Dr. Akif Çarkçı’ya göre, “Akif esasında milletçi ve hürriyetçi karaktere sahip bir milliyetçidir.” ve “İkinci ve üçüncü kuşak İslâmcıların aksine Mehmed Akif’in düşüncesinde ya da İslamcılığında bir devlet ve siyasal düzen talebi yoktur.”
Akif’in İslamcılıktan Milliyetçiliğe evrildiğini öne süren Dr. Akif Çarkçı’nın konuya ilişkin kitabı üzerine değerlendirmeyi Yeniçağ yazarlarından Arslan Tekin yapıyor. Tekin, kitabın mutlaka okunması gerektiğini belirttiği yazısında, kitaptan alıntılar da paylaşarak şunları yazdı:
Kitap isimlerinin uzun ve karmaşık verilmesi kafa karıştırıyor. Çok önemsediğim bir kitap böyle üst ve alt başlıklı yayınlanmış: “hürriyet ve istiklalimizin gür sesi: mehmed akif-Ümmetçilikten Milliyetçiliğe Bir Aydın Portresi” (Bilge Kültür Sanat Sanat Yayınları, 264 s.)
Dikkat ederseniz üst başlık ve ana başlık küçük harflerle başlarken, alt başlıkta kelime başları büyük harflerle yazılmış. Yazarın sıfatı ve ismi de küçük harflerle.
Bilge Kültür Sanat Yayınları’nın her şeyi Adnan Macid Yüksel‘in titizliğini bilirim. Profesyonel isimlerle çalışır. Kapağı dizayn edenin estetik anlayışına karışmamıştır.
Eser, Dr. Akif Çarkçı‘nın. Doktora tezi. Tez olması açısından da ayrı bir önem taşıyor. Şunun için: Akademik çalışmalarda kontrol mekanizmaları vardır. Tezi yöneten hoca çıkacak neticeden kendisini mesul tutacağı için, öğrencisini dağa tırmandırır, ayrıntıları ister. İfade gücünü dikkate alır.
Dr. Akif Çarkçı, birilerinin çok ürktüğü, hiçbir surette Mehmet Âkif‘e etiketlemek istemedikleri sıfata basamak basamak ulaşıyor.
Ümmetçilikten milliyetçiliğe giden yol, taşlıdır ve hatta mayınlıdır. Saplantıları aşabilmek için ilmî ve fikrî dirayetinizin olması gerekir. Kalıpları kırabilmek kolay değil. (Geçmişte ben de Safahat‘ı didikleyerek Âkif‘in milliyetçiliğinin altını kalın kalın çizmiştim. Türk Adını Silme Planı‘nda ayrı bir başlık altında yer alır.)
Dr. Akif Çarkçı‘nın Mehmet Âkif‘i “siyasî İslamcı” görmek isteyenleri düşündürecek sonuca varır:
“Mehmed Akif bugünkü anlamda bir siyasal İslâmcı değildir. Akif’in İslâmcılığı siyasal talepler içermekten çok dinî düşüncenin ihyası, eğitim, öğretim, ilim, terakki ve din-toplum ilişkileri üzerinde kuruludur. İkinci ve üçüncü kuşak İslâmcıların aksine Mehmed Akif’in düşüncesinde ya da İslamcılığında bir devlet ve siyasal düzen talebi yoktur. Mehmed Akif yaşadığı dönem içerisinde sadece hilafetin kaldırılmasından rahatsız olmuştur.” (s. 250)
Dr. Akif Çarkçı, Âkif‘in İslâmcılıktan milliyetçiliğe evrilmesini açar:
“Akif esasında milletçi ve hürriyetçi karaktere sahip bir milliyetçidir. Akif’te ‘millî’ kavramı ile ‘ümmet’ kavramı eşitlenmiş, iç içe geçmiştir. Mehmed Akif’in düşüncesinde millet ile ümmet kavramları birbirine zıtlık teşkil etmez. İslâm’ın izin verdiği ölçüde milliyetçi olan Mehmet Akif esasında bir ‘İslâm milliyetçisi’ ve bir kültürel Türk milliyetçisidir. Mehmed Akif, temelde II. Meşrutiyet Dönemi İslâmcılık akımının önde gelen savunucularından birisi iken Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele sürecinde, imparatorluk ciddi şekilde parçalanmaya başlayınca Türkçülük akımının kültüre dönük bazı temel yaklaşımlarını benimsemiştir.” (s. 249)
O dönemde idareye hâkim olan İttihat ve Terakkîciler ve bilhassa Enver Paşa İslâmcılığı, Türkçülüğün önünde tutmakta ısrarlıydılar.
1911’den itibaren çıkmaya başlayan Türk Yurdu‘nda yazan Ahmed Agayef(Ahmet Ağaoğlu), Akçuraoğlu Yusuf (Yusuf Akçura), Halim Sabit, Edhem Necat gibi isimler Mehmet Âkif‘in etkili olduğu Sırat-ı Müstakim/Sebilürreşad‘da da yazdıkları hâlde Mehmet Âkif‘in Türk Yurdu‘nda imzasını gördüğümü hatırlamıyorum. (Biliyorsunuz, tamamını yeni harflere aktardığımız için Türk Yurdu satır satır elimizden geçti.)
Sebilürreşad‘da, Ahmed Naim, “Türkçüler”le çatışmış, Ahmet Ağaoğlu‘ndan ağır ama seviyeli cevaplar almış, M. Âkif ise bu tartışmaların dışında kalmıştır.
“Ümmetçilikten Milliyetçiliğe Bir Aydın Portresi” kitaplığınızın bir rafında değil, masanızın üstünde olmalı.
Okumak lâzım.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *