Fransız tarihçi Valentine Zuber, laikçi bir güruhun toplumu hegemonyasına alma çabasında olduğuna dikkati çekerek “Kamuya açık alanları nötr hale getirmeye uğraşırsak artık tartışma olmaz demokrasi de varlığını sürdüremez.” dedi.
Fransız tarihçi Valentine Zuber ve politikacı Ugo Bernalicis, iktidar partisinden iki milletvekilinin, 18 yaşından küçük kızların kamuya açık alanlarda örtünmesini yasaklamaya yönelik girişimleri ile Cumhuriyet değerlerine saygıyı güçlendiren prensipler yasa tasarısına ilişkin Mediapart gazetesinin özel yayınına katıldı.
Konuklar söz konusu başörtüsü yasağı çalışmasının 1905 laiklik yasasıyla çeliştiğini ve kutuplaştırıcı olduğuna ilişkin ortak kanaat bildirdi.
Tarihçi Zuber, Müslümanlara yönelik yasa tasarısının gündemde olduğu dönemde bu girişimin fırsatçı bir yaklaşım tarzı olduğunu belirterek, “Toplumda, kamuya açık alanda dini sembolleri yasaklayamayız. İmzaladığımız büyük insan hakları akdine, ifade, vicdan, din ve inanç özgürlüğüne doğrudan aykırılık taşıyor. Kesinlikle mantığa sığmıyor.” diye konuştu.
Toplumu hegemonyasına almaya çalışan “laikçi” bir güruh
Bu zihniyetin toplumu nötrleştiren, sadece din özgürlüğüne değil bütün özgürlüklere aykırılık taşıyan bir laiklik ideolojisinin yansıması olduğuna işaret eden Zuber, bunun ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu, demokrasinin farklı görüş ve yaklaşımların kamusal alanlarda var olduğu sürece işlevsel olabileceğini öne sürdü.
Zuber, laikçi bir güruhun toplumu hegemonyasına alma çabasında olduğuna dikkati çekerek “Kamuya açık alanları nötr hale getirmeye uğraşırsak artık tartışma olmaz demokrasi de varlığını sürdüremez.” dedi.
Fransız Guyanası, Alsace-Moselle bölgelerinin tartışmalı statüleri ile devletin Hıristiyan okulları başta olmak üzere dini eğitim kurumlarına finansal desteği gibi büyük meseleler dururken toplumun incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerle uğraştırılmak istendiğini anlatan Zuber, belli kesimlerin toplumun dini inançları üzerinden kendilerine özel konum devşirme derdinde olduğu değerlendirmesinde bulundu.
‘İslam’a müdahale etmeye çalışmak’
Programın sunucusu Valentine Oberti de Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2018’deki seçim kampanyasında, “Fular takanları üniversiteden kovmak, okullarda dini sembolleri takanların peşine düşmek, bu mücadele laiklik değil direkt İslam dinine müdahale etmeye çalışmaktır, bu hata olur. Laikçi bir güruhun her şeye hükmetmesine müsaade etmeyeceğim.” şeklindeki konuşmasını hatırlatarak, bu konuşmanın bugün gelinen noktayla tutarlılığını sorguladı.
Zuber de Fransız Cumhurbaşkanının kabinesinde laikçi ve seküler isimleri tutarak kendiyle çeliştiğini ifade etti.
Macron hükümetinin suni gündem çabası
Politikacı Bernalicis ise iktidar partisinin bugün suni sorunlarla gündemi manipüle etme uğraşında olduğunu söyledi.
Macron yönetiminin yasalaştırmaya çalıştığı bazı maddelerin radikallikle mücadeleden ziyade cumhuriyetçilerin konumunu güçlendirmeyi amaçladığına değinen Bernalicis, iktidarın marjinal bazı kesimlerin dillendirdiği meseleleri toplumun geneline yaymaya çalıştığını aktardı.
Bernalicis, ülkedeki Müslümanların toplumunun değerlerini tehlikeye atacak yaşam tarzlarının olmadığına vurgu yaptı.
Fransız milletvekilinin başörtüsü yasağına ilişkin maddeyi Cumhuriyet değerlerine saygıyı güçlendiren prensipler yasa tasarısına ekleme taleplerinin reddedilmesini memnuniyetle karşıladığını ifade eden Bernalicis, “Bazı maddelerin reddedilme gerekçesi Anayasaya aykırılık taşıdığı gerekçesiyle olsaydı alkışlayacaktım ama değil, tasarıyla doğrudan ilişkili olmadığı gerekçesiyle reddedildi, bu düşündürücü.” şeklinde konuştu.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *