En son olan kaza feci bir kaza, gerçekten çok sorgulanması gereken, ders çıkarılması gereken şeyler olduğunu belirten, yol emniyet uzmanı Mert İntepe, “Eğer siz sürücülerinizi çalışmaya zorlayarak metedolojik olarak kazaya giden bir yolda önlem almıyorsanız, zaten sistem Ağustos ayında fazlalaşan sefer sayılarıyla şoförlerin çok da yapabileceği bir şeyi kalmıyor” dedi.
Son zamanlarda Türkiye’de yaşanan yolcu otobüsü kazaları, ağır bilançolarıyla dikkat çekerken, tüm bu yaşananlar da şehirler arası yolculuk yapanlar için endişe çanlarına neden oldu. Peki, bu kazalar neden arttı? Sputnik’e konuşan Yol emniyet Uzmanı İntepe, konuyu değerlendirerek tarafların yapması gerekenleri aktardı.
Türkiye, trafik kazaları açısından dünyada en riskli ülkeler arasında yer almaya devam ediyor. Son bir yılda ülke genelinde yaşanan trafik kazalarında 6 bin 900’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bu rakam, bir yıl içinde yaşanan trafik kazalarının boyutunu ve aciliyetini gözler önüne seriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılı boyunca Türkiye genelinde 150 binden fazla trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların büyük çoğunluğu ise dikkatsizlik, hız ihlali ve yorgunluk gibi faktörlerden kaynaklanıyor.
Bilanço her geçen gün artıyor
Son dönemde Türkiye’de meydana gelen büyük yolcu otobüsü kazaları, kamuoyunun dikkatini tekrar bu alana çekti. Özellikle Ankara-Konya otoyolunda gerçekleşen ve 10 kişinin hayatını kaybettiği kaza, trafik güvenliği konusundaki endişeleri artırdı. Kazanın ardından yapılan incelemelerde, otobüs şoförünün uzun süre direksiyon başında olduğu ve yorgunluk belirtileri gösterdiği ortaya çıktı. Bu durum, sürücülerin yolculuk sırasında dikkat dağınıklığı ve yorgunluk gibi faktörlerden nasıl etkilendiğini bir kez daha gösterdi.
Son olarak bugün Malatya’da yaşanan ve yolcu otobüsünün şarampole yuvarlanarak devrildiği kazasında ise 26 yaralı bulunduğu Sağlık Bakanlığı tarafından açıklandı. Peki, genellikle sabah erken saatlerde yaşanan bu trafik kazaları neden kaynaklanıyor?
Konuya ilgili Sputnik’in sorularını yanıtlayan yol emniyet uzmanı Mert İntepe, “Ticari araç kullanıcısı olan sürücülere bir uyarı yapmaktan evvel, önlemini alıp aksiyonunu sahaya indirmemiz gereken konular var. Biz bu sürücüleri hangi çalışma saatlariyle hangi sistemle çalıştırıyoruz? Hangi dinlenme saatleriyle? Günden kaç saat çalışıyorlar? 24 saat içinde 9 saattten fazla araba kullanıyor mu? Peki 11 saat dinlenebiliyor mu? Kanunda yazanlardan bahsediyorum. Firma yönetimi bu kanunda yazanları uyguluyor mu? Kanun gereği iş güvenliği müdürü var mı? Eğer siz sürücülerinizi çalışmaya zorlayarak metedolojik olarak kazaya giden bir yolda önlem almıyorsanız, zaten sistem Ağustos ayında fazlalaşan sefer sayılarıyla şoförlerin çok da yapabileceği bir şeyi kalmıyor” dedi.
Kazalar neden daha çok sabaha karşı saatlerde oluyor?
“İnsan vücudundan biliyorsunuz ki uyku halleri sabaha karşı harekete geçiyor. Sistem nedeniyle maalesef bir sefere giderken şoförlerin yorgunluk ve uykusuzlukları ile kazalar kaçınılmaz oluyor.
‘Yol hipnozu diye bir şey yok, yolla ve uykusuyla savaşan sürücü var’
Kazaların yol hipnozu ile alakası olup olmadığı kısmına da değinen ve uzman isim, “Benim 25 yılı aşkın mesleki tecrübemde, dünyadaki 4-5 ülkedeki uluslararası lisansım dolayısıyla şunu söylüyorum ki; Yol hipnozu diye bir şey yok, yolla, uykusuyla, yorgunluğuyla savaşan sürücü var, ya da onu sürmeye zorlayan yönetici var. Yol hipnozu diye bir şey yok. Uykun var. Yorgunluğun var. Uykuya borcun olduğu için de reaksiyonların ve kan akışın yavaşlıyor, gözün kapanıyor ya da gözün açıkken beynin derin uykuya geçiyor” ifadelerini kullandı.
Yolcular ne yapmalı?
“Otobüs yolcularının da yıllardır bağıra bağıra söyleyen bir uzmanım ama maalesef zaten artık yolcular da tedirgin. Artık öyle bir hale geldi ki, artık kemeriniz olsa da hayatınızı kaybedeceksiniz. En son olan kaza feci bir kaza, gerçekten çok sorgulanması gereken, ders çıkarılması gereken şey var. Tabii ki, emniyet kemerini takmaktan vazgeçmemek lazım”
Yol hipnozu nedir?
Yol hipnozu, uzun süreli araç kullanımı sırasında sürücülerin dikkatini kaybetmesine neden olan bir durumdur. Özellikle monoton ve uzun yolculuklar sırasında ortaya çıkar. Sürücü, yolun ve aracın ritmik akışı nedeniyle trans benzeri bir duruma girer ve bu da farkındalık kaybına yol açabilir. Yol hipnozu, sürücünün gözlerini açık tutmasına rağmen dikkatini kaybetmesi ve tepki süresinin yavaşlamasıyla karakterizedir. Bu durum, ciddi trafik kazalarına sebebiyet verebilecek tehlikeli bir durumu temsil eder.
Yol hipnozundan nasıl kurtulunur?
Yol hipnozundan korunmak için sürücülerin bazı önlemler alması gerekmektedir. Öncelikle, uzun yolculuklar sırasında düzenli aralıklarla mola vermek çok önemlidir. Her iki saatte bir kısa bir mola verilmesi, sürücünün dikkatini yeniden toplamasına yardımcı olabilir. Bunun yanında, araç içinde müzik dinlemek veya bir yol arkadaşı ile sohbet etmek gibi dikkat dağıtıcı aktiviteler, yol hipnozunun etkilerini azaltabilir.
Diğer bir öneri ise, seyahat öncesinde yeterince dinlenmiş olmaktır. Uykusuzluk, yol hipnozunu tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Ayrıca, yolculuk sırasında kafeinli içecekler tüketmek de sürücünün uyanık kalmasına yardımcı olabilir. Ancak kafeinin etkisi sınırlıdır ve aşırı tüketimden kaçınılmalıdır.
Türkiye’de trafik kazalarının önlenmesi ve sürücülerin daha güvenli bir şekilde yolculuk yapabilmeleri için bu tür farkındalıkların artırılması büyük önem taşıyor. Özellikle yol hipnozu gibi dikkat kaybına yol açan durumlar, sürücülerin hem kendi güvenliği hem de yolcuların güvenliği açısından mutlaka ciddiye alınmalıdır.
En son Malatya’da otobüs kazası gerçekleşmişti
Çarşamba sabah saatlerinde Malatya’nın Akçadağ ilçesinde, Bodrum-Van seferini yapan yolcu otobüsü şarampole yuvarlanmıştı. Onlarca kişinin yaralandığı kaza, “Yol hipnozu sıkça yaşanan bir durum mu” sorusunu gündeme getirmişti. Ancak kazanın kesin sebebi henüz belli değil.
(Sputnik)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *