşısında asla tutunamayacaktır.

İç ve dış tehditlerin ağırlaştığı zaman diliminde, Türkiye yeni hükümet sistemine çok seri şekilde geçmeli, taşlar yerine oturmalı, sığ tartışmalar bıçak gibi kesilmelidir.

Bize göre başka çare kalmamıştır.

Seçim güvenliği bahanesine sığınıp siyasi kundakçılıktan medet uman, lekeli ortaklarıyla Türkiye’nin belini bükmeye çalışan CHP’ye ve diğer yancılarına hodri meydan diyoruz.

Seçimse istediğiniz buyurun gereğini yapalım.

Bırakalım hükmü Türk milleti versin.

Demokrasi sandıktır, sandık ise er meydanıdır, mertliğin kaynağıdır.

Biz bu meydandan kaçmadık, bu kaynağa riayet ve hürmetten kaçınmadık.

Türkiye’nin başına çorap örmek için pusuya yatanları, pusularında boğalım.

Milletin iradesine şaşı ve soğuk bakanları sandığın aleviyle yakalım.

Söz milletindir, karar milletindir, gelecek milletindir, tercih büyük Türk milletine aittir.

Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken, değerli milletvekili arkadaşlarımı, saygıdeğer misafirleri bir kez daha hürmetle selamlıyor, en iyi dileklerimi sunuyorum.

Ne istiyorsak Türk milleti içindir.

Neyi amaçlıyorsak Türk milletinin lehinedir.

Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *