6 Mart’ta, İngiltere’nin Suriye’deki 24 kuruluşa yaptırımları kaldırdığı gün, Suriye’de de şiddet olayları başladı. Olaylar üzerine Almanya, Fransa, İspanya ve AB, ‘durumdan endişe duyuyoruz’ açıklaması yaparken, ABD Dışişleri Bakanı, “Suriye’nin geçici hükümeti katliamların faillerinden hesap sormalı” ifadesini kullandı.
Ceble saldırısı ve Lazkiye’deki olaylar
Suriye’deki eski rejim unsurlarının 6 Mart’ta Lazkiye’nin Ceble ilçesinde düzenlediği saldırıda en az 11 güvenlik görevlisi öldürülmüş, bunun üzerine Suriye ordusu, tank, zırhlı personel taşıyıcı, çok namlulu roketatar gibi ağır silahların da bulunduğu yüzlerce araçtan oluşan takviye birlikleri Lazkiye ve Tartus illerine sevk etmiş, bölgede devrik rejim unsurlarının yakalanması için operasyon başlatmıştı.
Operasyonlarda en az 50 güvenlik görevlisi hayatını kaybederken uluslararası basına ve sosyal medyaya, bazı silahlı grupların bölgede çok sayıda sivili hedef aldığı haberleri ve görüntüleri yansımıştı.
Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, devrik rejim unsurlarının 6 Mart’taki saldırıda kendilerini test etmeye çalıştığını belirterek birlik ve beraberlik mesajı vermiş, ülkeyi yeniden inşa etmek istediklerini ve kan dökme amaçlarının olmadığını ifade etmişti. Ayrıca, 6-7 Mart’ta Lazkiye’de yaşanan olaylar için bağımsız bir ulusal soruşturma komitesi kurulduğunu duyurmuştu.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün dünkü açıklamasında 830 Arap Alevisinin, Lazkiye ve Tartus gibi kıyı illerinde güvenlik görevlileri ya da hükümet yanlısı savaşçılar tarafından öldürüldüğü öne sürüldü. Örgüt, bu kişilerin güvenlik görevlileri ya da hükümet yanlısı savaşçılar tarafından infaz edildiğini ve ardından yağma yapıldığını iddia etti. Örgüte göre, çatışmalarda 231 güvenlik gücü mensubu ve 250 Esat yanlısı savaşçının ölümüyle hayatını kaybedenlerin sayısı 1311’e ulaştı.
Olaylar üzerine batıdan bazı açıklamalar yapıldı.
İngiltere
İngiltere’nin Müsteşar Yardımcısı Fergus Eckersley, BM Güvenlik Konseyi’nin 7 Mart’taki Suriye konulu toplantısında yaptığı açıklamada, “Birleşik Krallık, Suriye’deki son çatışmalardan endişe duyuyor ve bunların daha geniş çaplı bir şiddete dönüşmesine izin verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Tüm tarafları daha fazla şiddetten kaçınmaya ve bu kritik zamanda itidal göstermeye çağırıyoruz.” dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy 9 Mart Pazar günü yaptığı açıklamada Suriye’nin kuzeybatısında sivillerin öldürülmesini “korkunç” olarak nitelendirerek kınadı. Lammy X’te yaptığı paylaşımda, “Şam’daki yetkililer tüm Suriyeliler’in korunmasını sağlamalı ve geçiş dönemi adaleti için net bir yol belirlemeli” dedi.
İngiltere, olayların başladığı 6 Mart’ta Suriye’deki 24 kuruluşa yönelik yaptırımları kaldırmıştı. Bu kuruluşlar arasında Suriye Merkez Bankası ve enerji şirketleri bulunuyor.
Konuya ilişkin olarak, İngiltere Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün yazılı açıklamasında, daha önce Esed rejiminin Suriye halkına yönelik baskıları finanse etmek için kullanılan ve aralarında Suriye Merkez Bankası, Suriye Arap Hava yolları ve enerji şirketlerinin de bulunduğu 24 Suriyeli kuruluşa ilişkin yaptırımların kaldırıldığı belirtilmişti. Açıklamada, “Bu yaklaşım, Suriye’nin öncülüğü ve ev sahipliğinde bir siyasi geçiş sürecine destek dahil olmak üzere, Suriye halkının ülkelerini ve ekonomilerini yeniden inşa etmelerine yardımcı olma kararlılığımızın altını çiziyor. Suriye’de geçici (hükümet) otoritelerini eylemleriyle değerlendirmeye devam edeceğiz.” ifadeleri kullanılmış, Esad rejimi üyeleri ve yasa dışı captagon ticaretine karışanlara yönelik yaptırımların yürürlükte kalacağı kaydedilmişti.
Almanya
Dışişleri Bakanlığından dün yapılan yazılı açıklamada, “Suriye’nin Tartus, Lazkiye ve Humus bölgelerindeki şiddet olaylarını kınıyoruz.” ifadesi kullanıldı. Sivillerin ve tutukluların öldüğüne dair haberlerin şok edici olduğu belirtilen açıklamada, Suriye hükümetinin saldırıları önleme, olayları soruşturma ve sorumluları adalete teslim etme sorumluluğu taşıdığı vurgulandı.
Tüm tarafların şiddete son vermeye çağrıldığı açıklamada, “On yıllardır süren Esad terör rejiminin ardından toplumsal barış ancak bu şekilde tesis edilebilir ve Suriye’nin sürdürülebilir barış ve istikrara kavuşması için çok önemli olan kapsayıcı bir siyasi sürece doğru adım atılabilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, ülkenin geleceğinin etnik kökenleri, dinleri ya da cinsiyetleri ne olursa olsun, istikrarı bozmaya yönelik her türlü yabancı girişimden uzak bir şekilde tüm Suriyelilerin elinde olması gerektiği kaydedildi.
Fransa
Fransa Dışişleri Bakanlığından dün yapılan açıklamada, “Fransa, Suriye’nin Tartus, Lazkiye ve Humus şehirlerinde son günlerde yaşanan ciddi şiddet olaylarından derin endişe duyduğunu bildiriyor.” ifadesine yer verildi.
Fransa’nın Suriye’de sivillere ve mahkumlara yönelik “inanç temelli şiddeti en güçlü şekilde kınadığı” belirtilen açıklamada, Suriye yönetimine bu suçlara yönelik bağımsız soruşturma yürütmesi çağrısı yapıldı, Fransa’nın Suriye’de “etnik ve dini toplulukları koruyan, dış müdahalelerden uzak, kapsayıcı ve barışçıl bir siyasi geçişe” desteği yinelendi.
İspanya
İspanya Dışişleri Bakanlığından dün yapılan açıklamada, “İspanya hükümeti, Suriye’de son günlerde yaşanan şiddet olaylarından endişe duymaktadır. Bu olaylar araştırılmalı ve sorumluları cezasız kalmamalı.” ifadeleri yer aldı. “Her türlü farklılık barışçıl yollarla çözülmelidir.” görüşüne yer verilen açıklamada, “tüm Suriye vatandaşlarının katılımıyla barışçıl ve kapsayıcı bir siyasi geçişin desteklediğinin” altını çizildi.
Avrupa Birliği
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Başsözcüsü Anitta Hipper de yazılı açıklamasında, “AB, Suriye’nin sahil kesiminde Esed rejimi unsurları tarafından yapıldığı belirtilen geçici hükümet güçlerine yönelik son saldırıları ve sivillere yönelik şiddeti güçlü şekilde kınamaktadır.” ifadesini kullandı.
Açıklamada, sivillerin her şartta, uluslararası insancıl hukuka tam saygılı şekilde korunması gerektiği belirtildi. Tüm dış aktörlere Suriye’nin egemenlik, birlik ve toprak bütünlüğüne tam saygı göstermeleri çağrısı yapılan açıklamada, AB’nin bu ülkede istikrarı ve kalıcı barışçıl geçişi tehlikeye atan tüm girişimleri kınadığı ifade edildi.
ABD
ABD Dışişleri Bakanı Rubio dün yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “ABD’nin son günlerde Suriye’nin batısında insanları katleden, aralarında yabancı cihatçıların da bulunduğu radikal İslamcı teröristleri kınıyorum.”
“ABD’nin Suriye’nin Hıristiyan, Dürzi, Alevi ve Kürt toplulukları dahil dini ve etnik azınlıklarının yanında olduğunu, ölenlere ve ailelerine başsağlığı dilediklerini” savunan Amerikalı bakan, “Suriye’nin geçici makamları, ülkenin azınlık topluluklarına yönelik bu katliamların faillerini sorumlu tutmalı” dedi.
ABD ve Rusya, Suriye’de artan şiddet olayları nedeniyle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı.
BM Komiseri
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk yaptığı açıklamada, “Kimliği belirlenemeyen failler tarafından mezhepsel temelde yargısız infazlar yapıldığına dair haberler var. Bu infazlar geçici hükümetin güvenlik güçleri ve eski hükümetle bağlantılı unsurlar tarafından gerçekleştiriliyor” dedi.
“Kadınlar, çocuklar ve savaş dışı unsurlar dahil tüm ailelerin öldürüldüğüne dair son derece rahatsız edici haberler alıyoruz” diyen Volker Türk, “Suriye’nin kuzeybatısındaki kıyı bölgelerinde sivillerin öldürülmesine derhal son verilmesini” talep etti. Volker Türk ayrıca, “Tüm cinayetler ve diğer ihlaller hızlı, şeffaf ve tarafsız bir şekilde soruşturulmalı ve sorumlular uluslararası hukuk normları ve standartları doğrultusunda hesap vermeli. Sivilleri terörize eden gruplardan da hesap sorulmalı” ifadelerini kullandı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *