İşaret yayınlarından çıkan “Küresel Siyasette Psikolojik Savaş” isimli kitap için böyle söylüyor Ali Saydam. Bugün Yeni Şafak’taki yazısının bir bölümünde bu kitap için kendisinden istenen sunuş yazısı teklifi üzerine, hem kitaptan hem de Algı yönetimi ve psikolojik savaştan söz ediyor.
Ali Saydam, “Bu hafta içinde yayınlanan bir kitaptan söz etmek istiyorum.” diye başladığı sözlerine şöyle devam ediyor:
Kitabın adı, “Küresel Siyasette Psikolojik Savaş”… Fıtratımız gereği kültür ve değerlerimiz içinde pek de yer almayan bir haslete, illa ki öğrenmemiz, edinmemiz gereken bir reflekse ışık tutan bir konu…
İşaret Yayınları tarafından yayımlanmış. Yazarı ise yakından tanıma fırsatı bulduğum Sevda Güner hanım. Bu konulara bir miktar aşinalığımızdan olacak, kendileri lütfedip kitaba bir sunuş yazısı kaleme almamı rica ettiler.
İşte kitabın hemen başında, Altınbaş Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan beyin de bir başka sunuş yazısı ile katkıda bulunduğu kısımda yayınlanan kısa yazımızı bu sütunlara aktarmakla, içinden geçmekte olduğumuz dönemde ciddi ihtiyaç duyulan bu tür bir bilgilendirmeyi gündeme getirme şansını elde etmiş olan bu kitabın hak ettiği öneme de vurgu yapmış oluruz herhalde:
“Günümüzde ‘büyük devlet’ demek sadece ekonomik anlamda büyük olmak, gayrı safî yurtiçi hasılası yüksek olmak demek değildir. Büyük olmak demek, dünyanın dört bir köşesindeki algılamanızı gerektiği gibi, hedeflediğiniz gibi, hak ettiğiniz gibi, hakikate en yakın şekilde yönetebilmek demektir. En az ‘sert güç’ kadar ‘yumuşak güç’e de önem vermek demektir…
Bu ise ancak kültür ve değerlerin iletişimi ve bunun için kamu diplomasisi, stratejik iletişim, algılama yönetimi, psikolojik operasyonlar vs gibi konularda bilgi ve tecrübe sahibi olmak ile mümkündür.
Ülkemizde ne yazık ki, talihsiz bir yaklaşımla ‘algı operasyonu’ kavramı, ‘kara propaganda’nın yerine kullanılmış ve biraz da bu nedenle ‘Algılama Yönetimi’ ilke ve uygulamalarını anlama ve hayata geçirme yetimizin gelişmesi engellenmiştir. Bir şeyi reddediyorsanız, onu öğrenmeniz zordur. Oysa ülke, ürün ve hizmet ‘markalarının yönetiminde’ yapılan şey aslında tam da yukarıda sıraladığımız tüm kavramları içeren ‘Algılama Yönetimi’ ve ‘Stratejik İletişim’dir.
Türkiye’de bu alanda ciddî, yerli (kopyala yapıştır, ya da çeviri olmayan) başvuru kitabı o kadar azdır ki. Bu nedenle Sevda Güner Hanım’ın bu eseri çok önemlidir ve konuya bir nebze eğilmek isteyen her profesyonelin mutlaka incelemesi gereken bir kaynak olarak temayüz etmektedir. Öte yandan kitabın dili o kadar yalındır ki; stratejik iletişime meraklı herkese de okumaları rahatlıkla tavsiye edilir.
Elinize, aklınıza sağlık Sevda Güner Hanım…”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *