Moderatörlüğünü İbrahim Altay’ın üstlendiği “Yalanlara Karşı Tanıklıklar” başlıklı oturuma Akif Çağatay Kılıç, Euro-Med Başkanı Dr. Rami Abdu, gazeteci Rahma Zein ve AA’dan Özcan Tikit katıldı.
İletişim Başkanlığı’nda düzenlenen panelin açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Gazze’deki Şifa Hastanesi’nde görev yapan doktor Fadia Malhis yaptı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, konuşmasının başında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik etti, “Cumhuriyet’imizin 101’inci yılını kutluyorum” dedi.
Altun, İsrail’in bölgede hiçbir insani ve vicdani sınır tanımayan vahşetinin, halihazırdaki uluslararası gerginlikleri ve politik çatlakları daha da büyütme riski taşıdığını vurgulayarak, “Bu noktada gerek bölgesel seviyede gerekse küresel seviyede İsrail’i durdurmak için çok daha yoğun bir mesai harcamak, İsrail’in saldırganlığını sebep ve sonuçları itibarıyla uluslararası toplumun gündemine daha fazla taşımak son derece önemli hale gelmiş durumda.” dedi.
İletişim Başkanlığı olarak da İsrail’in yalan, dezenformasyon ve kurgu ürünü içeriklerle uluslararası kamuoyunun desteğini alma çabasına karşı ilk günden itibaren çalışmalar yaptıklarını belirten Altun, “Başkanlığımız bünyesinde yaptığımız çalışmalarla 250’yi aşkın İsrail dezenformasyonunu tespit ettik, 6 dilde uluslararası kamuoyunun dikkatine getirdik. Biz yalanın değil hakikatin hükümferma olmasını en önemli vazifemiz addediyoruz. Bu idrakle hakikatleri İsrail’in ve destekçilerinin yüzlerine vurmaya, Filistin hakikatinin sesi olmaya ve bu sesi dünyaya duyurmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Yalanları Platformu’nun, uluslararası medya düzeninde büyük bir boşluğu dolduracağını söyleyen Altun, “İsrail’in Yalanları Platformu, Türkiye İletişim Modelimizin uluslararası yüzünü temsil eden kıymetli bir projedir. İsrail’in bir yalan makinesi gibi çalıştığı, tüm bu yalanları bilmesine rağmen uluslararası aktörlerin birçoğunun ne yazık ki hala İsrail’i desteklediği bir vasatta bu platformun öneminin daha da iyi anlaşılacağı kanaatindeyim. Bizim İsrail’in Yalanları gibi platformlarla İsrail zulmünü ifşa etmeyi kendimize vazife telakki etmemizin bir diğer sebebi de uluslararası medyanın bu iki yüzlü tutumudur.” açıklamasında bulundu.
Altun, saldırıların başladığı günden bugüne İsrail’in aldığı onca askeri ve siyasi desteğin yanı sıra uluslararası medya tarafından da adeta fütursuzca desteklendiğini dile getirerek, “Geçtiğimiz günlerde bir dijital içerik platformu, Filistin’le ilgili 19 filme ambargo koyduğunu açıkladı. İfade özgürlüğünden dem vuranlar, tarihin gördüğü en acımasız soykırımlardan birine karşı susmakta, dahası açıkça desteklerini ortaya koymaktadırlar. Bundan hiçbir mahcubiyet de duymamaktadırlar. Bu apaçık bir kötülüktür, iki yüzlülüktür. Bu insanlık onurunu, siyasi, ticari ve ideolojik menfaatler uğruna siyonist lobilere teslim etmektir.” diye konuştu.
Altun, İsrail’in Yalanları Platformu ile hem İsrail’in zulümlerini ortaya koymak hem de uluslararası medyanın iki yüzlülüğünü tüm dünyaya duyurmayı amaçladıklarını söyledi.
Panelde konuşan Rami Abdu, “Dünyanın şu ana kadar görmüş olduğu en sert despot eylemlerle” karşı karşıya kalmış Filistin halkından selam getirdiğini belirterek, “Herkes biliyor ki baktığımızda herhangi bir çatışma, herhangi bir savaş bunca yalana hiçbir zaman şahit olmamıştır.” dedi.
İsrail’in Filistin’e saldırılarının “soykırım” olduğunu belirten Abdu, 7 Ekim 2023’ten bu yana iki çekincesi olduğunu ve bu çekincelerin ilkinin İsrail’in “yalanlarla” saldırıları daha da ileri götürmesi, ikincisinin ise bu “yalanların” nasıl belgelendirilebileceği ile ilgili olduğunu söyledi.
Abdu, İsrail’in yalanlarının ortaya çıkarılmasında büyük rol oynayan “İsrail’in Yalanları” paneli için İletişim Başkanlığına teşekkür etti. Abdu, Avrupa’daki birçok uluslararası medya kuruluşunun yaptıkları haberlerle İsrail’in yanında yer aldığını hatırlattı.
Gazeteci Rahma Zein de, İsrail-Filistin meselesini “tarihte bir değişim” şeklinde nitelendirerek, “Herkesin oynayacağı bir rolü var.” dedi. İsrail’in Filistin’in yanında duran insanların “umudunu yitirmiş ve zayıf bir mentalitede” olmasını istediğini belirten Zein, “Bu noktada çok önemli bir rol oynamanız gerektiğini hissetmeniz gerekir.” diye konuştu.
Zein, “70 yılı aşkındır faaliyet gösteren bir propaganda makinesiyle karşı karşıyayız” diyerek, “İsrail’in yalanlarla çok güçlü olduğu algısını yarattığını” belirtti.
Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da, dünyanın çok ilginç bir dönemden geçtiğini, gündemin yönetildiğini, algı oluşturulduğunu, gerçeğin ne olduğunun bir öneminin olmadığını, ilk ne görülürse ve duyulursa ona itibar edildiğini söyledi.
Oyuncu Denzel Washington’ın sosyal medyada yer alan bir videoda dile getirdiği, “Artık gerçeğin peşinde değiliz. İlk kim söyledi, onun peşindeyiz” sözüne atıfta bulunan Kılıç, çok önemli bir tespitle karşı karşıya olduklarını, doğru veya yanlışın bir öneminin kalmadığını gördüklerini anlattı.
İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırıma dikkati çeken Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrail hükümeti ve onun temsilcilerinin ortaya koymuş olduğu gaddarlık, kural tanımamazlık, insanlık dışı muamele… Buna ne demek isterseniz deyin, uluslararası kuralların, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi’nin ihlali… Dini kitaplarının emrettiğinin hilafına hareket… Büyük bir düşüncenin, dini ideolojinin, emrin peşinde koştuklarını iddia ediyorlar ama peşinde olduklarını iddia ettikleri dinin birinci emri ‘öldürmeyeceksin’… Nasıl bir şey bu? Bunlar yeni değil. İletişimden, yayılımın hızlı olmasından dolayı çok hızlı gidiyor. Bu iş 1948’de başladı. Daha önceden başlayan bir süreç. Hırsızlığın adı yerleşimcilik olmuş. Bunu kabul ettiremediğimiz zaman başka şeyleri konuşmanın hiçbir anlamı yok. Karşımızdaki muhatap, yanlış yaptığını, ahlak dışı davrandığını kabul etmedikten sonra o bunu yapmaya devam edecek.”
Medyada görev alan tüm yöneticiler ve karar vericilerin bu medya algısından sorumlu olduklarını ifade eden Kılıç, şunları anlattı:
“Gerçek olmayan bir şey yalandır. Düpedüz yalan olan bir şeyi değiştiriyorlar. İletişim Başkanlığı, ‘İsrail’in dezenformasyonları’ dememiş, ‘İsrail’in yalanları’ diyor. Kelimeleri kullanmaktan korkmamak önemli. Yapmamız gereken, ısrarlı bir şekilde yanlış olanları ortaya koymak ve yanlışta ısrar edenlerin hesap vermesini sağlamak. İsrail’de yaşayan insanların içerisinde bugün yaşananları kabul etmeyenler mutlaka vardır. İnsan olanın kabul etmesi zaten mümkün değil. Onlarla da beraber çalışmak lazım. Şunu da unutmamak gerekiyor. Beraber yaşayacaksak, ben onları kabul ediyorsam, onlar da beni kabul edecek, değiştirmeye çalışmayacak.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *