ABD ile Çin arasındaki gerilimin görünen kısmında ticari rekabet olduğunu belirten Nihat Ali Özcan’a göre, görünmeyen kısmında ise askeri konular, istihbarat ve karşı istihbarat konuları bulunuyor.
Milliyet’teki köşesinde, ABD’nin talebi üzerine Huawei’nin sahibinin kızı ve şirketin finans yöneticisi Meng’in Kanada’da gözaltına alınması olayını yorumlayan Nihat Ali Özcan, konunun ticaret savaşı olarak görünen kısmı dışında daha önemli kısımları olduğunu belirtti. Özcan, “Konu sadece İran yaptırımının delinmesi gibi görüyor olsa da asıl sorun ABD ile Çin arasında artan rekabet. Ticaret savaşı buz dağının sadece görünen kısmı. Görünmeyen kısım gittikçe sertleşen ve genişleyen askeri konular, istihbarat ve karşı istihbaratı kapsıyor. Mücadelenin en önemli platformunu ise sinyal ve gözetleme teknolojilerinin yer aldığı siber alan oluşturuyor.” diye yazdı.
Çin’in liderliğini sürdürdüğü “Kuşak ve Yol” projesinin güvenlik ayağının da “daha fazla güvenlik, bilgi ve daha fazla istihbarat faaliyeti” anlamına geldiğini ifade eden Nihat Ali Özcan, yeni Huawei hikâyeleri de dinleyebileceğimizi belirterek şunları yazıyor:
Huawei siber, akıllı telefon, telekomünikasyon altyapı inşasında lider konumunda. Yaklaşık 170 ülkede faaliyet gösteriyor. Geçen yıl toplam satışlarının tutarı 100 milyar doları aştı. İlk defa akıllı telefon satışında Apple’ı geçti. Özellikle 5G alanında yaptığı teknolojik atılım ile 4 G’nin yüz katı hızlı internet hizmeti sunacağı, yapay zekâ, akıllı şehirler gibi konularda da ABD’li şirketleri geride bırakacağı anlaşılıyor.
Teknolojik kapasite sadece ekonomik getiri sağlamıyor. Aynı zamanda Çin’in istihbarat kapasitesini de artırıyor. Özellikle bu durum, “beş göz” olarak tanımlanan ABD, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın gündeminde. Ancak grupta yer alan Kanada düne kadar daha toleranslı davrandı. Çünkü Huawei, Kanada üniversitelerine, telekomünikasyon sektörüne önemli yatırım yapmıştı ve burayı ABD için atlama tahtası olarak görüyordu. Ancak son gelişmeler Kanada’nın da tutumunu değiştireceğini gösteriyor.
“Beş göz” ülkeleri, Çin Halk Ordusu’ndan birkaç muhabere subayının 1987’de kurduğu Huawei’yi Çin istihbaratının en önemli uzantısı olarak görmekteler. Huawei, kendisini bir özel sektör şirketi olarak lanse etse de Çin’de durum oldukça farklı. Şirketin kuşkulu büyüme trendi, yasaların tüm Çinlilere getirdiği istihbarat alanında hükümetle gönüllü/zorunlu iş birliği yükümlülüğü ve şirketin faaliyet alanları dikkate alındığında Huawei’nin “istihbarat” işlevi göz ardı edilemeyecek bir husus. Nitekim ABD, İngiltere ve Avustralya, başta ordu ve istihbarat kurumları olmak üzere, kamuda Çin üretimi akıllı telefon, santral ve bilgisayarların kullanımını yasaklamış durumdalar. Öyle ki Avustralya hükümeti, Çin tarafından inşa edilen Papua Yeni Gine’nin internet altyapısının deniz altı kablolarıyla kendi sistemine bağlanmasına siber saldırı ve casusluk kuşkuları nedeniyle itiraz etmektedir.
Çin’in her alanda yükselişi ve sessizliği ABD ve ortaklarını kaygılandırmaktadır. Öte yandan, Çin’in hayata geçirmeye çalıştığı “kuşak ve yol” projesinin güvenlik ayağı daha fazla güvenlik, bilgi ve daha fazla istihbarat faaliyeti anlamına geliyor. En önemli veri toplama kaynağının sinyal olduğu bir dünyada, yeni Huawei hikâyeleri dinleyecek olmamız haliyle şaşırtıcı değildir.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *