Dr. Yüksel Hoş, “Çin Rusya’yla ortak falan değil. Rusya’nın Putin sonrası dönemde artan Çin tehdidine karşı AB ve ABD ile bir geniş batı bloğu oluşturacağını öngörüyorum.” dedi.
Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü öğretim üyesi Dr. Yüksel Hoş, Twitter hesabından dün yaptığı değerlendirmede Türkiye, Rusya, Çin ve Türk dünyasının önümüzdeki süreçte ne yöne evrilebileceğini tartıştı.
Türkiye’nin Çin’e alternatif olabilmesi gerektiğini savunan Hoş, liberal ekonomi ve liberal söylem gerektiğini öne sürdü, “Türk Dünyası denen hayal Aşkabat’a köpek heykeli diken gerizekalılarla yürümez” dedi. Hoş, “Okyanusa çıkana dek gün görmeyeceğiz buna aşağı yukarı emin olun. Okyanus gücü olduğumuzda işler değişir. Bunun iktidarla ilgisi yok.” diye de ilave etti.
Dr. Yüksel Hoş’un yorumu şöyle:
– Türkiye’nin gücünü abartmayın. Şu anda Akdeniz’den çıkmaya çalışıyoruz ki bu inanılmaz zor bir şey. Çıkarsak iyiyiz. Bizden daha pis durumda ülkeler de var ki Rusya’dır. Önümüzdeki yüzyılı göremeyecek ve topraklarını Çin’e kaptıracak Rusya’yı paylaşma planları şimdiden masada.
– Çin Rusya’yla ortak falan değil. Çin, kendi oyununun başrolünde. Tıpkı Rusya gibi. Ama Rusya’nın Putin sonrası dönemde artan Çin tehdidine karşı AB ve ABD ile bir geniş batı bloğu oluşturacağını öngörüyorum. Bu durumda Avrasyacılar p… gibi ortada kalacaklar benden söylemesi.
– Sürekli gerileyen bir nüfus, zora giren emeklilik çevrimi, dünya kadar olsa da sürekli azalan madensel kaynaklar bilirsiniz hazıra dağ dayanmaz ve beslenmesi gereken büyük bir ordu. Rusya’nın doğu toprakları ise Çin’in iştahını kabartan bir saha. Önümüz çok ama çok karanlık.
– AB ve ABD Rusya’yı isteseler silkelerler ama Rusya’yı çok silkelemek değil, yanlarına çekecek kadar hırpalamak istiyorlar. Rusya dediğiniz ülke ortadan kalktığı vakit, Çin Uralların doğusuna dek gelecektir. Bu durumda NATO da Ural batısına dek gelir. Türkler hesapta bile yok.
– Türkiye’yi yok etmek isteyen yok. Çünkü burada bu boyutta bir devletin olması ve güçlü durması, AB için bir tampon. Bizi tamponda tutmak istiyorlar ve ön koltuğa oturtmak gibi niyetleri de asla yok. Türk Dünyası denen hayal Aşkabat’a köpek heykeli diken gerizekalılarla yürümez.
– Şu anda dış ülkelerdeki askeri gücümüz şu şekilde. Azerbaycan’daki biraz daha arttı. Bunu şöyle düşünün. İsterseniz rakamı artırabiliyorsunuz. Peki niye var? Belirteyim. Bazen hayatta kalmak için açılmanız gerekir. Örneğin bir pastaneci tanıdığım vardı. Adamın 11 pastanesi vardı.
– Pastanecilik çok karlı bir iş değildir şubeleşip farklı yerlerde çok sayıda pastane açmazsan yaşayamazsın çünkü ürünün tahıldır sonuçta demişti. Bizim gibi toplumların da hayatta kalma mantığı aşağı yukarı pragmatik bazda böyle özetlenebilir. Yayılmazsak bize çökerler.
– Olası bir saldırıda ya da boğazlar ile kanalları ellerinde tutan devletlerle sürtüşmede şansımız çok çok azdır ama bu yönde şans olsun istiyoruz. Okyanusa çıkana dek gün görmeyeceğiz buna aşağı yukarı emin olun. Okyanus gücü olduğumuzda işler değişir. Bunun iktidarla ilgisi yok.
– Durum pek parlak değil. Ekonomik açıdan “LEŞ” dediğiniz duyar gibiyim evet ben de iyi şeyler hissetmiyorum ama çok da leş sayılmasak da sonrası güzel gelecek. Neden? derseniz, bundan daha fazla düşemeyiz de ondan. Şu anda Çin’den bile daha ucuza çalışacak iş gücüne sahibiz.
– Avrupa’nın üretim ihtiyacı için kendimizi bir küçük ÇİN haline getirmemiz zor değil ama bunun için liberal ekonomi ve liberal söylem gerekiyor. AB’nin Çin’den çıkmak istediği açık çünkü ABD baskısı var ama Çin’e alternatif pek yok. Hindistan da alternatif değil. Biz de değiliz.
– Olabilir miyiz? Derseniz, Bozkırın ortasına kurulmuş ahbap çavuşla giden bazı fakülteler bu işe yarayabilir ama bunlara yabancı ülkelerden binlerce akademisyen getirmek gerekiyor. Yükselen güç olacaksak Türkiye’ye Dünya’nın vizyonunu taşıyacak 100 bin BİLİM ADAMI çekilmeli.
– Bunlara verecek para var mı? derseniz siyasilerin kuyruğuna takacak 200 tane zırhlı araca, bakımına benzinine şoförüne para varsa buna da vardır. Anlayışı değiştirirsen kaynağı da meydana getirirsin. Benden söylemesi. Aklın yolu birdir. Hem forsum yürüsün hem ülke yürüsün olmaz.
– Eklediğim bu resim, Kadirov’un konvoyudur. Bunlar halklarına düşman adamların yönetimlerinin görüntüsüdür. Bu adamlardan konvoysuz gezmelerini isteyemezsiniz çünkü zulümle yönetirler ülkelerini ve olası bir suikast korkusu içindedirler. Biz bunlara benzememeliyiz demeliyiz.
– Bizler Padişah’ın tebdili kıyafet pazarda halkla dolaştığı, tüccar kıyafeti ile Bizans’ta dolaştığı bir ceddin efradıyız. Bunlar bizim için zor şeyler değil. İtibardan tasarruf olmaz ama ortalama vatandaşın itibarı, ülkenin itibarıdır. Bu konuda da bir anlayış değişikliği şart.
– Saygı görmek, toplumun tamamından destek görmek isteyen idareciler için bu dediklerim zararı olmayan, faydası çok fazla şeyler. Büyük ülke olmak için büyük halk desteği lazımdır. 83 milyonu kazanmış bir devlet, kaybettiği görkemli günleri yeniden kazanmaya doğru giden devlettir!
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *