Sema Maraşlı: KADEM kime hizmet ediyor?

Sema Maraşlı: KADEM kime hizmet ediyor?

Önemli olan konu şu ki, Avrupa fonu bu paraları ne niyetle veriyor? Bu paralar karşılığı KADEM’den ne bekliyor? KADEM Avrupa fonundan aldığın paraların karşılığını nasıl ödüyor? KADEM’in yaptığı çalışmalara bakalım, kime hizmet ediyor.

Her şey KADEM’in kirası için mi?

KADIN ve DEMOKRASI DERNEĞİ (KADEM) 2015 Temmuz ayında kurulduğu zaman derneğin İstanbul’da kiraya tuttuğu köşk çok konuşulmuştu.

16 odalı 7 banyolu köşkün kirası aylık 50 bin dolar olarak basında yer aldı. On yıl boş kalan köşkü kimsenin tutmaya gücü yetmemiş taa ki KADEM tutana kadar.

KADEM kurucuları, o zaman basında çok yer alan bu haberi yalanlamadılar, bu kiranın abartı olduğu, aslının başka olduğu ile ilgili bir açıklama da yapmadılar. Demek ki kira 50 bin dolar. 50 bin dolar Türk parası olarak ne yapıyor diye baktım.

KADEM’in 50 bir doları bugünkü kur üzerinden (03.04.2018) aylık kirası 198.700 (Yüz doksan sekiz bin yediyüz) Türk lirası yapıyor.

Yani 198 bin 700 lira aylık kira veriyorlar. Kira dediğin de çabuk gelir.

Ayda 50 bin dolar, yıl da 600 bin dolar yapıyor.

600000 dolar (Altıyüzbin dolar) 2 milyon 385 lira yapıyor.

KADEM bir yılda 2 buçuk milyona yakın kira veriyor.

Kurulduğu günden itibaren yaklaşık 6 milyon lira kira ödemiş olmaları gerekiyor hesaplarıma göre.

KADEM sadece iki buçuk yılda 6 milyon lirayı nasıl ödedi?

Devletin parasından ödüyorlarsa her zerresi kendi adıma haram zehir olsun.

Fakat devletin parasından ödeyeceklerini zannetmiyorum. İslam ülkelerindeki kadın derneklerine Avrupa fonu çok büyük paralar ödüyor. Büyük ihtimal bu kira Avrupa fonu tarafından ödeniyor. Tabii sadece kira ile kalacak değil, buranın masrafları var, lüks otellerde toplantıları var, seminer programları var, kamu spotları var. Var da var. Onlar da fondan karşılanıyor olmalı.

Şimdi önemli olan konu şu ki, Avrupa fonu bu paraları ne niyetle veriyor?

Bu paralar karşılığı KADEM’den ne bekliyor?

KADEM Avrupa fonundan aldığın paraların karşılığını nasıl ödüyor?

KADEM’in yaptığı çalışmalara bakalım, kime hizmet ediyor.

“Kadın Hukuk El Rehberi” kitapçığını kısaca inceleyerek başlayalım.

Bu kitapcığı KADEM her yerde dağıtıyor ve kurumlara konuşmacılar gönderip eğitimler veriliyor.

İlk etapta kitabın kapak resmi dikkat çekiyor. Kapakta elinde adalet terazisi tutan bir kadın var. Oysa adalet terazisinde cinsiyet olmaz. Teraziyi tutan erkek de değildir kadın da. Fakat bu arkadaşlar teraziyi kadının eline vermişler, kadın da teraziyi eşit bir şekilde tutuyor. Fazlaca cinsiyetçi bir görsel.

Kitabın içindeki bütün görsellerde cinsiyetçilik ve duygu sömürüsü hakim. Gelinlikle ağlayan kadınlar, yüzü gözü morarmış kadınlar, sıkılmış erkek yumruğu, çocuğuna korkuyla sarılmış kadın ve tepelerinde onlara vurmak için hazır bir erkek…

İnsanın zaten sırf resimlere bakarak “Allah belasını versin bütün erkeklerin” diyesi geliyor. “Kadın Hukuk El Rehberi”nden çok görseller bakarak “Erkek Düşmanlığı El Rehberi” denebilir kitaba.

İçeriği bakalım: Eşler diye başlıyor fakat hedef kadınlar elbette. Kitabına giriş bölümlerindeki ana konular:

“Eşler (Kadın) çalışmak için kocasından izin almak zorunda değil.”

“Kadınlar aile konutuna ipotek koydurmalı ki erkek istediği zaman satamasın.” diye devam ediyor.

Hele şu madde evlere şenlik!

“Eşiyle önemli konularda uyuşmazlığa düşmeleri halinde kadın, (örneğin; çocuğun adının konulması, okuyacağı okulun seçilmesi, vb.) hemen boşanma seçeneğini düşünmek yerine, uyuşmazlığın hakim tarafından çözüme kavuşturulması için de mahkemeye başvurabilir.”

Çocuğun adı ya da okuyacağı okul gibi önemli konular(!) da kadının dediği olmalı elbette; baba denilen, tohumunu ve nafakasını sağlayan mahluğun ne haddine düşmüş de bu konulara karışsın ama dimi!

Baktınız kocanız böyle önemli konularda (!) haddi olmayarak karışıyor, kadının evde her dediği olmuyorsa boşanılabilirsiniz fakat boşanmak istemiyorsanız, mahkemeye başvurup kendi isteğinizi dayatmak için dava açın, sonrasında kocanız sizi boşayabilir fakat önemli değil önemli olan evde kendi istediğinizi yaptırmanız mesajı cümeleye yedire yedire iyi verilmiş.

Kitapçıkta geniş bir şiddet bölümü var. Psikolojik şiddet bölümünde şöyle bir madde var ki akıllara zarar:

“Kadını ücretsiz aile işçisi olarak kullanmak”

Ev hanımlarını “ücretsiz aile işçisi” diye tanımlamışlar.

Vah vah ezik ev hanımları! Evin ücretsiz aile işçileri!

Çalışan kadınlar gibi “kapitalist sistemin ücretli işçileri” olmak gibi havalı tanımlamaları olmayan ev mahkumları yazık size!

Sizler evin güvenli ortamında oturup çocuklarınızı sever, bir nesli büyütürken, evlatlarınıza ve eşlerinize sıcak yemekler yapar ve eve sevginizi katarken, bu havalı kadınlar patronların köleliğini yapıyorlar fakat ne gam! Karşılığında para alıyorlar. Sizin gibi sevgi uğruna bedava çalışmıyorlar. Para gibi tapınılacak kıymetli (!) bir şey için ömürlerini tüketiyorlar. Zaten biz kadınlar dünyaya para kazanmaya gelmedik mi! Öteki tarafta bize ilk soru “kaç kağıt kazandın?” sorusu olmayacak mı? Evde bedava işçilik yapılır mı be. Öteki tarafta nasıl hesap verilir bilemedim!

KADEM’in ev kadınlarını bu utançtan kurtarmak için nasıl bir tavsiyesi var onu göremedim kitapta. Kadınlar kocalarından aylık mı isteseler acaba?

Peki erkek de derse ki karısına: “Ben de bu evin ücretsiz işçisiyim” akşama kadar sizin için kazanıp getiriyorum, bu harcamalarım karşılığında bana ne vereceksin?”

Der mi? Diyemez. O erkek ya. Modern dünyanın kölesi. Karısı istemediği hiçbir şeyi vermek zorunda değil ona. Ama o her şeyi yapmak zorunda. Hatta boşandığı karısına bile ömür boyu bakmak zorunda.

“6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” kabul edilerek, şiddete maruz kalan tüm aile bireylerinin korunması esas alınmıştır.” diyerek kadınlara 6284 sayılı aileye dinamit koyan kanun hatırlatılıyor.

“6284 Sayılı yasa gereğince verilen tedbir kararları uygulanırken özellikle “şiddet uygulandığını gösteren delil ve belge aranmaması” kadınların, herhangi bir rapor olmasa dahi tedbir kararı alabilmelerini sağlamaktadır.”

Bir belgeye falan ihtiyaç yok, canınız sıkıldığı zaman gidip şikayet edebilirsiniz mesajı da tamam. Tabii “kocayı şikayet etmek kadınların hakkı” neden kullanmasınlar değil mi?

Kitapçıkta “Ülkemizde şiddetin her geçen gün arttığı” vurgusu yapılıyor.

“Sığınma Evleri”nin adının “Konuk Evi” olduğunu yazılmış, gitmeye hiç çekinmeyin diye de sığınma evlerinin reklamı yapılmış. Bir de sığınma evlerinin imkanlarında bahsedilmiş: Maddi yardımlar, sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetler… Sanki tatil sitesi. İnsan özeniyor, gidip bir kafayı mı dinlesem diye!

Tabii KADEM’in çalışmaları bu kitapçıkla bitmiyor. Kadınları evden sokağa itmek için yaptıkları:

“Kadın İstihdamı Geleceğe İşbaşı Projesi, İnnovasyonda Kadın, Kadın Girişimcilik Kampı, Kadınların Yükselmesi Önünde Engeller, Siyasette Kadın Sivil Ağı, Söyleyecek Çok Sözümüz Var…gibi pek çok çalışmaları da mevcut.

“Kadın Güçlenirse Devlet Güçlenirse” sloganlarını da anlamak zor. Devletimiz kadınların kazanacağı paraya mı kaldı? Evler boşalınca, aile sokağa dökülünce mi devletimiz güçlenecek!

(Bu arada zarureten çalışan kadınlar ve kadınların olması gereken alanlarda çalışanları kastetmiyorum fakat dışarıda çalışma ihtiyacı olmadığı halde bütün kadınları, erkeklerin dünyasında, para peşinde, rekabet içinde koşturmaya çalışmak nasıl bir mantık bilemiyorum.)

“İstanbul sözleşmesi çalıştayı” yapmış KADEM. 6284 nolu kanunun daha çok uygulanması ve titiz takip edilmesinin gerekliliği vurgulanmış. Kadına yönelik şiddetin “bir insan hakları ihlali” olduğunu ifade edimiş. 6284 adaletten uzak, insanın kendini savunma gibi insani bir hakkını erkeğin elinden alıp kadına veren bir kanun. Bu kanunu savunuyorlar ve insan hakları değerlendirmesi içine alıyorlar. Komik ötesi!

“Erkeğe yönelik şiddet” insan hakları ihlaline girmiyor zaten hatta “hayvan hakları ihlaline” da girmiyor, “erkeğe yönelik şiddet” diye bir kavram bile yoktu ben yazana kadar.

KADEM’in en büyük amaçlarından biri de “erken evliliği bitirmek” Gerçi onlar erken evlilik de demiyorlar. 18 yaş altı kızın gönlü ile severek yapılmış evlilikleri de “cinsel istismar” diye tanımlıyorlar.

Okullarda 18 yaş altı cinsel birlikteliklerde son yıllarda patlama olması gibi problemlerle hiç ilgilenmeyen, 18 yaş altı için dizi ve filmlerin kısacası medyanın temizlenmesi, bu çocukların internete girip çok rahat bir şekilde pornoya hem de eşcinsel pornolara erişimlerin yasaklanması gibi bu çocukları görsel cinsel istismardan korumak adına hiçbir şey yapmamaları da ayrıca ilginç. Onların tek derdi yeter ki evlenmesinler.

KADEM kadın haklarını savunuyor mu diyorsunuz? Hangi kadınların hakkını? Kendi ideolojileri gibi düşünenleri. İşlerine gelmezse en büyük haksızlığı kadınlara yine KADEM yapıyor.

Mesela geçmiş yıllar da erken evlendiği için tecavüz suçu ile yargılanıp 5-8-16 yıla kadar ceza alan, evlendikten yıllar sonra ailesinden koparılıp hapse atılan erkeklerin hanımları, çocukları maddi manevi çok perişanlık çekiyorlar. Kocaları hapiste onlar TBMM yolunda. Geçen yıl milletvekilleri bu mağdur kadınları dinliyor hak veriyorlar, yardımcı olacaklarına söz veriyorlar ve bunun için bir çalışma yapıyorlar. Geçmişe yönelik erken evlenmiş olanları bir kanun maddesi ile ailelerin kavuşturacaklardı fakat olmadı. Neden acaba? Feministler, CHP falan tepki gösterdi fakat hükümet onları dinlemedi, affı çıkaracalardı taa ki KADEM dahil olup durdurana kadar.

Hükümet mecliste aileyi ya da kadını ilgilendiren bir yasa görüşürse KADEM’de şak, hemen bir çalıştay oluşturuluyor, kendi zihniyetlerinde uzmanlar bulup raporlar çıkartılıyor ve hemen sonuçları meclise gönderiliyor.

Ne hikmetse mecliste o kadar milletvekilinin çalışmaları, uzmanlara hazırlattıkları raporlar yok sayılıyor ve KADEM’in çalıştay raporları dikkate alınıyor ve yasa ona göre şekil alıyor. Biz vekillere mi oy verdik yoksa bu sonradan görme lüks meraklısı Kösem Sultanlara mı oy verdik belli değil.

Ve KADEM sebebi ile meclis affı geri çekti. Halen resmiyette görünen 4 bin civarı aile babası tecavüzcülerle birlikte en ağır şartlarda hapis yatıyor ve anne-baba-eş-çocuklar en az yirmi bin kişi mağdur. Bir de severek erken evlenmiş fakat eşi yakalanmasın diye hastaneye bile gidemeyen binlerece kadın ve çocuk var.

Bu kadınlar ve çocuklar KADEM’in umrunda mı? Kendileri trilyonluk binalarda keyf çatarken bu kadınlar ne yer ne içer ilgilendiler mi? Kocalarının serbest kalmasına engel oldukları kadınlar hangi şartlarda yaşıyor baktılar mı?

Bu kadınlar devletin verdiği yedi yüz lira ile geçinmeye çalışıyor. Çoğunun ev kiralarına bile yetmiyor bu para. Pek çoğunun birkaç çocuğu var. Çoğunluğu kaçarak evlendiği için kendi aileleri yüz çevirmiş. Evlenmelerine anne-baba hatta kayınpeder destek olmuşsa onlar da, kadının kocası da hapiste. İnanılır gibi değil fakat maalesef gerçek.

Kocalarının anneleri de gelinlerinden genellikle yüz çevirmiş: “Oğlumuzun başını yaktın senin yüzünden hapiste…” diye gelinlerin yüzlerine bakmayan çok. Yapayalnız kalmışlar. Öyle perişanlık yaşayanlar var ki…

KADEM’in umrunda mı? Değil. Kösem Sultanlar gücünü gösterdi mi gösterdi. Kurbanlara kim acıyacak? KADEM çatısı altındaki her kadın, bu mazlumların ahının hesabını verecek.

Şimdi cinsel istismar meselesi yine gündemde. KADEM yine iş başında hemen bir çalıştay hemen bir rapor… Bekliyoruz meclisin açıklamasını.

KADEM ne buyurdu, pardon Avrupa Birliği ne buyurdu, diye bekliyoruz.

Avrupa Birliği’nin Müslüman kadınları korumak adına nasıl “kuzu postu için de kurt olduğunu” uluslararası kadın konferanslarına çokça giden, feminist söylemden faydalanılması gerektiğini her zaman savunan ve kendini de kırılgan bir feminist olarak tanımlayan Yıldız Ramazanoğlu (kendisiyle bu kitap dışında pek fikir birliğimiz yoktur fakat kitap bir gerçeği iyi ortaya döküyor diye tavsiye ediyorum; bu kitabı yazan birinin fotoğrafı bu kadar net görüp hâlâ feminist olabilmesi de ayrıca ilginç) bu konuda gözlemlerini “İşgal Kadınları” kitabında çok iyi anlatmış.

“Son on yılda İslam dünyasına yönelik saldırıların gerekçelendirilmesinde Müslüman kadının acılarını dindirme iddiası önemli bir yer tuttu.” diye başlıyor “İşgal Kadınları” kitabına.

Ve geldiği İslam ülkelerini kötüleyen ve Batılılara övgüler dizen Müslüman kadınları da “kariyerist ve işgalcilerle kol kola kadınlar” diye tanımlıyor Yıldız Ramazanoğlu. Bu tanım Avrupa fonlarıyla beslenen kadın hakları derneklerinin gönüllülerini çok iyi tarif ediyor.

“Kariyerist kadınlar, işgalcilerle kol kola”

“İşgal Kadınları” kitabının içindeki önemli bilgileri özetleyen yazımın linki: (Yazıyı 2013’te yazmışım fakat şu günlerde üzerimizde oynanan oyunları görmek adına daha da anlamlı. Konu ile ilgili son yazılarımdan birinin linkini de o yazının altına ekledim.)

Müslüman Kadınları Kocalarından Kurtarmak

http://www.cocukaile.net/musluman-kadinlari-kocalarindan-kurtarmak/

KADEM dernek binası için senelik 2 buçuk milyon lira kira ve artı masrafların karşılığı olarak nasıl hizmetler yapmışlar, kimleri memnun etmişler bakalım:

Yazının başında söz ettiğim Kadın ve Hukuk El kitabının linki

http://kadem.org.tr/tr/wp-content/uploads/2017/01/KADEM_Kadin_ve_Hukuk_El_Rehberi.pdf

KADEM’in cinsiyetçilikte zirve yaptığı erkekleri hayvandan aşağı gördükleri “Bazı Cinslerin Bazı Cinslerden Öğreneceği Çok Şey Var” başlıklı televizyonlarda da yayınlanan kurt, ayı afişleri her yere asılan kampanya filmlerinden birinin linki. Diğerlerini KADEM sayfasında bulabilirsiniz.

KADEM’in yaptırdığı “cinsiyetler arası savaş” kampanyası olarak lanse edilebilecek iki kampanya daha. İkisinde de başroldeki erkek, dışarıda çok iyi fakat evde karısına şiddet uyguluyor. “Siz dışarıdaki erkeklerin iyi olduğuna bakmayın hepsi aslında şiddet uygular” mesajı gayet iyi veriliyor. Bu kampanyalarla ilgili “Erkeğe Şiddete Dur De” diye bir yazı yazmıştım: http://www.cocukaile.net/erkege-siddete-dur-de/

“Şiddete hakkın yok” diye çektirdikleri film ise kötü niyetlerini bir kez daha gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor. Sanki o sorulara cevap veren erkekler ya da bütün erkekler hanımlarını dövüyorlar. Saçma soruya karşı erkeklerin şaşkınlıklarını kendi tezlerinin haklılığı gibi sunmaları da ayrı kurnazlık.

KADEM’in çalışmalarından Avrupa Birliği memnun mudur? Bence memnundur. Onlar bu kadarını bile beklemiyorlardı belki. Arkalarından çokça gülüyor olmalılar.

Not: Velev ki KADEM’in kirası konusunda yanılıyorsam kiralarını Avrupa Fonu karşılamıyorsa açıklama yapsınlar ki ben de okuyucularıma açıklayayım.

Gerçi kirayı kimin ödediği memlekete yaptıkları bu büyük iyilikler (!) ile ilgili düşüncelerimizi değiştirmez.

cocukaile.net

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

24 Comments

  • AYŞEGÜN
    15 Nisan 2018, 18:13

    BEN SİZİN GİBİ DÜŞÜNMÜYORUM.KADINLAR ARASINDA NİFAK OLUŞTURARAK SAHADA YAPILAN ÇALIŞMALARI HAFİFE ALIYORSUNUZ.KADINLARIN YASAL HAKLARINI ÖĞRENMESİNÜN KİME ZARARI OLABİLİR.KADINLARIN FARKINDALIĞININ YÜKSELMESİ ÖNCE BİR ANNE OLARAK ÖNCE KENDİ AİLESİNE SONRA TÜM TOPLUMA FAYDA SAĞLAR. BİZLERDE EĞİTİM ALDIK SİZE DE TAVSİYE EDERİZ..

    REPLY
    • Mustafa@AYŞEGÜN
      9 Temmuz 2018, 10:35

      Kadem madem bilmem… bunlar birer malzeme… zaten para ile yapılan işlerden hayır gelmez… Geldiğimiz yer büyük bir enkaz. Kadın-erkek insanımızı kaybettik. Birkaç nesil doğmadan gömüldü. Bu sürece kim dur diyecek… hükümet küresel projelere alet edildi. Ne zaman uyanacak… Chp ile hiç uğraşmasına gerek yok… Kendi içindeki makam, servet, şöhret düşkünü eski (…cı) lar sınavı kaybedince meydan hokkabaz, şaklabanlara kaldı… Adalet, liyakat, ehliyetin yerini teşkilatların maslahatı aldı… ve yıkım mukadder oldu… yüz yılluk bir ideal ve hayal daha heba oluyor. Buna dur diyecek olanlar nerede…

      REPLY
    • özbek @AYŞEGÜN
      10 Aralık 2018, 13:17

      peh peh peh

      REPLY
    • EZİLEN@AYŞEGÜN
      9 Ocak 2020, 14:53

      AYŞEGÜN HN.İŞTE O BAHS ETTİĞİNİZ NİFAK,KADIN ERKEK ARASINA SOKULDU.MESELE BU ZATEN.SOKULAN BU NİFAK YUVALARI YIKIYOR.SAHA YAPILAN ÇALIŞMALARI HAFİFE ALMIYOR TAM TERSİNE AÇTIĞI YIKIMI ANLATIYOR KADIN.KADINLAR YASAL HAKLARINI BİLİYORLAR ZATEN,BUNUN BİLİNMESİNİ ENGELLEYEN YOK ZATEN,SİZ NASIL BU KANIYA VARDINIZ GERÇEKTEN ANLAMAKTA ZORLANIYORUM.BU DURUM SADECE AİLEYİ YIKMAK İÇİN HAZIRLANMIŞ BİR PROJE.ÖNCE BU FELAKETİN ALTINDA ERKEKLER KALACAK,SONRA KADINLAR,SONRA DA ÇOCUKLAR.EŞCİNSELLERLE KURULU BİR DÜNYA YARATILIYOR.SİZDE BU DÜNYADA ÇOCUKLARINIZIN NELER ÇEKTİĞİNİ İÇİNİZ YANARAK İZLEYECEKSİNİZ AMA ELİNİZDEN HİÇBİRŞEY GELMEYECEK.BU EĞİTİMLER ALDATICI YANILTICI VE SİNSİ.KADEM BU GÜNE KADAR KADINLAR LEHİNE NE YAPTI.MESALA EV HANIMLARINA NE SAĞLADI.ONLARIN HAYATINI NASIL KOLAYLAŞTIRDI.SADECE GİDİN 3 KURUŞA PATRONA KÖLE OLUN,HAYATINIZI YAKIN ADINI ”KENDİ AYAKLARIM ÜZERİNDE DURUYORUM”KOYUN.EV KADINLARI KİMİN AYAKLARI ÜSTÜNDE DURUYORLAR.TABİ Kİ ASLANLAR GİBİ KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE.HEMDE BİR ÇINAR GİBİ AİLEYİ DİMDİK AYAKTA TUTUYORLAR.KADEM EŞCİNSELLERİ HAYATIMIZIN İÇİNE SOKMAYA ÇALIŞANLARA KARŞI NE YAPTI.HANGİ TEPKİYİ KOYDU.HİÇBİRŞEY YAPMADIĞI GİBİ İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDE DAYATILAN EŞCİNSELLİĞİ NEDEN ÇIKARTMAK İÇİN ÇABA GÖSTERMİYOR.SÜREKLİ FARKINDALIK DİYEREK BEYİN YAKAN KADEM BU KONUDA HİÇ FARKINDALIK YARATMIYOR.ŞU AN KADINLARI AVUTUYORLAR AMA BUNUN BEDELİNİ AHLAKLI,DÜRÜST NAMUSLU İNSANLAR ÇOK ACI BİR ŞEKİLDE ÖDEYECEKLER.YAPILMAK İSTENEN DE TAMDA BU.SİZ HALA GÖRMEYİN.

      REPLY
  • TANKUT
    15 Nisan 2018, 17:53

    Siz bu KADEM merkezinin kira bedelini mi düşündünüz durdunuz. Afişteki terziyi kim tutuyor faln filan.Türkiye de kadın kaçıncı dezavantajlı grup buna üzülün.insan hakları temelli çalışan tüm sivil toplumcular lütfen durmayın ve devam edin.Kadın çocuk yaşlı engelli mahşer deki hesap hepimize..

    REPLY
  • Devrim
    15 Nisan 2018, 17:31

    Sayın Maraşlı hanım! Siz ithamlarınızı bizzat şahit olduğunuz durum oluyorda onun İçin mi yapıyorsunuz yoksa kurgulayıp evirip çevirip mi yapıyorsunuz. Ayrıca siz gerek kişisel gerekse tüzel İçin onların yerine düşünüp yorumlayıp karar verme yetkisine nasıl sahip olabilirsiniz? Yoksa yargıçlık yapıyorsunuzda bizmi yeni öğrendik. DOLAYISIYLAAA YA HAYIR KONUŞUN YADA SUSUN!!!!!

    REPLY
    • volkan@Devrim
      22 Temmuz 2018, 01:27

      Kademin bir tane pozitif projesi var mi? Yok anca hakaret etsinler erkege

      REPLY
    • akıncı@Devrim
      15 Mayıs 2019, 08:58

      Sema MARAŞLI hanım ALLAH sizin gibi kadınlara rahmetiyle muamele etsin.Bu münafık kesim size zorluk çıkarmaz inşallah.sizin,eşlerimizin ve kızlarımızın ALLAH yardımcısı olsun.

      REPLY
  • Hülya
    15 Nisan 2018, 17:03

    Marşlı’ya tavsiyeler :

    Subjektif değerlendirmelerinizin bilimsel yetersizliğiniz ve dayanağınız olmadığından dolayı siz de kalsın.Bu kadar sığ bir yazı yazmak yerine bildiğiniz konularla ilgilenmenizi tavsiye ederim.

    Bence siz daha çok okuyup az konuşun! Hele de yazı hiç yazmayın:)

    REPLY
    • Sedat@Hülya
      23 Ağustos 2019, 21:56

      Boş boş öznel yargılarınızı belirteceğinize Sema Hanım’ın yazdıklarına mantıklı bir düşünce getiriniz.

      REPLY
  • necla
    13 Nisan 2018, 22:05

    Mesele o kadar basit değil, Sema Marasli olaylara bu kadar sathi bakma .Herkesin kendine ait görüşü olabilir. Bunda sorun yok. Sorun insanın kendi görüşünün yegane doğru olduğunu iddia etmek ve dusuncesine islam öyle istiyormus gibi atıfta bulunmak. Kadının çalışması konusu sadece feministlerin isteği sonucu değildir. Kadının çalışması sadece ekonomik sebeplere de dayanma.z.insanın Allahın verdiği aklı Hayır yolunda kullanma sorumlulugu da vardır, topluma hizmet etme, islami yayma,yanlışları engelleme. Doğruları tavsiye etmek gibi. Mesela siz köşe yazarligina ekonomik sebeplerle mi devam ediyorsunuz? Böyle itham edilmek hoşunuza gider mi.biri size git evinin karısı ol başka bir şey yapma dese eyvallah der misinz.hoşunuza gider mi?Kadınlarının çalışmasını n oluşturacağı mahzurlar olabilir. Fakat bunun çaresi kadınlar çalışmasın türküsünu söylemek değil, bu mahzurlar i ortadan kaldırmak için derin tahlillerde bulunmak ve kafa yormak gerekir. Böyle kolayciliga kaçıp bir kaç alkış almak hiç bir şeyi değiştirmez. Feminist muhafazakarlar nasıl kadinin her hangi bir hassasiyet göstermeden çalışmasını topluma dayatarak kolayciliga kacoyorsa siz de aynı kolayciliga kaciyirsunuz

    REPLY
    • Selim@necla
      10 Kasım 2018, 21:48

      Yazarın iddiaları doğruysa gayet vahim.. ve yorumlarda bu iddialara cevap verilmiyor… sadece duygusal, itham edici, saldırgan yazılar yazılmış… bu, yazarın doğru söylediği izlenimini güçlendiriyor…
      Ahireti uzak gören tüm şaşasıyla dünyayı önceleyen ve İlahi hesabı düşünmeyen; erkeklerle aşık atma derdinde, diplomalı ama çapsız, küçük hesaplar peşinde, sözümona feminist ‘müslüman hanımlar’… gerçekten yazık.. bir milletin "aile kurumunun" hiç edilişine acıyla şahit oluyoruz…

      REPLY