İslam İşbirliği Teşkilatı: Filistin halkının yasal ve tek temsilcisi FKÖ’dür

İslam İşbirliği Teşkilatı: Filistin halkının yasal ve tek temsilcisi FKÖ’dür

İslam İşbirliği Teşkilatı isimli birlik, Suudi Arabistan’daki merkezinde bir toplantı yaptı. Toplantı sonrası yayımlanan bildiride İsrail’in kınandığı, Filistin’in desteklendiği belirtilirken, Filistin Kurtuluş Örgütü’ne ve onun uluslararası taahhütlerine bağlılık temelinde Filistin ulusal birliğinin sağlanması istendi. Ayrıca Suudi Arabistan önderliğindeki “iki devletli çözüm” için Avrupa Birliği ve Norveç’le işbirliği yapılması istendi.

Suudi Arabistan, Filistin, İran ve Pakistan’ın talebi üzerine dün akşam Suudi Arabistan’ın Cidde kentindeki İslam İşbirliği Teşkilatı merkezinde gerçekleştirilen, Dışişleri Bakanları Konseyi’nin olağanüstü toplantısının sona ermesinin ardından “İsrail’in saldırılarına kalıcı ve kapsamlı bir şekilde son vermesi” vurgusuyla sonuç bildirgesi açıklandı.

İsrail saldırılarına son versin

İsrail’in, Gazze’de 15 Ocak 2025’te Katar, Mısır ve ABD’nin ortak arabuluculuğunda ilan edilen “kalıcı ve sürdürülebilir ateşkes anlaşmasını” uygulamakla yükümlü olduğu vurgulanan bildiride, İsrail’in saldırılarına “kalıcı ve kapsamlı bir şekilde son vermesi” çağrısı yapıldı.

Bildiride, “Filistinli göçmenlerin evlerine geri dönmesine izin verilmesi, İsrail işgal güçlerinin Gazze’den çekilmesi, sınır kapılarının açılması ve insani yardımların Gazze’nin tüm bölgelerine kesintisiz ulaştırılması gerekiyor.” ifadelerine yer verildi.

İsrail’in taahhütlerini yerine getirmemesinin “tüm barış çabalarını başarısızlığa uğrattığına” dikkat çekilen bildiride, İsrail, bu durumun “tam sorumlusu” olarak nitelendirildi.

Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine tepki

Bildiride, Filistin halkının bireysel ya da toplu şekilde zorla yerinden edilmesi, ülke içinde veya dışında sürgün edilmesi ya da tehcir edilmesine yönelik tüm planların kesin bir dille reddedildiği vurgulanan bildiride, İsrail’in Filistinlileri topraklarından uzaklaştırma girişimleri “etnik temizlik, uluslararası hukukun ağır bir ihlali ve insanlığa karşı suç” olarak tanımlandı.

İsrail’in Gazze’ye yönelik “aç bırakma politikaları” kınanarak, Batı Şeria ve Doğu Kudüs de dahil olmak üzere yasa dışı yerleşim faaliyetleri ve ilhak girişimlerinin derhal durdurulması talep edilen bildiride, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’nın herhangi bir bölgesi üzerinde “sözde egemenlik kurma” çabalarının reddedildiği ifade edildi.

Filistin Kurtuluş Örgütü’ne destek

Bildiride, “Filistin halkının yasal ve tek temsilcisi olan Filistin Kurtuluş Örgütü’ne, onun tek bir sistem, tek bir yasa ve tek bir meşru silahlı güç ilkesine dayanan siyasi programına ve uluslararası taahhütlerine bağlılık temelinde Filistin ulusal birliğinin sağlanmasının önemi” vurgulandı.

Filistin hükümetinin, Gazze Şeridi’ndeki yerel yeteneklerden oluşan bir geçici yönetim komitesinin kurulmasına dair kararının desteklendiği ve memnuniyetle karşılandığı belirtilen bildiride, bu süreçle paralel olarak kurulan komitenin tüm sorumluluklarını üstlenebilmesi için güvenliği sağlama, insani yardım, yeniden inşa ve kalkınma planlarını uygulama konusunda kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Filistin halkına karşı işlediği savaş suçları ve soykırım nedeniyle ortaya çıkan büyük zararlardan hukuki sorumluluğun tamamen İsrail’e ait olduğu belirtilen bildiride, İsrail’in geniş çaplı yıkım, can kaybı, insani acılar, maddi zararlar, ekonomik kayıplar ve sivil ve sosyal altyapı ile mülklerin yok edilmesinden de sorumlu tutulduğu kaydedildi.

Gazze’deki yıkımın etkilerini ortadan kaldırmak ve tazminat ödemenin İsrail’in sorumluluğunda olduğunu vurgulandı.

Gazze’nin yeniden inşasına ilişkin Arap planının kabul edilmesi

Bildiride, toplantıda Mısır’ın Filistin ve Arap ülkeleriyle tam koordinasyon halinde sunduğu, Olağanüstü Arap Zirvesi’nde onaylanan Gazze’nin toparlanması ve yeniden inşası ile bunun hayata geçirilmesi için her türlü mali, maddi ve siyasi desteğin sağlanması konusunda çalışma yapılmasına ilişkin planın onaylandığı belirtildi.

Uluslararası toplum ile uluslararası ve bölgesel finans kuruluşlarına plana gerekli desteğin hızla sağlanması çağrısında bulunulduğu vurgulanan bildiride, Gazze Şeridi’nin yeniden inşası için Filistin ve Birleşmiş Milletler işbirliğiyle en kısa sürede Kahire’de uluslararası bir konferans düzenlenmesinin memnuniyetle karşılandığı ifade edildi.

Uluslararası güçler ve Yetim Bakım Fonu

Bildiride, Birleşmiş Milletler ile işbirliği içinde, Gazze Şeridi’ndeki yaklaşık 40 bin yetime destek sağlamak için uluslararası bir bakım fonu oluşturulması çağrısında bulunuldu. Ayrıca, özellikle çocuklar olmak üzere, binlerce yaralıya yardım edilmesi ve protez uzuvların temin edilmesi gerektiği vurgulandı.

Toplantıda, İsrail işgal hükümetinin bakanlarının işlediği tüm suçları ve aşırı, ırkçı açıklamaları ve Batı Şeria’daki şehir, köy ve kamplarda işlenen suçlar kınandı.

Ayrıca, yahudi yerleşimcilerin Filistin halkına, topraklarına, kutsal mekânlara ve mülklerine karşı uyguladığı organize terörizmin artmasının tehlikesine dikkat çekildi.

Gazze’deki sivillere yönelik soykırım işlenmesi ve sivil altyapıyı hedef alan rastgele askeri saldırıların devam etmesinin, İsrail’e askeri destek, silah, mühimmat ve ilgili ekipman sağlanmasıyla yakından ilişkili olduğu vurgulandı. Bildiride, İsrail’e silah ve mühimmat sağlayan tüm ülkelere bu tutumlarını yeniden gözden geçirmeleri ve İsrail’e silah ve mühimmat ihracatını veya transferini yasaklamaları çağrısı yapıldı.

Türkiye ve BM’deki 18 temel ülkeden oluşan grup tarafından sunulan ve 52 ülke ile İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği tarafından imzalanan, İsrail’e silah tedarikinin durdurulmasına yönelik ortak mektup girişiminin sıkı takip edilmesi kararlaştırıldı.

Filistin’in BM’ye tam üyeliği

Bildiride, Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler ve kuruluşlarına tam üyelik hakkının desteklenmesi çağrısı yapılarak, Filistin Devleti’ni tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, henüz Filistin Devleti’ni tanımamış olan tüm ülkeler, Filistin Devleti’ni tanıma yönünde inisiyatif almaya davet edildi.

New York’taki İslam İşbirliği Teşkilatı Grubu’na, İsrail’in BM Genel Kurulu ve bağlı kuruluşlarına katılımının dondurulması için uluslararası desteği harekete geçirme çabalarını sürdürme görevi verilen bildiride, İsrail’in BM sözleşmesini ihlal etmesi, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehdit oluşturması ve BM’deki üyelik yükümlülüklerini yerine getirmemesi gerekçeleriyle BM Genel Kurulu’na (onuncu özel oturum) ortak bir karar tasarısı sunulmasına hazırlık yapılması kararı verildi.

Bildiride, Filistin halkına uluslararası standartlara uygun, BM kararlarının uygulanması ve İslam Zirveleri kararları doğrultusunda uluslararası koruma sağlanmasının gerekliliği vurgulanarak, Filistin Devleti kurumlarının kapasitelerinin artırılması ve 1967’den beri işgal altında bulunan Filistin toprakları üzerindeki egemenliğinin somutlaştırılması için bir takvim içeren kapsamlı bir vizyonun fiili olarak uygulanması bağlamında uluslararası barış gücünün konuşlandırılması çağrısında bulunuldu.

Suudi Arabistan’ın önderlik ettiği iki devletli yaklaşım

“Gazze’deki Arap-İslam Ortak Komitesi’nin” başkanı olarak Suudi Arabistan’ın önderlik ettiği iki devletli çözümün uygulanması için uluslararası koalisyonun, Avrupa Birliği ve Norveç’in çabalarına destek verilmesine işaret edilen bildiride, ayrıca, Suudi Arabistan ve Fransa’nın önderliğinde Haziran 2025’te BM’de düzenlenmesi planlanan Filistin sorununun çözümü ve iki devletli çözümün uygulanması için uluslararası konferansa aktif katılım sağlanmasına destek verildi.

İsrail’in Lübnan ve Suriye’den çekilmesi

Bildiride, Lübnan’daki ateşkes anlaşmasının bütün hükümleriyle uygulanmasının gerekliliği vurgulanırken, İsrail’in Lübnan sınırındaki noktalarda kalarak veya yeni bir sınır şeridi oluşturarak yeni bir statüko dayatma girişiminin reddedilmesi gerektiği ifade edildi.

İsrail’in Lübnan topraklarından tamamen çekilerek uluslararası alanda tanınan sınırlara dönmesi çağrısında bulunuldu.

Bildiride, İsrail’in Suriye Arap Cumhuriyeti’ne yönelik saldırıları ve topraklarına yönelik müdahalesi kınanarak, bunun “uluslararası hukukun açık bir ihlali, Suriye’nin egemenliğine yönelik bir saldırı, gerginliği ve çatışmayı artıran tehlikeli bir tırmanış olduğu belirtildi.

Uluslararası topluma ve BM Güvenlik Konseyi’ne, uluslararası hukuku uygulamak ve İsrail’i saldırılarını durdurmaya, işgal ettiği Suriye topraklarından çekilmeye zorlamak için derhal harekete geçmeleri çağrısında bulunulan bildiride, Golan Tepeleri’nin işgal altındaki Suriye toprağı olduğu yinelendi ve İsrail’in burayı ilhak etme, üzerinde egemenliğini dayatma kararı reddedildi.

Hamas, zorla göçe karşı çıkan ve Gazze’nin yeniden inşasını destekleyen İİT’yi taktir etti

Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, “İİT Dışişleri Bakanları Konseyinin, halkımıza yönelik Siyonist saldırıları, ilhak ve zorla yerinden etme planlarını görüşmek üzere Cidde’de olağanüstü toplantı düzenlemesini, halkımızın Gazze’den yerinden edilmesine karşı çıkılması ve Gazze’nin yeniden inşası planına destek verilmesi vurgusunu memnuniyetle karşılıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, toplantıda İsrail’in Filistinlilere ve bölge ülkelerine yönelik saldırılarının durdurulması çağrısı yapan tüm konuşmalar takdir edilerek, Hamas’ın, Arap ve İslam ülkelerine “Filistin halkını desteklemek ve yanlarında durmak için pratik ve etkili adımlar atma” yönündeki çağrısı yinelendi.

İsrail’in “faşizan ve Filistin topraklarında egemenlik kurmak” yönündeki planlarına işaret edilen açıklamada, Arap ve İslam dünyasına Mescid-i Aksa başta olmak üzere İslam’ın kutsal yerlerine yönelik suç teşkil eden ihlallerinin durdurulması için harekete geçilmesi ve baskı yapılması çağrısı yapıldı.

FKÖ’nün mücadele sahnesine çıkışı

Çok sayıda Filistinli örgütü tek çatı altında toplayan FKÖ’nün ve ona bağlı Filistin Kurtuluş Ordusu’nun temelleri, Mısır’ın başkenti Kahire’de 13-16 Ocak 1964’de toplanan ilk Arap Birliği Zirvesi’nde atıldı. İsrail’in bir devlet olarak ilanı 14 Mayıs 1948 idi.

Kahire’deki zirvenin ardından 28 Mayıs 1964’te Kudüs’te Filistin Ulusal Konseyi toplandı. Ürdün Kralı Hüseyin Bin Talal’ın da katıldığı toplantının ardından 2 Haziran 1964’te Filistin Kurtuluş Örgütü resmen kuruldu.

Silahlı mücadeleyi benimseyen örgütün başına, dönemin Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdunnasır’a yakınlığıyla dikkati çeken Ahmed Şükayri geçti. Altı Gün Savaşı’nda Filistinli grupları örgütleyemediği yönündeki eleştirilerin ardından Şükayri, Aralık 1967’de FKÖ liderliğinden istifa etti. Şükayri’nin istifasının ardından Aralık 1967’de Yahya Hammuda, FKÖ’nün yeni lideri oldu.

Filistin Ulusal Konseyi’nin 4 Şubat 1969’da Kahire’de düzenlenen beşinci toplantısında FKÖ liderliğine, Hammuda yerine Yasir Arafat seçildi.

Hayatını kaybettiği 2004’e kadar bu görevi yürüten Arafat’ın ölümünün ardından yerine mevcut Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçti ve halen bu göreve devam ediyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *