Mücahid, Tolo News’e yaptığı açıklamada, İstanbul’daki görüşmelerde, Pakistan’ın Afganistan topraklarının kendilerine karşı kullanılmamasını talep ettiğini, aynı şekilde kendilerinin de Pakistan topraklarının ve hava sahasının Afganistan’a karşı kullanılmamasını istediklerini anlattı.

Mücahid, “Amerikan insansız hava araçları Afganistan semalarında faaliyet gösteriyor; Pakistan hava sahasını ihlal ediyor ve hava sahamızı ihlal ediyor. Bu olmamalı. [Pakistan] burada çaresiz, bunu durduramıyorlar. Doğal olarak, bu bir yetersizlik biçimi olarak görülmeli ve bunu anlıyoruz.” dedi.

Sözcü ayrıca, Pakistan’daki belirli bir askeri grubun, Kabil ile İslamabad arasındaki gerilimi tırmandırmak amacıyla küresel güçler tarafından destekleniyor olabileceğini de sözlerine ekledi.

Herhangi bir ülke ismi vermeden, bir zamanlar Afganistan ile çatışma içinde olan veya Bagram’ı kontrol etme emelleri olan bazı oluşumların şimdi baskı ve provokasyon yoluyla bölgesel istikrarsızlık yaratmaya çalıştığını söyledi.

Mücahid, “Bu baskının arkasında, bir zamanlar bizimle çatışan veya Bagram’ı sahiplenen büyük küresel güçlerin olduğundan şüpheleniyoruz. Doğrudan gelmiyorlar, ancak bölgede huzursuzluk çıkarmak ve bahaneler üretmek için başkalarını görevlendiriyorlar. Her türlü komploya karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz ve bölgede sapkın emellerin gerçeğe dönüşmesine izin vermeyeceğiz.” dedi.

Afganistan ile Pakistan arasındaki görüşmelerde henüz çözüme kavuşturulmamış tek konunun Tehrik-i Taliban Pakistan (TTP) meselesi olduğunu vurguladı.

Mücahid şöyle açıkladı: “Hem Doha hem de İstanbul toplantılarında Pakistan’ın talebi, TTP’nin kendileri için bir sorun olduğu ve İslam Emirliği’nin bunu kontrol etmesi gerektiği yönündeydi. TTP’nin Afgan topraklarından herhangi bir ülkeye karşı faaliyet göstermesine izin vermediğimizi açıkça belirttik. Ancak Pakistan, yetki alanımız dışında olan Pakistan içindeki TTP’yi kontrol etmemizi istiyor.”

Mücahid, Pakistanlı yetkililerin iddialarının aksine TTP’nin İslam Emirliği’nin çatısı altında faaliyet göstermediğini, Pakistan’ın kendi aşiret bölgelerindeki politikalarının bir ürünü olduğunu söyledi.