Bölgedeki kaynakların Radio Free Europe/ Radio Liberty (RFE/RL)’ye verdiği iddia edilen bilgiye göre Taliban, Uygur militanlarını Afganistan’ın Çin sınırına yakın bir bölgeden çıkardı ve bu hareket analistlere göre Pekin ile Afgan grup arasındaki koordinasyonun arttığına işaret ediyor.
Afganistan içine yerleştirilen Uygur savaşçıların, Pekin’in, batı eyaleti Sincan’daki huzursuzluktan sorumlu tuttuğu ve eski adı Doğu Türkistan İslami Hareketi (ETIM) olan Uygur grubun Türkistan İslam Partisi (TIP) üyeleri olduğuna inanılıyor.
Taliban, 1990’lardaki iktidarı sırasında Uygur grupların Afganistan’da faaliyet göstermesine izin verdi ve hala onlarla bağlantıları olduğu sanılıyor. Çin ise Taliban’dan militanlarla her türlü bağını kesmesini talep etti.
Analistler, Taliban’ın bu hamlesinin Pekin ile ilişkilerinde yeni bir adıma işaret ettiğini ve Afgan militanların Ağustos ayında Afganistan’da iktidarı ele geçirmelerinden bu yana Çin’in güvenlik kaygılarını yatıştırmak için ilk kez sahada harekete geçtiklerini belirttiler.
ABD merkezli Wilson Center’ın, Çin ve ABD üzerine Kissinger Enstitüsü’nde çalışan Bradley Jardine RFE/RL’ye “Çin’in istediği ve Taliban’ın Pekin ile daha derin bir işbirliğini teşvik etmek için sağlaması gereken şey bu” dedi, “Asıl soru, bunu tam olarak yerine getirip getiremeyecekleri.” diye ekledi.
Gelişmeler hakkında bilgi sahibi eski bir Afgan askeri yetkilisi RFE/RL’ye yaptığı açıklamada, TIP militanlarının Afganistan’ın kuzeydoğusunda, ülkenin Çin ile olan 76 kilometrelik sınırı boyunca uzanan Badakhshan’da bulunduğunu ve o zamandan beri doğudaki Nangarhar eyaleti de dahil olmak üzere başka bölgelere taşındığını söyledi.
Bölgedeki bir Tacik sınır muhafızının istihbarat raporlarına dayanarak 4 Ekim’de RFE/RL’ye verdiği bilgiye göre, Uygur militanlar geçen haftaya kadar Badahşan’da bulunuyordu ancak o zamandan beri bölgeden uzaklaştırıldı.
RFE/RL’ye konuşan ve medyaya konuşma yetkisi olmadığı için adının açıklanmasını istemeyen Tacikistan devlet sınır hizmetlerinden bir yetkili, Taliban’ın savaşçıları Çinli yetkililere teslim edip etmeyeceğinin belirsiz olduğunu söyledi.
Pekin ve Taliban
Çin on yıllar boyunca Taliban’la, terörle mücadeleye odaklanan pragmatik ve zaman zaman gergin bir çalışma ilişkisi kurdu. Batı destekli Afgan hükümetinin çöküşünden önce Pekin’in de Kabil’le yakın bir çalışma ilişkisi vardı ve Afgan güçleri Çin’in talebi üzerine Uygur militan gruplarının izlenmesine ve hedef alınmasına yardımcı oldu.
Grubun 15 Ağustos’ta Kabil’i ele geçirmesinden bu yana Pekin, Taliban ile ilişkilerini sağlamlaştırmak için harekete geçti ve Çin’in güvenlik kaygılarına, özellikle de Afganistan’daki herhangi bir Uygur grubunun izlenmesi ve sığınmasına izin verilmemesi karşılığında ekonomik ve kalkınma desteği vaat etti.
Taliban liderliğindeki hükümet Çin’i yakın bir ortak olarak nitelendirdi ve Pekin ile daha derin bir işbirliği için bastırdı.
Uygur savaşçıların yer değiştirmesi Pekin ile Taliban arasındaki ilişkilerde kayda değer bir adım olsa da analistler grubun Çin ile gelişen ortaklığında hala ince bir çizgide yürüdüğü konusunda uyarıyor.
Taliban’ın 1996-2001 yılları arasındaki iktidarı sırasında da grup, Çin’in endişelerini yatıştırmak için Uygur militanları sınır bölgelerinden Afganistan’ın diğer bölgelerine nakletmiş ancak savaşçıları Çinli yetkililere teslim etmekten kaçınmış, bu da Pekin ile Taliban arasındaki bağları germişti.
Berlin’deki German Marshall Fund’da çalışan ve Çin’in Güney Asya’daki faaliyetlerini izleyen Andrew Small RFE/RL’ye Taliban’ın bu stratejiyi tekrarlamak isteyebileceğini söyledi. Small, “Bu, daha önce iktidardayken olanlarla uyumlu” dedi. Small, “Taliban herhangi bir Uygur militan faaliyeti nedeniyle Çin’e karşı mahcup olmaktan kaçınmaya çalıştı, ancak onları gerçekten teslim etmeleri çok farklı bir konu olurdu.” ifadesini kullandı.
Çin’in Korkuları
Taliban Eylül ayında Uygur militanların Afganistan’da faaliyet göstermediğini iddia etmişti, ancak savaşçıların yer değiştirmesi savaştan zarar gören ülkede varlıklarının devam ettiğine işaret ediyor.
Çinli politika yapıcılar uzun süredir Afganistan’ın, Doğu Türkistan olarak adlandırdıkları bağımsız bir Sincan için on yıllardır mücadele eden Uygur gruplar için bir üs olmasından endişe ediyor.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Temmuz ayında Çin’de Taliban ile yaptığı görüşmede grubun militanlarla her türlü bağını koparmasını talep etti.
Çin, Devlet Başkanı Xi Jinping’in en tartışmalı politikalarından biri olan ve 2017’den bu yana 1 milyondan fazla Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer Müslüman azınlığı hapseden geniş bir toplama kampı sistemi için terörizm korkusunu gerekçe gösterdi.
Müslüman etnik azınlıklar Sincan’daki nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor ve Çinli yetkililer uzun zamandır bu azınlıkların sadakatinden şüphe duyuyor. Orta Asya sınırındaki bu geniş bölge, Pekin’in TIP ve selefi ETIM’i suçladığı terör saldırılarına sahne olmuştur.
The New York Times’ın 2019 yılında ele geçirdiği sızdırılmış belgelere göre, terörle mücadele ve radikalleşme kaygıları Çin Komünist Partisi’nin Sincan’daki baskıları ve kamp ağının oluşturulmasını gerekçelendirmesinin merkezinde yer alıyordu.
Ancak Uygur militanların yarattığı tehdidin tam kapsamı tartışmalı; pek çok analist grupların koordinasyondan ve büyük saldırılar düzenleme kapasitesinden yoksun olduğunu söylüyor.
Washington, 2020 yılında ETIM’i yabancı terörist gruplar listesinden çıkarmış ve grubun hala var olduğuna dair “inandırıcı” bir kanıt olmadığına inandığını söylemişti.
Ancak 2020 tarihli bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi raporunda, birkaç yüz Uygur savaşçının Afganistan’da olduğuna inanıldığı belirtildi. Pekin ve BM ETIM’i hâlâ terörist bir grup olarak kabul ediyor.
Uygurların Endişeleri
Taliban ve Çin arasında artan koordinasyonun Afganistan’daki daha geniş etnik Uygur nüfusu arasında korku yayması muhtemeldir. Afganistan’da sayılarının 2,000’den fazla olduğu tahmin edilen Uygurların çoğu, aileleri on yıllar önce Çin’i terk eden ikinci kuşak Afganlar.
Pekin ve Taliban daha yakın ilişkiler kurdukça, topluluk içindeki pek çok kişi Çin’in Uygurlara yönelik genişleyen küresel baskısına yakalanabileceklerinden korkuyor.
Pekin, Uygur aktivistleri sansürlemeyi, sindirmeyi ve bazı durumlarda Sincan’a geri göndermeyi hedefliyor.
Taliban’ın misillemesinden korktukları için RFE/RL’ye isimlerinin gizli kalması koşuluyla konuşan Afganistanlı dört etnik Uygur, yeni Taliban rejimi altında Çin’e sınır dışı edilmekten korktuklarını söyledi. RFE/RL tarafından görülen Afgan kimlik kartlarının çoğunun üzerinde “Uygur” veya “Çinli mülteci” yazıyor olması korkularını daha da arttırıyor.
Analistler, Taliban’ın Afganistan’daki daha geniş Uygur toplumunu hedef almayı planladığına dair henüz bir belirti olmamasına rağmen, gerilimin tırmanma ihtimalinin devam ettiği uyarısında bulunuyor.
Bradley Jardine, “Afganistan’daki durumun tehlikesi, Uygurları militan olarak yaftalamanın bu kadar kolay olması, oysa durum böyle değil.” dedi, “Çin geçmişte bu tanımlamayı kötüye kullandı ve hesap verilebilirlik olmadığı sürece kimin gerçek bir militan olduğunu bilmek zor.” diye ilave etti.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *