Ünal: Kemalistlerin bu psikolojiden artık kurtulması lazım

Ünal: Kemalistlerin bu psikolojiden artık kurtulması lazım

Mustafa Kemal’in fikirlerini onaylayanların yanında onaylamayanların olduğunu da belirten gazeteci Aydın Ünal, “Yani illa bunu bir kült lider olarak herkes görmek zorunda değil ki. Buna bir Osmanlı subayı olarak da bakabilir. Yani hepimiz varlığımızı, onun varlığına adamak zorunda değiliz ki.” ifadelerini kullandı.

Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını attıktan sonra kılıçlı yemin etmesine ilişkin olarak başlatılan soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında son olarak, korsan yemin edip kılıç çeken teğmenler konusunda; alay komutanı vekili, tabur komutanı ve bölük komutanı, ‘ihraç’ istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi.

Korsan yemine ilişkin eleştiriler sürerken konu TVNET’te Gazeteci Ersin Çelik’in moderatörlüğünde yayınlanan, Yeni Şafak yazarları Aydın Ünal ve İsmail Kılıçarslan’ın konuk olduğu Siyaseten programında tekrar ele alındı.

Açıklamalarına ‘sapkın bir tarikata dönüştüğünü’ belirttiği ‘Kemalizm’i eleştirerek başlayan Ünal, geçtiğimiz gün ölen Muazzez İlmiye Çığ’ın kurucusu olduğu HZİ Nöropsikiyatri Vakfı‘nın 12 Eylül darbesi sonrası Erzurum 3 No’lu Askeri Cezaevi’nde siyasi tutuklular üzerinde yaptığı ilaç deneylerini hatırlattı.

Kemalizmin, dine hakaret eden ve bunun gibi insanlık dışı deneyler yapan HZİ Vakfı’nın ne için savunduğunu sorgulayan Ünal, “Bunun niye arkasında duruyorsun? Bunu niye aydın insan olarak görüyorsun? Tekrar ediyorum bu cahillik, bu zavallılık. Bu acınası bir durum. Kemalistlerin bu psikolojiden artık kurtulması lazım.” dedi.

“Tekke ve zaviyeler kapalı kalmasın”

“Bu sapkınlar açıkken tekke ve zaviyeler de kapalı kalmasın onlar da açılsın.” diyen Ünal, toplumun çürüdüğünü ifade ederek, “Toplum öyle bir edepsizlik, ahlaksızlık nokrasına öyle bir gidiyor ki bizim bu tekke ve zaviyelere ciddi şekilde ihtiyacımız var. Yani işte yogaydı bilmem neydi diye saçma sapan veya Kemalizm diye saçma sapan tekke zaviyeler açılırken onlar da kapalı kalmasın.” ifadelerini kullandı.

Açıklamalarının devamında teğmenlerin kılıçlı korsan yeminine değinen Aydın Ünal, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” söylemini sert şekilde eleştirdi.

“Varlığımızı, onun varlığına adamak zorunda değiliz ki”

Bu sloganın Türk Silahlı Kuvvetler (TSK) dışında, Barolar Birliği’nin kongresinde, bir partinin kurultayında atılabileceğini ama TSK içinde atılamayacağını belirterek, “Türk Silahlı Kuvvetlerine bu tabiri layık görmek beni çok rahatsız ediyor.” diyen Ünal, şu ifadeleri kullandı:

Bu ordu neden Mustafa Kemal’in ordusu olsun canım? Yani bu ordu milletin ordusudur. Bu ordu devletin ordusudur. Burada Mustafa Kemal’i seveni de var, sevmeyeni de var. Beğeneni var, beğenmeyeni var. Veya görüşünü belli etmeyen var. Mustafa Kemal’in o fikirlerine bakıp ‘ben bunu onaylıyorum’, ‘onaylamıyorum’ diyen insanlar var. Yani illa bunu bir kült lider olarak herkes görmek zorunda değil ki. Buna bir Osmanlı subayı olarak da bakabilir. Bir insan olarak da bakabilir. Bir ne bileyim Kurtuluş Savaşı’nda TBMM’nin başkanı olarak da bakabilir. Yani hepimiz varlığımızı, onun varlığına adamak zorunda değiliz ki.

“Neden bu isim üzerinden ben toplumu ayrıştırayım?”

Mehmet Akif Ersoy‘un “Ordunun Duası” şiirinde yer verdiği, “Ey ulu peygamberimiz neredesin? Dinle minaremde öten gür sesin, gel bana yar ol ki cihan titresin, kimse dönüp süngüme yan bakmasın, amin desin hep birden yiğitler, “Allahu ekber” gökten şehidler.” ifadelerinin Türk askerinin ne olduğunu çok güzel bir şekilde anlattığının altını çizen Ünal, “Türk Silahlı Kuvvetleri budur kardeşim, Türk askeri budur. Bunun ötesinde bir şey değildir. Ya bu bu ordunun çok değerli komutanları oldu. Kılıçarslan oldu, Alparslan oldu, Fatih Sultan Mehmet oldu. Niye ben bunlardan birini öne çıkarıp da öbürlerini rencide edeyim, öbürlerini geri planda bırakayım veya neden bu isim üzerinden ben toplumu, askeri orduyu ayrıştırayım? Bu ordu Mustafa Kemal’in askeriyse ben neden o zaman bu orduda askerlik yapıyorum? Neden bu ordu için dua ediyorum? Ya böyle bir şey olabilir mi?” dedi.

“Bu silahlı kuvvetler birinin değildir, bu milletindir”

Konuşmasında mütedeyyin kesimi hedef alan 28 Şubat sürecini işaret ederek, “Bu sloganın yakın tarihte başımıza neler açtığını da biliyoruz.” diyen Aydın Ünal, şu ifadelerle açıklamasını sonlandırdı:

Ya darbe yapan orduyu niye Mustafa Kemal’in askeri diye sen yaftalayıp Mustafa Kemal’i de töhmet altında bırakıyorsun. Başörtüsünü yasaklayan, sakala alerji duyan, dinden nefret eden, öbür taraftan da Fetullahçıları içine sokan o kadar da ahmak, o kadar da aptal olan komuta kademelerini sen niye temize çıkarmaya çalışıyorsun? Hayır bu ordu, bu asker, bu silahlı kuvvetler birinin değildir, bu milletindir. Hem de İslam milletinindir. Türk milletinindir. Kürt milletinindir. Bütün milletlerin ordusudur bu ordu. Hiç kimseye atfedilemez bu ordunun varlığı da sıfatı da.

(Yeni Şafak)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *