Türkiye’de yapısal bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu belirten TÜSİAD Başkanı Kaslowski, “Bu dönüşümle beraber küresel ekonomik sisteme nasıl entegre olacağının da planlanması gerektiğini” savundu.
Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda, Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde düzenlenen CEO Club Buluşmaları kapsamında Büyüme ve İstihdam Zirvesi 2019 gerçekleştirildi.
Zirvenin açılışında konuşan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, bir seçim döneminin daha geride bırakıldığını belirterek, Türkiye’nin son 4 yılda oldukça yoğun bir siyasi gündemle karşı karşıya kaldığını, bu süreçte ekonomik sorunlara hep kısa vadeli çözümler üretilmeye çalışıldığını belirtti.
Avrasya merkezi olarak Türkiye
Kaslowski, Avrupa, Japonya ve Amerika gibi devler küresel rakiplerine karşı teknolojik olarak geride kalmamak için atılım içindeyken, kur ve faiz tartışmasının Türkiye’yi dünyanın gerçek gündeminden uzaklaştıracağını belirterek, acilen eğitim reformu başta olmak üzere, dijital dönüşüme ayak uyduracak, inovasyonu artıracak bir yapısal dönüşüme ihtiyacın olduğunu söyledi.
Bu dönüşümle beraber küresel ekonomik sisteme nasıl entegre olacağının da planlanması gerektiğini ifade eden Kaslowski, “Dünya ekonomisi giderek dijitalleşirken, hizmet sektörlerinin ticaretteki ağırlığı giderek artarken Türkiye’nin en önemli ticari bağı sadece sanayi ürünlerini kapsayan bir Gümrük Birliği anlaşmasıdır. Tam üyelik sürecimiz yerine bir model arayışı hatasına kesinlikle düşmeksizin, Gümrük Birliği anlaşmasının acilen güncellenmesi, Türkiye’nin dijital tek pazarın bir parçası olmasını sağlamak Türkiye’nin milli menfaatleri açısından öncelikli hedefimiz olmalıdır.” diye konuştu.
‘Sadece Batı ya da Doğu eksenli olmaz’
Kaslowski, Batı ve AB ile olan ilişkilerin bu çalkantılı dönemde hala gündelik gelişmelere göre iniş çıkışlı seyrettiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Bu ilişkilerin ortak çıkar ve değerler anlayışıyla yürütülmesi ülkemizin geleceği açısından gereklidir. Türkiye’nin AB pazarına erişimi ve Batı ile olan güçlü ilişkileri diğer tüm bölgelerle olan ilişkilerinin de en önemli belirleyicisi olmaya devam etmektedir. Çin’in başlattığı Kuşak ve Yol projesinin, ülkemizin de içinde olduğu enerji hatlarının ve Orta Doğu’nun Avrupa’ya açılan kapısı konumundaki Türkiye’nin çıkarlarının sadece Batı veya sadece Doğu eksenli olması mümkün değildir. Avrupa ekonomisi ile bütünleşirken aynı zamanda bir Avrasya merkezi olarak tüm dünyaya açık bir Türkiye’nin 21. yüzyılda yükselen bir ülke olacağına olan inancımız tamdır.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *