Toplantının ardından yapılan açıklamaya göre, İşgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmelerin ele alındığı toplantıda, “Gazze’de ateşkesin bozulması ve bunun sonucunda son hava saldırılarında çok sayıda sivilin ölmesinden duyulan derin endişe” ifade edildi.

Gazze’de düşmanca eylemlerin yeniden başlatılması ile sivillerin ve sivil altyapının yeniden hedef alınması kınandı.

Ateşkes anlaşmasının tam olarak uygulanmasına derhal geri dönülmesi ve esirlerin serbest bırakılması çağrısı yapıldı.

Tam olarak uygulanması için ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına doğru ilerlemenin önemine değinilen açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2735 sayılı kararı uyarınca tüm esirlerin serbest bırakılması, düşmanlıkların kalıcı olarak sonlandırılması ve İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi vurgusu yapıldı.

Uluslararası insancıl hukuka tam saygı gösterilmesi gerekliliğine vurgu yapılan açıklamada, bu kapsamda Gazze Şeridi’nin tüm bölgelerine insani yardımın hızlı, sürdürülebilir ve engelsiz bir şekilde ulaştırılması gerektiği belirtildi.

İnsani yardıma erişimi engelleyen tüm kısıtlamaların kaldırılması ve deniz suyu arıtma tesisleri ile elektrik tedariki başta olmak üzere bir an önce Gazze’deki tüm temel hizmetlerin yeniden aktifleştirilmesi istendi.

Gazze’nin inşası için Arap Planı

Gazze’nin yeniden inşası için Arap Planı’ndan memnuniyet duyulduğu belirtilen açıklamada, bu planın “Filistin halkının kendi topraklarında hayatta kalmasını garanti ettiği” vurgulandı.

Filistinlilerin topraklarından göçe zorlanmasının “kategorik olarak” reddedildiğinin vurgulandığı açıklamada, bu tür eylemlerin yol açacağı korkunç sonuçlara ilişkin uyarıda bulunuldu.

Açıklamada, uluslararası topluma Kahire’de yapılması planlanan Gazze’nin yeniden inşası konferansına destek verilmesi, Gazze’deki felaketle mücadele için konferansta açıklanacak kaynakların harekete geçirilmesi için çalışma çağrısı yapıldı.

Gazze ile Batı Şeria’nın Filistin yönetimi çatısı altında birleştirilmesinin önemine değinilen açıklamada, Gazze’nin sorumluluklarını üstlenmesi için Filistin yönetimine destek olunması talep edildi.

Açıklamada, işgal altındaki Filistin topraklarının birlik ve bütünlüğüne saygı gösterilmesi ile korunması gerekliliğinin altı çizildi.

Filistin devleti için 1967 çizgileri

Filistin devletinin 4 Haziran 1967 çizgileri temelinde kurulmasının önemine vurgu yapılan açıklamada, BM kararları doğrultusunda, iki devletli çözüm çerçevesinde bölgede kalıcı barış ve istikrarın sağlanması gerektiği aktarıldı.

Açıklamada, Gazze Şeridi’nin Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulandı.

İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’daki saldırılarından ciddi endişe duyulduğu kaydedilen açıklamada, Filistin halkının haklarını baltalayan yerleşim faaliyetleri, ev yıkımları ve Filistin topraklarını gasp eden yahudilerin şiddeti gibi yasa dışı uygulamaların adil ve kalıcı bir barışa ulaşma umudunu tehdit ettiği ve çatışmanın derinleşmesine yol açtığı ifade edildi.

İşgalci güç, sivilleri korumalı!

Açıklamada, “İşgalci güç olarak İsrail sivilleri korumalı ve uluslararası insancıl hukuka uymalıdır.” ifadesi kullanıldı. Kudüs’teki kutsal mekanların mevcut hukuki ve tarihi statüsünü değiştirmeyi amaçlayan her türlü toprak ilhakı girişimleri ile tüm tek taraflı uygulamalar “kategorik olarak” reddedildi.

Toplantıya Avrupalı Kaja Kallas’ın yanı sıra Ürdün, Filistin, Katar, Mısır, Türkiye, Endonezya ve Bahreyn dışişleri bakanları ile Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Bakanı, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreterleri de katıldı.

BMGK karar almıştı

BM Güvenlik Konseyi, 10 Haziran 2024’te, “kalıcı ateşkes, İsrail ordusunun Gazze’den tamamen çekilmesi, esir takası, Gazze’nin yeniden inşası, yerinden edilenlerin geri dönüşü ve Gazze Şeridi’nde herhangi bir demografik değişikliğin reddedilmesini öngören” 2735 sayılı karar almıştı.

Kahire’de 4 Mart 2025’te düzenlenen Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’nde Filistinlileri yerinden etmeden Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını öngören “Arap Planı” kabul edilmiş ve planın maliyetinin 5 yıla yayılarak yaklaşık 53 milyar dolar olacağı belirtilmişti.