Pandemi, çocukların evde geçirdiği zaman ve dijital araçlara bağımlılığını artırdı. ‘Uzmana göre’, kademeli normalleşme sürecinde aileler ‘yersiz kaygılardan’ uzak durmalı, ‘Bilim Kurulu’nun münasip gördüğü saatlerde çocuklar dışarı çıkarılmalı.
Pandeminin yol açtığı kısıtlamalar gerekçesiyle çocukların evde geçirdiği zaman artarken ekran başında kalma süreleri de inanılmaz boyutlara ulaştı. TRT Haber’den Özge Güngörmüş’e konuyu değerlendiren Prof. Dr. Özalp Ekinci, çocuk oyun oynayarak öğrenir, “yalnızca dışarda zaman geçirmek bile çocuk için gelişimsel bir ihtiyaçtır, sosyal çevreyi modellemek ve akranları ile etkileşim açısından bile önemlidir” dedi.
Güngörmüş’ün haberi şöyle:
Ev dışında akranlarıyla geçirdikleri zamanın yerini de sanal görüşmeler aldı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özalp Ekinci’ye göre bu durum çocukların sosyal etkileşim tarzını olumsuz etkilemeye başladı.
Ekinci, ailelerin evde geçirilen zamana uyum sağlayamaması, beraber geçirilen saatleri planlayamaması, anne babaların evde teknolojik cihazlarla fazla zaman geçirerek olumsuz model teşkil etmelerinin çocuklarda da teknolojik cihazlara bağımlılığı artırdığını söylüyor.
Ekinci ayrıca, çocuklara yaşına göre sorumluluklar vererek, günlük işleri birlikte yapan, sohbet eden, eğlendirici ve öğretici spor ve sanat faaliyetleri yapan ailelerde çocukların teknolojik cihaz bağımlılığının azaldığını belirtti.
Çocuklar oynayarak öğrenir
Ekinci, çocukların açık alanda zaman geçirmesinin ve oyun oynamasının hem bedensel hem de ruhsal gelişimleri için önemli olduğunu, oyunun çocuklar için doğal bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Çocukların serbest zamanlarını dışarda geçirmediklerinde daha öfkeli olduklarını da ekledi.
“Özellikle okul öncesi ve okul çağı çocuklarının fiziki aktiviteye ihtiyacı var. Akranlarıyla canlı, karşılıklı göz teması, jestler, mimiklerin sergilendiği sosyal etkileşime ihtiyacı var. Oyun oynamaya ihtiyacı var. Çünkü çocuk oyun oynayarak öğrenir. Oyun oynayarak, kazanma-kaybetme, sıra bekleme ve grup içinde uyumsal davranış becerileri gibi pek çok sosyal etkileşim becerisini geliştirir.
Dışarda yapılacak faaliyetler içinde, çocuğun yaşı ve gelişimine uygun olan, çok yakın fiziksel teması içermeyen tüm spor dalları olabilir. Sosyal mesafeye dikkat edilerek parkta geçirilen zamanlar ya da beraber yürüyüşler uygun olacaktır. Ki bunların hiçbiri olamadığında yalnızca dışarda zaman geçirmek bile çocuk için gelişimsel bir ihtiyaçtır, sosyal çevreyi modellemek ve akranları ile etkileşim açısından bile önemlidir.”
‘Teknolojik cihazlara fazla maruz kalmak gelişimsel bozukluklara yol açabilir’
Ekinci, üç yaş ve öncesi çocukların daha az sosyal uyaranla karşılaşması, sosyal aktivitelerinin sınırlanması ve teknolojik cihazlara fazla maruz kalmasının gelişimsel zorlukları da beraberinde getirdiğini söyledi.
Dil gelişimi ve sosyal gelişimde gecikmeleri olan, otizm spektrum bozukluğu riski altındaki çocuklardaysa tetikleyici bir rol oynadığını belirtti:
“Otizm spektrum bozukluğu açısından riskli olarak değerlendirdiğimiz, genetik yatkınlığı olan çocuklarda, çocukların uzun süre teknolojik cihazlara maruz kalması bu durumun ortaya çıkışında tetikleyici bir rol de oynadı.”
‘Lütfen, çocuklarınızı dışarı çıkarın’
Çocuğun yaşına göre uygun ifadelerle, sakince ve kaygı tonu olmadan anlatıldığında çocukların pandemi kurallarını baştan beri çok iyi uyguladığını söyleyen Ekinci, ailelere yersiz kaygılardan uzak durmasını önerdi.
Küçük çocukların parka gidip akranlarıyla zaman geçirmesinin, aynı ortamda bulunmasının bile başlı başına sosyal etkileşim ve dil becerilerini geliştireceğini, ev kurallarına uyumunu artıracağını belirtti.
“Çocuklar mutlaka Bilim Kurulu’nun uygun gördüğü, önerdiği saatlerde dışarıya çıkacak. Lütfen çocuklarınızı dışarı çıkarın. Yani aileler pandemi kuralları içinde Bilim Kurulu’nun önerdiği saatleri yine de kaygılı değerlendirmemeli. Eğer Bilim Kurulu uygun görmüşse ki, şu anda biliyorsunuz saatlerde belirgin bir esneme oldu, çocuklar o saatlerde dışarlarda zaman geçirmeli.”
Çocuklar teknolojik cihaz bağımlılığından nasıl kurtulur?
Ekinci, şöyle anlattı: “Öncelikle uzun süre teknolojik cihazlara maruz kalmanın bağımlılık benzeri etkiler yaptığı ve bu durumun bir anda düzelmeyeceği bilinmeli. Yani teknolojik cihaz bağımlılığı olan çocuk 10 saat ekran karşısındaysa bir anda iki saate düşmez. Tedavide düzelmeler, yavaş yavaş ve kademeli olarak oluşur. Yani 10’dan sekize, sekizden altıya ve mutlaka yerine bir şey koyarak… Çocuğa teknolojik cihaz ve internet yerine eğlenebileceği ve kaliteli zaman geçireceği bir etkinlik koyulmadığı sürece ‘Oradan kalk, bilgisayarla, cep telefonuyla oynama!’ gibi anlık uyarılarda bulunmak çözüm yolu değildir. Aileler çocuklarının ilgi alanları ve yatkınlıklarını belirleyerek, hem eğleneceği, hem öğrenebileceği, hem de ilgisini çekebilecek faaliyetler bulması gerekiyor. Bu noktada okul rehberlik servislerinden de destek alınabilir.”
Ailelere şu çözüm önerilerinde bulundu:
“Bir müzik aleti seçmek bunlardan biri olabilir. Dışarda yapılacak bir sosyal faaliyete ya da spor kursuna çocuğu yazdırmak da uygun olacaktır. Çocuklar başta biraz tedirginlik yaşayabilirler, ilk günlerde çok istekli olmayabilirler. Aynı yetişkinlerde olduğu gibi, alışkanlıkları değiştirmek ve yeni bir alışkanlığa geçmek esneklik gerektirir, çocuklar bu dönemde geçici zorluklar yaşayabilirler. Burada motivasyon çok önemli. Kırıcı ifadeler kullanmadan, çocuklar yavaş yavaş motive edilmeli. Tüm aileler, çocuğun arkadaşlarının aileleri, aynı motivasyonda olursa hep birlikte çocuklarını üçlü, dörtlü olarak bir sosyal faaliyete bir spor faaliyetine veya bir sanat faaliyetine yönlendirebilirler.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *