Restorasyonu tamamlanan türbenin açılış programına İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Nadir Alparslan ve İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz katıldı.
Resulullah (sav) yakın arkadaşlarından ve süt kardeşi olduğu rivayet edilen Ebu Şeybe el-Hudri’nin Eyüpsultan’daki türbesi ziyarete açıldı.
Vali Yerlikaya yaptığı konuşmada, “Burayı Kültür ve Turizm Bakanlığımızın mihmandarlığında İstanbul Valiliği olarak restorasyonunu tamamladık. Şehrimizin, hemşerilerimizin istifadesine arz ediyoruz. Emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz da Ebu Şeybe el-Hudri’nin sahih hadis rivayet eden sahabelerden bir tanesi olduğunu öne sürerek şöyle dedi: “Peygamber Efendimizin süt kardeşi olduğuna dair rivayetler var. Peygamber Efendimizin süt annesi Halime validenin, annesi olduğu kabul ediliyor. 85-90 yaşlarında Peygamber Efendimizin İstanbul’la ilgili hadislerine nail olmak için 667’de başlayan ve iç sefere katılan sahabelerden birisidir. İslam tarihi kaynaklarında ilk sefere iştirak eden 50’den fazla sahabe arasında varlığını ve burada şehit olduğunu bildiğimiz iki sahabeden birisidir. Bu bölge sahabeler haziresi olarak kaynaklarda geçer. Çünkü savaşın olduğu bir bölge ve birçok sahabenin burada şehit olup, defnedildiği ifade ediliyor. Bu türbe, Eyüpsultan Türbesi gibi Fatih döneminde inşa ediliyor. 2. Bayezıd döneminde de devam ediliyor ve o dönemden beri Osmanlı İstanbul’unda en çok ziyaret edilen, çok hürmet edilen bir sahabe kabri olarak biliniyor. İnşallah tarihte olduğu gibi bundan sonra da burası çok ziyaret edilir.”
Türbe ve yatırın kendisinden değil, Allah’tan istemeliyiz
Eski İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz bir konuşmasında, toplumun, ramazan ayında veya başka zamanlarda makberleri ve türbeleri ziyaret etme gibi bir geleneği olduğunu belirtmiş, buna karşın Allah Rasulü’nün bir dönem kabir ziyaretlerini yasakladığını hatırlatmıştı.
Dönemin İstanbul Müftüsü Yılmaz konuşmasında, İstanbul’da Eyüp Sultan, Sümbül Efendi, Aziz Mahmut Hüdayi gibi yerlerin ziyaret edildiğini belirterek, şöyle demişti: “Buralarda, bu insanların salih birer insan olduğuna inanarak, bunu bilerek ziyaret etmenin elbette bir mahsuru yok. Hatta onlara fatiha okumanın, onların türbesinde, camisindeki mescitte namaz kılmanın bir mahsuru yok. Ama türbenin, yatırın kendisinden bir talepte bulunmak, doğrudan onu vesile kılmak elbette bizim dini bakımdan kabul edebileceğimiz bir şey değil. Biz ne istiyorsak Allah’tan istemeliyiz. Faili mutlak Allah-u Teala hazretleridir.”
“Biz asla o türbenin kendisinden değil, Allah-u Teala hazretlerinden istemeliyiz.”
Hz. Muhammed’in kabir ziyaretleriyle alakalı hadis şerifleri olduğuna da değinen Yılmaz, Medine’ye hicretin ardından Hz. Muhammed (sav) tarafından kabir ziyaretinin yasaklandığını anlatmıştı. Yılmaz, Hz. Muhammed’in daha sonra bu yasağı kaldırarak serbest bıraktığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamlamıştı: “Yani önceleri, cahiliyeden kalma bir takım adetlerde, insanların türbelere yaptıkları yanlışları önlemek için Allah’ın Resülü kabir ziyaretini yasaklamış. Ama daha sonra insanların ufukları, tevhid inancına dahil endişe taşımayacakları noktasına gelince artık ‘kabir ziyaret edebilirsiniz’ dedi. Yani efendimizin buradaki amacı bizim ölümden ibret almamız. Orada yatan, hayatta insandı, 10 sene, 20 sene önce. Şimdi dünyası değişti. Biz de öleceğiz yani. Dolayısıyla kabir ziyaretinden maksat ölümden ve ölüm ötesinden ibret alıp ders çıkarmaktır. Yoksa kabirde yatan ölüden medet ummak değildir.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *