Kızıl Ordu Hindukuş’larda yenildi ve Sovyetler’in on yıllık Afganistan işgali 1989’da sona erdi. ABD işgali ise Ağustos 2021’de… Çin ve Rusya’nın, Afganistan ile normalleşme sürecine girmesi ABD’yi endişelendiriyor ve yeni güç mücadelesinin sinyalleri geliyor.
Yeni Şafak’tan Mahmut Ustaosmanoğlu’nun haberi
Tarih 15 Şubat 1989. Sovyetler Birliği Generali Boris Gromov, Afganistan’ı Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlayan Amu Derya Nehri üzerindeki Dostluk Köprüsü’nü Afganistan tarafından baştan başa kat etti. İşgal gücünün Afganistan toprağını terk eden son askeri o oldu. Her yönüyle tarihi bir adımdı. Sovyetler’in on yıllık Afganistan işgalini sonra erdirmiş, Kızıl Ordu Hindukuş’larda yenilmiş, Sovyetler Birliği ölümcül bir yara almıştı. Sovyetler 3 sene sonra çözülecekti. Afgan Cihadı bir yerde Soğuk Savaşı da bitirmişti.
ABD’NİN ÇEKİLMESİ
Tarih 30 Ağustos 2021. ABD ve NATO güçlerine 20 yıl direnen Taliban, 15 Ağustos’ta başkent Kabil’i ele geçirmiş, Afganistan’dan çıkmaya çalışan Amerikan güçleri ve yerli işbirlikçileri Kabil Uluslararası Havaalanı’na adeta balık istifi yığılmıştı. Kargaşa ve kaos ortamında ABD’li Korgeneral Christopher T. Donahue, üzerinde savaş elbisesi, elinde silahı ile son ABD askerlerini götürmek üzere bekleyen nakliye uçağı C-17’ye adımını atarak Afganistan’dan ayrılan son ABD askeri olmuştu. Böylece, 11 Eylül 2001 hadiselerini gerekçe göstererek 7 Kasım 2001’de başlatılan ve 20 yıl süren, ABD tarihindeki kesintisiz en uzun savaş, ağır bir maliyetle sona erecekti. Afganistan’dan çekilmeyi “Stratejik Başarısızlık” olarak niteleyen, bir ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Raporu’na göre, 20 yıl süren işgal boyunca Afganistan’da 775 binden fazla ABD askeri görev yaptı. 2 bin 300 ABD askeri öldü. Savunma Bakanlığı ABD Hükümeti’nin askeri operasyonlara yaklaşık 1 trilyon dolar harcadığını tahmin ediyor. ABD Brown Üniversitesi Watson Enstitüsü ise Afganistan’daki savaşın toplam maliyetini 2,26 trilyon dolar olarak raporlamış. Netice, savaşta iki taraftan on binlerce sivil ve asker can kaybına ilave olarak Afganistan’a gömülen trilyonlarca dolar. Dahası, ABD’nin alelacele kaçarken geride bıraktığı 7 milyar dolarlık modern silah, mühimmat, zırhlı araç, helikopter ve uçaklar. Ve de büyük bir itibar kaybı.
TALİBAN’IN DÖNÜŞÜ
Tarih 31 Ağustos 2021. Taliban bu sefer bir süper gücü alt ederek önemli bir geri dönüş gerçekleştirdi. Taliban’ın korkusundan önceki rejimin neredeyse tüm mensupları yurt dışına kaçtılar. Ama Taliban döndüğünde beklentilerin aksine, 1996-2001 yıllarındaki ilk yönetimine göre daha yumuşak bir tavır gösterdi. Genel af ilan etti, kadınlarla ilgili olumlu mesajlar verdi.
Taliban’ın kansız dönüşü 50 yıldır savaş ve şiddet sarmalına girmiş ülkede yeni başlangıç yapmak için önemli bir fırsattı ama Taliban geniş tabanlı bir hükümet kurmadı. Yine de fırsat kaçmış değil ve muhalefete her geçen gün daha fazla sıcak mesajlar veren Taliban umarız ileride Afganistan’ın tüm etnik unsurlarını kapsayan bir hükümet kurmada başarılı olur. Kimse de kendisini mahrum bırakılmış hissetmez.
ÜÇ YILDIR İKTİDARDA
Taliban yeni iktidarının 3. yılını doldurdu.Ülke genelinde merkezi otorite, güvenlik ve istikrarı sağladı. Kurumsallaşıyor. Bu da Afganlıların yarım asırdır özleminde oldukları bir durumdu. DEAŞ-Horasan kolu bir güvenlik tehdidi oluştursa da büyük oranda sınırlanmış durumda. Cihad dönemi komutanı, merhum Ahmet Şah Mesut’un oğlu Ahmet Mesut etrafında silahlı bir mücadele için kümelenme olsa da ülke içindeki istikrarsızlaştırma faaliyetleri cılız.
Bir diğer önemli konu da haşhaş ekimi ve dolayısıyla da eroin üretiminin hem yüzölçümü ve hem de miktar olarak önemli ölçüde azaltılmış olması.
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Afganistan Emirliği’ni henüz kimse tanımadı. Herkes bunun için birilerinin adım atmasını bekliyor. Taliban’ın komşu ülkelerle ilişkileri Pakistan ve Tacikistan dışında her geçen gün daha da iyileşiyor. 3 yıllık Taliban iktidarı döneminde Pakistan ile ilişkiler gerginleşti. Pakistan, Afganistan’ı, Pakistan’ın terör örgütü olarak tasnif ettiği Pakistan Taliban Hareket’ine yardım ve yataklıkla suçluyor. Tacikistan’ın Taliban muhalifi unsurların ülkede kalmasına izin verdiğini söylersek bu ülke ile ilişkilerin iyi olmamasının sebepleri anlaşılabilir. Hatta Tacikistan ile ilişkilerin ileride daha da gerginleşebileceğini söyleyebiliriz.Diğer Orta Asya ülkeleri ve komşularının Afganistan’la ilişkilerini hızla geliştirdiklerini ve büyükelçilerini kabul ettiklerini görüyoruz. Bunları ileriye doğru Taliban Hükümeti!nin tanınmasına giden yoldaki işaret fişekleri olarak görebiliriz. Özellikle de önce Kazakistan sonra da Rusya’nın Taliban’ı terör listesinden çıkaracak olması ve hatta DEAŞ ile mücadelede müttefik olarak görmesi önemlidir. Çin, zaten perde gerisindeki bir aktör olarak her zaman Afganistan yönetimleri ile iyi ilişkiler geliştirmeyi becermiştir.
DÜNYANIN İLGİSİ AFGANİSTAN’A MI KAYIYOR?
Taliban’ın ülkede güvenlik ve istikrarı sağlaması ve bölge ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmesi, tanınmamasına rağmen dünyanın dikkatini çekmektedir. Özellikle de ABD’nin kendisine rakip gördüğü Çin ve Rusya’nın, Özbekistan, Türkmenistan başta Orta Asya ülkeleri ile birlikte Afganistan’la bir normalleşme sürecine girmeleri başta ABD olmak üzere Batılı ülkeleri mutlaka endişelendirmektedir. ABD, Afganistan’da uğradığı ‘stratejik başarısızlığı’ onarma sürecine girmek isteyecektir. Aksi taktirde Rusya, Orta Asya, İran, Afganistan ve Çin’den oluşan koskoca bir coğrafyayı Rus, Çin, İran nüfuzuna bırakacaktır. Burada dikkat çeken bir husus paylaşmak isterim: DEAŞ’e Karşı Küresel Koalisyon, bu ayın başında bakanlar düzeyinde yayınladığı ortak bildiride, Afrika’nın bazı bölgeleri ve Orta ve Güneydoğu Asya da dahil olmak üzere küresel çapta DEAŞ’in yayılmasına karşı koymayı taahhüt etmektedir. ABD’nin başını çektiği koalisyon Orta Asya’da nasıl karşı koyacak, bunu bahane ederek bölgeye mi gelmek istemektedir, zaman gösterecektir.
DOĞAL KAYNAKLAR
Afganistan’ın el değmemiş doğal kaynakları iştah kabartmaktadır. Afganistan Geçici Hükümeti altyapı inşası karşılığında maden işletme ruhsatı vermektedir ve Taliban tanınma sürecine girince şimdiden oraya yatırım yapmış olanlar bir adım önde olacaklardır.
Ayrıca, Afganistan’da güvenlik ve istikrarın sağlanması, Afganistan üzerinden, gaz boru hatları dahil oldukça canlı bir ticaret koridoru oluşturacak, adeta Orta Asya Afganistan üzerinden Hint Okyanusu’na akacaktır.
50 yıldır darbe, savaş, iç savaş, iki süper güç işgali, kan, gözyaşı şiddet sarmalına girmiş olan Afganistan, Taliban’ın uzun bir mücadele ardından dönüşü ile güvenlik ve istikrar yolunda önemli bir fırsat yakalamıştır. Ne tür bir sistem kuracağı kendilerinin bileceği bir iştir ama Taliban bu fırsatı zayi etmemeli, daha da geniş tabanlı bir hükümetle ve beyin göçünü tersine çevirerek ülkeyi bu sarmaldan çekip çıkarmalıdır.
TALİBAN’I ZOR KULLANARAK DEĞİŞTİRMEK GÜÇ
Stratejik Düşünce ve Araştırma Vakfı (SDAV) Başkanı Sinan Tavukçu:
ABD, 31 Ağustos 2021’de Afganistan’dan çekildi. 20 yıllık işgal dönemi sona erdi ve Taliban yönetime geldi. Ancak hiçbir ülke tarafından resmen tanınmadı. Yine de, Taliban yetkileri çeşitli bölgesel toplantılara katılıyor, çeşitli ülkelerle iş birliği ve ortaklık anlaşmaları yapıyor, hatta elçilikler açılıyor. Taliban ile diyaloğunu derinleştiren ülkeler arasında öne çıkanlar ise Özbekistan, Pakistan, Rusya ve Çin. Taliban yönetiminin tüm etnik grupların temsilcilerini içeren kapsayıcı bir hükümet oluşturmaması, insan hakları özellikle de kadın hakları alanında verdiği sözleri yerine getirmemesi entegrasyon önündeki en büyük engel olarak görülüyor. Katar’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen BM’nin “Afganistan” konulu toplantılarının 3’üncüsü 30 Haziran-1 Temmuz 2024’de gerçekleştirildi. Taliban yaklaşık 30 ülkeden heyetle bir araya geldi.
TALİBAN İLE DİYALOG YAKLAŞIMLARI
Bölge ülkeleri başta bir kısım devletler mevcut yönetimi, Afganistan’ın yeni realitesi olarak kabul etmiş durumdadırlar. Avrupa ülkelerinin bir kısmı Taliban’a karşı koordinasyon içerisinde hareket ederek uluslararası kolektif bir tutum takınılması gerektiği ve her türlü karşı hareketinin desteklenmesi gerektiği görüşündedir. Ancak, “Afganistan” konulu toplantıdan sonra Taliban’ın devrilmesi gerektiğini savunan ittifakta çözülme olduğu görülüyor. Batı medyasındaki analizlerde, olağan şartlarda kısa ve orta vadede Afganistan’da Taliban yönetimine alternatif bir oluşum görünmediği, muhalefetin yeterince güçlü olmadığı, Taliban yönetimi ile diyalog kurularak dönüşüm sağlanmasının daha gerçekçi olacağı yönünde görüşler ortaya çıktı.
GELİNEN NOKTA
Gelinen noktada hem iç muhalefetin gücü hem de bölgesel ve küresel dış dinamikler Afganistan’da Taliban yönetiminin zor kullanılarak değiştirilmesinin güç olduğunu gösterdi. Kadın haklarına ve genelde insan haklarına saygılı ve duyarlı, bütün kesimlerin olabildiğince temsil edildiği, etnisiteye dayanmayan bir yönetim Afganistan’ın en temel ihtiyacıdır. Bütün Afganistan halkının bağlılık duyacağı, bir devlet yönetimine ihtiyaç duyduğu açıktır.
DÜNYA DEĞİŞİM İÇİNDE
Öte yandan dünya büyük bir değişim içerisindedir. Hızla çok kutuplu bir dünya ortaya çıkmakta ve Asya ülkeleri yeni dönemin en önemli aktörleri olacak görünmektedir. ABD hegemonyasına dayalı tek kutuplu dünya düzeninin inşa ettiği bütün ittifaklar dağılacak, yeni birliktelikler oluşacaktır. Asya’nın kalbi Afganistan’ın, yüzyılda bir gelen bu dönemi, enerjisini içerideki kavgalarla tüketmeden, tüm toplumu kucaklamayı başararak, en iyi şekilde değerlendirmesi gerekmektedir.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *