Hakkani, asıl amacın uzlaşı yoluyla iktidara gelmek olduğunu, ancak eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin kaçışının bu gidişatı değiştirdiğini söylüyor.

ABD’nin daha önce olumsuz bir imaj çizmesine rağmen İslam Emirliği ile müzakere etmek zorunda kaldığını da vurguluyor.

Anas Hakkani, “Mücahid Sahib’in o zamanki açıklamasını görebilirsiniz. Sabah saatlerinde Katar’daki dostlarımız, hükümetin meşruiyetinin bozulmaması ve devlet kurumlarında herhangi bir aksama yaşanmaması için bir uzlaşıya varmaya çalışıyorlardı. Bu nedenle liderlerimiz, Kabil’e karşılıklı anlayışla girmek için büyük çaba sarf ettiler.” dedi.

Geçici hükümetin bu üst düzey yetkilisine göre, ABD daha önce birkaç kez görüşmelere hazır olduğunu ifade etmiş, ancak her seferinde politika değişiklikleri nedeniyle geri çekilmişti.

Doha müzakereleri sırasında savaşın 20 yıl içinde en yüksek seviyesinde olduğunu ve ABD’nin Afganistan’dan ayrılması gerektiği sonucuna vardı – ancak bu kararı kamuya açıklamamıştı. Anas Hakkani şunları ekledi:

“Liderlerimiz, imzaladıktan sonra karşı tarafın geri adım atabileceğine bile inanmıyorlardı, çünkü ortada bir garanti yoktu. Aracı ülkeler bile böyle bir garanti veremezdi. Ama biz bu imzayı dünyanın gözü önünde onlardan almak istedik ve aslında bu, yenilgilerinin imzasıydı. Şimdi buna ne isim verirlerse versinler, ister barış ister başka bir şey olsun, bu onların geri çekilmelerinin imzasıydı.”

Bazı siyasi analistler Doha Anlaşması’nın önemine ilişkin görüşlerini paylaştı.

Siyasi analist İdris Muhammedi Zazi, “ABD’nin verdiği hükümler, vaatler ve taahhütler bu ülke tarafından hâlâ yerine getirilmedi. Yaptırımlar, yetkililerin kara listeye alınması ve diğer kısıtlamalar anlaşmaya aykırı olarak yürürlükte kalmaya devam ediyor ve ABD bu konuya dikkat etmeli.” dedi.

Doha Anlaşması, 29 Şubat 2020’de İslam Emirliği’ni temsil eden Molla Abdul Gani Baradar ile ABD’nin Afganistan Uzlaşması eski Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad arasında Doha’da imzalandı.

Anlaşma, İslam Emirliği’nden güvenlik garantisi karşılığında yabancı güçlerin Afganistan’dan tamamen çekilmesini öngörüyor, bu da Afganlar arası görüşmelerin önünü açıyor ve ABD’nin Afganistan’daki askeri varlığının resmen sona ermesi anlamına geliyor.

(Tolo)