“Müslümanlar ancak kardeştir” ayet-i kerimesini değil okumak, ezberlesek de, dilimize pelesenk etsek de bir türlü İslam kardeşliğini aramızda tesis edemiyoruz…
HANGİ İSLAMA İNANIYORUZ?
Mustafa Genç / Haber Gazetesi
Gerek bireysel ve gerekse dünya Müslümanları olarak hep birlikte İslam’a inandığımızı söylesek de farklı dini çağrıştıracak kadar aramızda inanç ve amel farklılıkları vardır.
Bizler, Allah (cc)’ün indirmiş olduğu o saf ve duru İslam’ı bırakarak kendi uydurduğumuz ve adına İslam dediğimiz arzu ve heveslerimize inanıyoruz.
Görünürde bir, esasta farklı inançlara sahip insanlar arasında bir türlü İSLAM KARDEŞLİĞİ tesis edilemiyor. “MÜSLÜMANLAR ANCAK KARDEŞTİR” Ayet-i Kerime’sini değil okumak, ezberlesek de, dilimize pelesenk etsek de bir türlü İSLAM KARDEŞLİĞİNİ ARAMIZDA tesis edemiyoruz.
Örneğin; İslam’ın müstakil siyasi sistemi vardır. Ümmet, vatan, devlet başkanlığı, şura, kaza, hükümleri uygulama organları, idari taksimat vb. konularda, İslam’ın görüşü diğer ideolojilerin görüşlerinden ayrıdır.
Biz buna ne kadar inanıyoruz? Sadece namaz ve oruçlu bir İSLAM mı?
Cemiyet meselelerinde; erkek kadın, aile ilişkileri ve diğer meselelerde İslam’ın kendine özgü görüşleri vardır. Bunların ne kadarına inanıyoruz? Sadece HAC’lı bir İSLAM mı?
Onun bağımsız bir ahlak sistemi vardır. Bu sistem, mükemmel, genel, ileriye dönük ve gerçeklere uygun bir sistemdir. Hayatın hiçbir yönü yoktur ki, bu sistem onunla ilgili en temiz ve düzenli yolu seçmiş olmasın.
Gerek bireysel ve gerekse toplum olarak bu ahlak sistemine ne kadar inanıyoruz?
Onun kendine özgü bir öğretim sistemi vardır. Bu sistemde dünya mükemmelleştirildiği gibi ahiret de unutulmamıştır. Bu sistem, her türlü eğrilikten uzak, eksiksiz ve mükemmel bir sistemdir. Onda ne ifrat vardır, ne de tefrit. Biz buna inanıyor muyuz?
Onun bağımsız bir ekonomi görüşü vardır. Mülkiyet ve devlet hazinesi meselelerinde diğer ekonomik sistemlerinden farklı bir görüş… Sosyal ve ekonomik problemlerini değişik şekillerde çözümlemiştir. Buna inanıyor muyuz?
İnsanla ilgili hiçbir konu yoktur ki onun hakkında İslam’ın bir hükmü bulunmasın. İşte bu hükümlerin toplamı, rükünleri üzerinde kurulan İslam binasıdır.
Biz buna inanıyor muyuz?
Açık ve samimi olalım. Bunlara inanmıyorsak Müslümanlık iddiasını yapmamızın bir anlamı yoktur ve olamaz da.
Bunun için de İslam bireyi ve toplumu olarak düzelemiyoruz. Çünkü biz, İslam maskesi altında Allah ile savaşan insanlar olduk. Nasıl kurtuluş bulalım? Selam ve dua ile…
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *