Afgan ekonomisi: 20 yıllık ekonomik enkaz ve derin yoksulluk

Afgan ekonomisi: 20 yıllık ekonomik enkaz ve derin yoksulluk

ABD’nin askerlerini geri çekmesinin ardından Taliban’ın yeniden kontrolü sağladığı Afganistan’ın elinde 20 yıllık ekonomik enkaz ve derin yoksulluk kaldı. İllegal afyon üretimin yüzde 87’sine sahip ülke, kıymetli madenleriyle de süper güçlerin hedefinde…

Uyuşturucu, dış yardımlar ve gün yüzü görmemiş madenler üçgeninde bir ekonomi: Afganistan

Gökçen Tuncer / The Independentturkish

“Ordumuz, müttefiklerimiz ve Afganistan’ın cesur savaşçıları sayesinde Taliban rejiminin sonu geliyor. Ancak Afganistan halkına karşı sorumluluklarımız sona ermedi. Ülkede insan hakları ve insanlık onuru adına yeni bir dönem için çalışıyoruz.”

– ABD’nin 43’üncü Başkanı George W. Bush, Aralık 2001

“Birçoğunuz için bu, Afganistan’daki son döneminiz olacak. Bu yılın sonunda geçiş tamamlanacak ve Afganlar güvenliklerinin tüm sorumluluğunu kendileri üstlenecek ve bizim savaş görevimiz sona erecek.”

– ABD’nin 44’üncü Başkanı Barack Obama, Mayıs 2014

“Afganistan’da geride kalan az sayıda cesur erkek ve kadınlarımız Noel’e kadar eve dönmeliler.”

– ABD’nin 45’inci Başkanı Donald Trump, Ekim 2020

“Afganistan’ın Taliban tarafından ele geçirilmesi kaçınılmaz değil. Çünkü Afgan birliklerinin 300 bini iyi donanımlı, dünyadaki herhangi bir ordu kadar iyi donanımlı bir ordusu ve hava kuvvetleri var.”

“Afganistan’da bulunma amacımız hiçbir zaman ulus inşası ya da birleşik ve merkezi bir demokrasi inşası olmadı. Geçen hafta yaşanan olaylar, ABD’nin Afganistan’daki askeri varlığını sona erdirme kararının doğru olduğunu gösterdi, çünkü Afgan güçlerinin kendileri için savaşmaya gönüllü olmadıkları bir yerde siz savaşamazsınız ve savaşmamalısınız.”

– ABD’nin 46’ncı Başkanı Joe Biden, Temmuz ve Ağustos 2021

20 yıl, 4 ABD başkanı, bir iç savaş, 172 binden fazla can kaybı…

Ve geçen 20 yılda ne Bush’un dediği gibi Taliban rejiminin sonu geldi, ne de Biden’ın bahsettiği gibi Afganistan ordusu Taliban karşısında durabildi.

Geriye kurtarma uçağından düşen Afganların görüntüsü ile bugüne kadar dış yardımlara, uyuşturucu ticaretine bağımlı kalmış bir ekonomi kaldı.

1979’da Rusya’nın işgal ettiği, 1996’da Taliban rejiminin başa geçtiği, 2001’de ABD’nin işgal ettiği ve 2021’de yeniden Taliban’ın yönetimi ele geçirdiği, iç savaşlar nedeniyle zengin maden yataklarına dokunulamayan Afganistan’ın bundan sonrasında belini nasıl doğrultacağı belirsiz.

Grafik: Financial Times

11 Eylül saldırılarından Afganistan’daki El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin’i sorumlu tutan ABD, 7 Ekim 2001’deki hava saldırılarıyla yeni bir savaş başlatmış, bu savaş dış yardımlarla desteklenince geçici de olsa ekonomide “normalleşme” sinyallerine de neden olmuştu.

“Geri çekilme kararından sonra aylık gelir 2 bin dolardan bir anda 100 dolara düştü” 

ABD’nin eski Başkanı Barack Obama’nın 2011’de Afganistan’daki askeri varlığı çekeceklerini duyurmasının ardından “normalleşme”nin dengeleri de bozulmaya başladı.

Ekim 2017’de Monocle dergisine bir röportaj veren Afganistan Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Javid Faisal (Cavit Faysal), kararın açıklanmasının ardından ayda 2 bin ila 3 bin dolar kazanan insanların maaşının 100 dolara kadar gerilediğini söylemişti.

“Kimse buna hazırlıklı değildi” diyen Faisal, geri çekilmenin pek çok Afgan’ı işsiz bıraktığını ve uyuşturucu ticaretine yönlendirdiğini belirtmişti.

Grafik: Financial Times

Yasadışı afyon üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı Afganistan’dan

Dünya Bankası, Afganistan için 2004’te bir rapor hazırlamış ve tüm dünyadaki yasa dışı afyon üretiminin yüzde 87’sinin Afganistan’dan sağlandığını açıklamıştı. 

Afganistan Araştırma ve Değerlendirme Birimi’nin 2020’de yayımladığıUyuşturucu ve Afganistan’daki Kalkınma adlı raporda ise haşhaş yetiştirilen alanların 1994’teki 70 bin hektar seviyesinden, 2016’da 200 bin hektara çıktığı ifade edildi.

Sadece ABD’nin Afganistan’daki anti uyuşturucu programlarına harcadığı para 7,28 milyar dolar.

Rapora göre 38,9 milyon insanın yaşadığı ülkede 2,5 milyon uyuşturucu kullanıcısı var.

6,6 milyar dolarlık uyuşturucu ekonomisi 

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) verilerine göre ise afyon üretiminin 9 bin 900 ton ile en üst seviyeye ulaştığı 2017’de satışlardan elde edilen gelir 1,4 milyar dolardı. Bu, o yıl Afganistan gayrisafi hasılasının yüzde 7’si anlamına geliyordu.

UNODC, dışarıya satılan, ülke içinde tüketilen, dışarıdan ithal edilen kimyasallar ile birlikte illegal afyon ekonomisinin o yıl 6,6 milyar dolara ulaştığını tahmin ediyor.

Ülke nüfusunun dörtte üçünün kırsalda yaşadığı ülkede haşhaş dışında çoğunlukla Hindistan ve Pakistan’a satılan kurutulmuş meyve, fındık, tıbbi bitkiler de önemli ihracat malları arasında. Dünya Ticaret Örgütü, 2019’a kıyasla yüzde 10 düşen ihracatın 2020’de 783 milyon dolar olarak kaydedildiğini belirtiyor.

Halkın dörtte üçü yoksulluk sınırı altında 

Asya Kalkınma Bankası’nın verilerine göre ülke nüfusunun yüzde 75’i açlık sınırının altında, yani günlük 1,90 dolardan az bir gelirle yaşamaya çalışıyor. Bu oran 2017’de yüzde 55’ti.

2004’te yayımladığı raporunda yoksulluk ve afyon ticaretinin bir kısır döngüde olduğunu ifade eden Dünya Bankası, haşhaş üretiminden kazanılan paranın bile adil dağıtılmadığını ancak yoksul halkın yaşamını idame ettirmek için hâlâ bu ürüne ihtiyacı olduğunu vurgulamıştı.

Hatta öyle ki 1996’da başa geçen Taliban’ın haşhaş üretimini yasaklamasıyla yoksulluk daha da artmıştı.

“Hukuksuzluk ve yoksulluk ortamında afyon, 1970’lerden bu yana Afganistan’ın en önemli ekonomik ürünü oldu” diyen Dünya Bankası, 2003’te haşhaş üretiminin toplam milli gelirin yedide birini oluşturduğunu hatırlattı.

Fitch: Taliban’la birlikte GSYH yüzde 20 azalabilir 

Dünya Bankası’nın verilerine göre Afganistan’ın gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) 2020 sonu itibarıyla 19,8 milyar dolar. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, bu ay yayımladığı raporunda Taliban’ın başa geçmesinden sonra GSYH’ın yüzde 20 oranında azalabileceğini öngörüyor.

1981-2001 arası herhangi bir GSYH verisi açıklamayan ülkenin 2002’deki, yani ABD işgalinden bir sene sonraki gayrisafi yurtiçi hasılası ise 4 milyar dolar seviyesindeydi.

Grafik: Times of India/ Kaynak: IMF

Gelirlerin yüzde 75’i yardımlara bağlı

Ancak bu hasıla, üreterek oluşmadı.

Dünya Bankası’nın 2019 sonunda yayımladığı rapora göre Afganistan’ın kamu gelirlerinin yüzde 75’i uluslararası yardımlara dayanıyor. Raporda, “Toplam gelirler yılda ortalama 2,5 milyar dolar iken, harcamalar 11 milyar dolara ulaşıyor” ifadesi de yer aldı.

Dünya Bankası, İran’a komşu Orta Asya ülkesinin, 2020-2024 yılları arasında yıllık 6 ila 8 milyar dolar yardıma ihtiyaç duyabileceğini söylüyor. Ekonomik büyümeyi desteklemek, temel kamu hizmetlerini sağlamak, Taliban’ın yaratacağı şiddetin etkisini azaltmak için bu yardımlar elzem.

ABD, Afganistan Merkez Bankası’na ait varlıkları dondurdu; Merkez Bankası Başkanı kaçtı

Bu yardımlar gelse bile Taliban’ın elinde neye dönüşeceği büyük bir soru işareti olarak kalmaya devam ederken, Batı çoktan Afganistan ambargolarına başladı.

Bloomberg’e açıklama yapan resmi kaynaklara göre ABD, Afganistan Merkez Bankası’na ait 9,5 milyar dolarlık varlığı dondurdu. Nakit akışı, Taliban’ın eline geçmesinden endişe edildiği için durduruldu. Bloomberg’e konuşan kaynak, “Afgan hükümetinin ABD’de sahip olduğu hiçbir merkez bankası varlığı, Taliban’a ulaşamayacak” dedi.

Afganistan’ın Merkez Bankası Başkanı Ajmal Ahmady, yaklaşık 10 gün önce ülkeyi terk etti. Ahmady, ABD’nin gönderdiği 150 kişilik kargo uçağına binen 600’den fazla Afganistanlıdan biriydi. “Daha fazla dolar gönderisi alamayacağımıza dair bir telefon aldık” diyen Ahmady, Twitter’dan yaptığı açıklamada meslektaşlarının kendisini o kaosta uçağa ittiğini söylemişti.

“İnsani yardımlar sürecek, kalkınma yardımları donduruldu” 

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise 24 Ağustos’ta G-7 toplantısında yaptığı açıklamada “Taliban’ı siyasi olarak tanımanın söz konusu olmadığı konusunda fikir birliği içindeydik” dedi. Leyen, insani yardımların süreceğini, kalkınma yardımlarının ise dondurulduğunu bildirdi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Almanya ve Finlandiya’nın Afganistan’a kalkınma desteğini durdurduklarını açıkladıktan sonra 18 Ağustos’ta yaptığı bir açıklama yapmış, “Durumu netleştirene kadar Afganistan’da hiçbir kalkınma desteği olmayacak” demişti.

Borrell, “Öncelikle Taliban’ın nasıl bir hükümet organize edeceğiniz göreceğiz” ifadelerini kullanmıştı.

IMF ile anlaşılan destek de ülkeye gelemiyor 

Avrupa Birliği’nden kasımda yapılan açıklamada gelecek dört yıl için 1,4 milyar dolarlık acil durum desteği söz verilmişti. Ancak bu söz için Afgan otoritelerinden demokratik çoğulculuk, insan hakları ve yargı güvenliğini sağlama şartı istenmişti.

Yakın bir sürede Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) 500 milyon dolarlık yardım almaya hazırlanan Afganistan için bu kapı da kapandı. Ülke varlıklarına erişiyor olsa bile kullanamayacak çünkü Taliban yönetimi uluslararası toplum tarafından tanınmıyor.

Çin: İyi komşuluk ve dostane ortaklık kurmaya hazırız

Doğu bloğunda ise durum biraz daha farklı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, 16 Ağustos’ta gerçekleştirdiği basın toplantısında “Taliban, pek çok kez, Çin ile ilişkileri geliştirmek istediklerini, Çin’in Afganistan’daki yapılanma ve kalkınmalarına katılımını dört gözle beklediklerini aktardı. Bu açıklamaları memnuniyetle karşılıyoruz” demişti.

Çin’in her zaman Afganistan’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu söyleyen Hua, “Afgan halkının gelecekleri hakkında özgürce karar verebilmesine saygı duyuyoruz” demişti.

Hua, “Afganistan’ın barışı ve yeniden yapılanması için yapıcı bir rol üstlenmeye ve iyi komşuluk ve dostane ortaklık kurmaya hazırız” ifadelerini kullanmıştı.

Dünya elektrikli araç teknolojisine, Çin Afgan madenlerine kayıyor 

Pek çok uzmana göre Hua’nın bu açıklamasının ardında yatan neden Çin’in, Afganistan’ın zenginliklerine olan ilgisi.

Dünyanın en büyük ekonomi yayıncısı Bloomberg, Afganistan topraklarının altında yatan cevheri açıklamak için 24 Ağustos’ta yayınlanan haberine şöyle başlamıştı:

ABD, Afganistan’ı 2001’de işgal ettiğinde küresel ekonomi daha farklı görünüyordu: Tesla bir şirket değildi, iPhone henüz icat edilmemişti, yapay zeka ise en iyi ihtimalle bir Steven Spielberg filmi olarak biliniyordu. 

Bugün ise bu üçü, yüksek teknolojili çipler, geniş kapasiteli bataryalardaki gelişmelerle desteklenen modern ekonominin en önemli safhası. Bu çipler ve bataryalar için ise nadir elementler gerekli.

ABD Savunma Bakanlığı, Haziran 2010’da yaptığı açıklamada Afganistan’ın gün ışığına çıkmamış maden rezervinin değerinin 1 trilyon dolara ulaşabileceğini söylemişti.

Dönemin Afganistan Maden Bakanı Wahidullah Shahrani ise BBC’ye verdiği röportajda bu değerin 1 ila 3 trilyon dolar arasında olduğunu belirtmişti.

Ülkenin kaynakları üzerine çalışma yürüten ABD Savunma Bakanlığı, Afganistan’da bakır, demir, kobalt, altın, gümüş, alüminyum, bataryalarda kullanılan lityum, florit, berilyum ve niyobyum olduğunu açıklamıştı.

Yukarıda sayılan elementlerin hemen hepsi otomotivden telefon yapımına kadar hemen her sektörde kullanılıyor. Ve bu sektörlerin en büyük üreticisi Çin.

Afganistan, “Bir Kuşak Bir Yol” projesi için en kestirme rota 

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nda 2003-2020 arası albaylık yapan, Tsinghua Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Strateji Merkezi’nde uzman analist Zhou Bo, The New York Times için kaleme aldığı köşe yazısında Çin’in alt ve üst yapı yatırımlarına karşılık 1 trilyon dolarlık dokunulmamış maden kaynaklarına erişebileceğini söyledi.

Zhou ayrıca Çin’in Afganistan’ı “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin önemli bir parçası olarak gördüğünü şöyle açıkladı:

Afganistan, bugüne kadar büyük yapbozun kayıp ve ilgi çekici parçası oldu. Eğer Çin, Bir Kuşak Bir Yol’u Pakistan’dan Afganistan’a doğru geçirebilirse, Orta Doğu pazarına ulaşmak için daha kısa bir yol açılmış olacak. 

Kabil üzerinden geçecek bir rota, Hindistan’ın Bir Kuşak Bir Yol’a direnmesini de daha önemsiz hale getirecek. 

Kaynaklar: Çin, Afganistan’ın altyapı yatırımları için 100 milyonlarca dolar harcamaya hazır

Financial Times’a konuşan ve ismini açıklamayan bazı diplomatlar, Pekin’in Afganistan’ın altyapı yatırımları için 100 milyonlarca dolar harcamaya hazır olduğunu söylerken, Orta Asya uzmanı, siyasi analist Arkady Dubnov, Rusya ve Çin’in ABD karşısında menfaatlerini birleştirebileceğini vurguladı.

Dubnov, “Bizim için iyi olan Amerikalılar için kötü, bizim için kötü olan da onlar için iyi. Şu anki durum Amerikalılar için kötü olduğundan bizim için iyi” ifadelerini kullandı.

1982’de kurulan ve Şanghay ve Hong Kong borsalarında işlem gören Çin Metalurji Grubu Kurumu (China Metallurgical Group Corporation/MCC Group), ilk kez 2007’de Afganistan’da maden arama ihalesini kazanmıştı.

Kabil yakınlarındaki Mes Aynak’ta başlayan çalışmalarda iç savaş ve bazı tarihi eserlerin bulunması nedeniyle çok fazla üretim yapılamadı. Projeye 2,8 milyar dolar yatırması beklenen MCC’nin 2020 yıllık raporunda yer alan bilgiye göre maden anlaşmasına dair Afganistan hükümeti ile pazarlık devam ediyordu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *