Suriye konusuna değinen Saar, İsrail’in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına varmak istediğini ve İsrail’in bu ülkede herhangi bir toprak iddiası olmadığını iddia etti. Siyonist bakan, Al Arabiya English’e verdiği özel röportajda, “Suriye’de hiçbir zaman toprak hırsımız olmadı; olsaydı daha fazla [toprak] alabilirdik,” dedi, güvenlik anlaşmasının her iki ülkenin de çıkarına olacağını sözlerine ekledi. “Suriye’den terör faaliyetlerinin teşvik edilmesini istemiyoruz.” ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı Saar ayrıca Lübnan’daki duruma da değinerek, İsrail’in Hizbullah’a yönelik saldırılarının Lübnan’ın egemenliğini ihlal etmediğini iddia etti. Aksine, İran destekli grubun ülkenin egemenliğini baltalayan taraf olduğunu savundu.

Saar, İsrail’in Lübnan ile kolayca çözülebilecek “küçük” anlaşmazlıkları olduğunu öne sürdü, gerçek sorunların Hizbullah ve İran’dan kaynaklandığını iddia etti.

İsrail’in Lübnan ile ilişkileri normalleştirmek ve barışı sağlamak istediği yalanını tekrarlayan Saar, İsrail’in güvenliğini sağlamak ve “Lübnan’ı halkına geri vermek” için Hizbullah’ı “ortadan kaldırması” gerektiğini söyledi.

İran’a değinen Saar, Tahran’ın “sadece İsrail’in sorunu olmadığını” belirterek, ABD’nin Haziran ayındaki 12 günlük savaş sırasında İsrail’e katılarak İran’ın nükleer tesislerine saldırdığını hatırlattı. İran’ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçlayan Saar, ülkeyi bölgesel güvenliğe tehdit olarak nitelendirdi.

Gazze konusunda Saar, ateşkesin ikinci aşamasına geçmesini umduğunu ancak Hamas’ın silahsızlandırılmasının önemli bir engel olmaya devam ettiğini söyledi, “Sınırımızda terörist bir devletle birlikte yaşamayacağız,” dedi.

Sydney’deki Bondi Plajı’nda yaşanan son ölümcül saldırıya ilişkin yorum yapan Saar, dünyanın Yahudi karşıtlığıyla mücadelede “açıkça” yeterince çaba göstermediğini söyledi. Batı hükümetlerini, özellikle kamu ve dijital alanlarda daha güçlü önlemler almaya çağırdı.