“İdlib’de güvenli bir yer kalmadı. Her yere bomba düşüyor. Hatta çatışmaların sürdüğü cephelerden kaçmayı başarabilenler bile güvende değil. Son iki aydır hava saldırıları ve bombardımanlar devam ettiği için tüm yönlere hareket eden bir insan seli var. En büyük zorluk barınma. Binlerce insan okul ve camilerde doldu taştı. Birçoğu çamur içindeki çadırlarda, rüzgara, yağmura ve dondurucu soğuğa maruz kalıyor.”

Laerke, yine isim vermeden rejimin süregelen saldırılardan dolayı OCHA çalışanlarının şok yaşadığına ve dehşete düştüğüne vurgu yaparak, bölgede 3 milyon sivilin kapana kısıldığına, bunların yarısının çocuk ve yaşlılardan oluştuğuna dikkati çekti.

OCHA ve diğer insani yardım kuruluşu çalışanlarının İdlib’de zamana karşı yarıştıklarını dile getiren Laerke, tüm çabalara rağmen insani yardımların yetersiz olduğunun altını çizdi.

1 Aralık 2019’dan bu yana BM verilerine göre 520 bin sivilin yerinden edildiğini ifade eden Laerke, M4/M5 otoyol eksenindeki şehir merkezlerinden 280 bin sivilin daha askeri operasyonların (rejimin) devam etmesi halinde yerinden edilme riski altında olduğu uyarısında bulundu.

Laerke, “Özellikle kara yollarının (M4/M5) güney ve doğusundaki siviller için endişeliyiz.” dedi.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen’in Sözcüsü Jennifer Fenton da “Pedersen Suriye’nin kuzeybatısındaki şiddetin devam etmesi ve daha da artmasından endişe duyuyor. Bunun sonuçları yıkıcı, sivil halkın ödediği bedel çok yüksek.” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Tarık Jasareviç de geçen ay İdlib’de sağlık kuruluşlarına yönelik iki ayrı saldırıda 10 kişinin öldüğünü, 30 kişinin de yaralandığını hatırlattı.