Türkiye’de öğrenim gören Afrikalı öğrencilerin ikili ilişkilere katkısı

Türkiye’de öğrenim gören Afrikalı öğrencilerin ikili ilişkilere katkısı

Eğitim diplomasisi alanındaki faaliyetlerin giderek arttığını belirten uzmanlar, bunun Afrika kıtası ile Türkiye arasındaki ilişkileri de ileri seviyeye taşıdığını vurguluyor. Türkiye’de şu an 54 ülkeden 60 binin üzerinde Afrika kökenli uluslararası öğrenci bulunuyor.

Uzmanlar, Afrikalı öğrencilerin Türkiye için önemini, Fransa, Çin gibi ülkelerin Afrikalı öğrencilere yönelik yeni eylem planlarını, mezunların Türkiye ve kendi ülkelerinin kalkınmasında üstlendikleri rollere ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, devlet ve sivil toplum kuruluşları tarafından Afrika’ya yapılan yardımların, Türkiye’yi kıtada özel kıldığını belirterek Afrikalı birçok öğrencinin bu bilinçle Türkiye’de eğitim görmeyi tercih ettiğini söyledi.

Türkiye’de Türkçe ve alanlarında aldıkları eğitimden sonra mezun olan öğrencilerin ülkelerine döndükten sonra çok önemli konumlara geldiğine işaret eden Oktav, “Bu öğrenciler ülkelerine döndüklerinde de Türkiye sevgilerini hiçbir zaman kaybetmiyorlar. Ülkelerinde Türkiye’yi temsil eden birer elçi olarak görev yapıyorlar. Bu açıdan bakılınca bence Afrikalı öğrenciler son derece kıymetli.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Oktav, Afrika kıtasının yer altı ve yer üstü kaynaklarının asırlarca Batılı sömürgeciler tarafından kullanıldığını, kıtanın halen kaynakları ve geniş toprakları nedeniyle sömürüye açık olduğunu ancak Batılı sömürgecilerin klasik sömürü yöntemleri artık kullanamadıkları için eğitim gibi yeni yollara başvurmaya başladığını anlattı.

Türkiye’nin Afrika kıtasında yürüttüğü yardım faaliyetleri, siyasi krizlerin çözülmesine yönelik çabaları ve altyapı çalışmalarının, Türkiye’nin Afrika’daki varlığını Batılıların varlığından öteye taşıdığını vurgulayan Oktav, şunları kaydetti:

“Batılı ülkeler yaptıkları her yardım, kültürel faaliyet için bir karşılık bekliyorlar ve Afrika’yı ellerinden kaçırmak istemiyorlar. Eski Afrika halkı yok. Kıtada kendi ulusuna, toprağına ve kaynaklarına sahip bir halk, bir gençlik var. Artık Batılı sömürgeciler eskisi gibi ellerini, kollarını sallayarak gelip sömüremiyorlar. Öğrenciler üzerinden yeni projeler üretiyorlar.”

Prof. Dr. Oktav, mezun edilen Afrikalı öğrencilerden ileriki yıllarda çok daha iyi geri dönüşlerin alınacağının altını çizerek “Hem Türkiye’de kalmayı tercih edenler hem de ülkelerine dönenler, Türkiye-Afrika ilişkilerine çok büyük katkılar sağlayacak.” dedi.

Türkiye’nin sadece diplomat, politikacı ve iş adamı değil, özellikle sağlık alanında çok daha fazla öğrenci yetiştirmesi gerektiğini söyleyen Oktav, Afrika’nın sağlık alanındaki güvenliğinin aynı zamanda Türkiye’nin de güvenliği olabileceğini dile getirdi.

“Türkiye’de 54 ülkeden 60 binin üzerinde Afrika kökenli uluslararası öğrenci var”

İstanbul Ticaret Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kavas da 1980’li yıllarda bir elin parmakları kadar Afrikalı öğrenci Türkiye’de eğitim görürken 2000’li yıllarda Türkiye-Afrika ilişkilerinin gelişmesiyle buraya ilginin de artmaya başladığını söyledi.

Afrika kıtası üzerinde etkili olmanın en önemli yollarından birinin, karşılıklı eğitim faaliyetleri olduğunu belirten Kavas, “2000’lı yıllardan itibaren bu faaliyetler giderek önem kazandı ve şu anda 54 ülkeden 60 binin üzerinde Afrika kökenli uluslararası öğrenci var.” diye konuştu.

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kavas, Türkiye’nin Afrika ile kurduğu ekonomik ve diplomatik ilişkilerin yanı sıra TİKA, Yunus Emre ve Maarif Vakfı gibi kurumların Afrika’da gerçekleştirdiği faaliyetlerin de Afrikalı öğrencilerin Türkiye’de eğitim alma kararlarında etkili olduğunu ifade etti.

Yirmi yıl öncesine kadar eğitim için Batı’ya giden Afrikalı öğrenci sayısının çok sınırlı olduğunu vurgulayan Kavas, “Avrupa da artık bunun iyi bir pazar olduğunu fark etti. Hem kıta genelinde hem de kıtadan aldıkları öğrencilerle Afrika’da etkili olmaya çalışıyorlar. Ancak Avrupa’ya giden öğrencilerin bir kısmı kalmayı tercih ettiği için o ülkelerde görev alıyorlar, orada kalmayı tercih ediyorlar. Bu, önemli bir zihin göçü.” değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Kavas, Türkiye’nin, Avrupa’nın tam tersine öğrencilerin mezun olduktan sonra ülkelerine dönüp hizmet etme politikası yürüttüğünü belirten Kavas, şunları kaydetti:

“Türkiye bu noktada büyük bir hedef tutturdu. İkinci hedef ise hem ülkelerinde hem de kıta genelinde Türkiye ile ilişkilerini kesmeden devam ettirmeleriydi. Bence bunu da başardı. Mesela Senegal‘de doktora yapan bir öğrencim, Afrika’da 50 ülkeyle Türkiye arasında ticari ilişki kurduğunu, Türkiye’deki okumasını kendisine bu fırsatı verdiğini söylüyordu.”

“Afrikalı öğrenciler kültürümüzün beynelmilel olmasına katkı sağlıyor”

Prof. Dr. Ahmet Kavas, Avrupa’da eğitim alan Afrikalı öğrencilerle Türkiye’de eğitim alanlar arasında çok ciddi bir farklar olduğunu, Avrupa’daki öğrencilerin bulundukları ülkelerde toplumla çok fazla sosyalleşemediklerini söyledi.

Türkiye’deki Afrikalı öğrencilerin, kendisinin gitmediği şehirlere, kasabalara gitmelerine şaşırdığını dile getiren Kavas, “Yeme-içme, giyinme tarzımızla, edebiyatımızla ve yerel türkülerimizle içli dışlı olmuşlar, alışmışlar hatta bunları icra eden gençler var. Dolayısıyla bu öğrenciler, kültürümüzün yerel değil beynelmilel olmasına çok önemli katkı sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

Kendi ülkelerinde ihtiyaç duydukları eğitim dallarında yeterli laboratuvar ve eğitim imkanları olmayan öğrencilerin, Türkiye’yi daha çok tercih ettiğine dikkati çeken Prof. Dr. Kavas, şöyle konuştu:

“Çad‘a gittiğimde Türkiye’de belki 10 veya 20 öğrenci vardı. Şu anda bilfiil okuyan 3 bin 500 yüzün üzerinde Çadlı öğrenci var ve yüzlercesi mezun oluyor. Önümüzdeki yıllarda belki yılda 1000 Çadlı öğrenci mezun olacak. Birçoğu ülkelerine döndüğünde hemen devlet kademelerinde görev alıyor.”

Senegal’de çok sayıda iş adamının faaliyet gösterdiğini, mezun olan öğrencilerin ülkelerine döndüklerinde, Türkiye’nin yatırım yaptığı projelerde de görev alabildiklerini belirten Kavas, “Etiyopya’da, Senegal’de, başka ülkede çok büyük iş adamı olan mezunlarımız var. Hem Türkiye ile hem de kendi ülkesiyle hem de ulaşabileceği diğer Afrika ülkeleriyle ticaret yapıyor.” dedi.

“Afrikalı öğrenciler, Türkiye’nin imajının yayılmasında roller oynuyorlar”

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Bölge Çalışmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elem Eyrice Tepeciklioğlu ise Türkiye Afrika ilişkilerinin son yirmi yılda ivme kazandığını belirterek bunun, Afrikalı öğrencilerin Türkiye’de eğitim almasına da yansıdığını söyledi.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) çalışmalarının Türkiye’de Afrikalı öğrenci sayısının artmasında büyük bir etkisi olduğunu kaydeden Tepeciklioğlu, “YTB’den önce uluslararası öğrencilere verilen burslar dağınıktı. YÖK veya bakanlıklar tarafından veriliyordu. YTB’nin kurulmasıyla beraber burslar bir sisteme bağlandı. Dolayısıyla Türkiye’de eğitim gören Afrikalı öğrencilerin sayısı da arttı.” diye konuştu.

Tepeciklioğlu, Afrika’da yürütülen medya faaliyetleri, diplomasi çalışmaları kadar eğitim diplomasisinin de çok önemli olduğunun altını çizdi.

Eğitim diplomasisinin Türkiye-Afrika ilişkilerinde uzun vadede çok daha fazla etkiye sahip olacağını dile getiren Tepeciklioğlu, şunları kaydetti:

“Türkiye’deki kurumlarda eğitim gören ve iyi bir imajla kendi ülkelerine giden öğrenciler iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde, artmasında çok önemli rol oynuyorlar. Bunların tabii ki illa siyasetçi olması gerekmiyor. İş adamı olabilirler, daha farklı pozisyonlarda görev alabilirler ama nihayetinde Türkiye’nin imajının yayılmasında roller oynuyorlar.”

Prof. Dr. Tepeciklioğlu, Avrupa’da Fransa ve Birleşik Krallık ile ABD ve Çin’in Afrikalı öğrencilere yönelik ciddi yatırımlar yaptığını anımsatarak “Bu ülkeler kamu diplomasisine çok yatırım yapıyorlar aynı zamanda ciddi kamuoyu araştırmaları yapıyorlar. Eğitim diplomasisine ise ayrı bir önem veriyorlar. Afrikalı öğrencilere çok ciddi burslar veriyorlar ve bu öğrenciler Çince öğreniyorlar, Çin projelerinde görev alıyorlar ama biz de eğitim diplomasisinde eskiye oranla çok daha iyi bir durumdayız.” değerlendirmesini yaptı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *